tag:blogger.com,1999:blog-63327295379724564642024-03-13T17:18:05.632-07:00Her Dem HaberDerridahttp://www.blogger.com/profile/11327959125465819104noreply@blogger.comBlogger188125tag:blogger.com,1999:blog-6332729537972456464.post-54468733383881813402010-12-07T11:01:00.000-08:002010-12-07T11:01:00.812-08:00Kahkaha Sınıfı Tiyatro oyunu skeçler piyesler<p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">(Bir Perdelik Oyun) </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">OYUNCULAR: </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Okul Müdürü: </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Sınıf Başkanı: </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Giray: </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Cemre: </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">İlknur: </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Cem: </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">İlkay: </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Temel: </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Hazar: </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;"> </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">DEKOR: </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Sınıf ortamı… Öğretmen masası, üzerinde dünya küre ve duvarda asılı dünya haritası. </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">(Ders zili çalar. Öğrenciler her günkü gibi sınıfa girer. Sıralara otururlar. </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Sınıf başkanı elinde yoklama ders defteri ile içeri girer. Öğretmen masasına gider. Defteri masanın üzerine bırakır. Ellerini çırparak arkadaşlarını susturur.) </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;"> </span><img style="width: 504px; height: 377px;" src="http://www.trakya.edu.tr/Haberler/2005/tiyatro_foto/cimri_adli_tiyatro_oyunu.JPG" /></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;"> </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Başkan: Arkadaşlar! Öğretmenimiz bu gün izinli. Okula gelmeyecek. </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Öğrenciler: Aaaa! </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Başkan: Arkadaşlar! Okul müdürümüz beni öğretmen yerine görevlendirdi. Bu gün Öğretmeniniz benim. Evet mi? </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Öğrenciler: (Alkış tutarlar.) Eveeet başkan! </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Başkan: Bana başkan değil “Öğretmenim” diyeceksiniz. Evet mi? </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Öğrenciler: (Gülüşerek) Evet, öğretmenim! </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">( Kapının arkasında asılı duran öğretmenin önlüğünü giyer. Öğretmen gibi ) </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Başkan: Günaydın çocuklar! </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Öğrenciler: (Ayağa kalkar.) Günaydın öğretmenim! </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Başkan: Oturun çocuklar.(Öğrenciler otururlar.) </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Başkan: Çocuklar! Ödevleriniz hazır mı? </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Öğrenciler: Hazır! </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Giray: (Parmak kaldırır.) Öğretmenim, size bir şey sorabilir miyim? </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Başkan: (Ödev kâğıtlarını toplarken) Sor bakalım, Giray. </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Giray: ( Kurnaz kurnaz ) Öğretmenim, insan yapmadığı şeyden ötürü ceza görür mü? </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Başkan: Görmez, Giray. </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Giray: ( Sevinçle el çırparak havalara zıplar.) </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Yaşasın! Ben ödevimi yapmadan okula gelmiştim. (Öğrenciler güler.) </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Başkan: (Gülümseyerek) Seni gidi şeytan çekici seniii! Bu kurnazlığını ödevlerini yaparak göstersen ya... </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Başkan: (Masa başına gider, oturur. Ödevleri inceler. Masa üzerinde duran küreyi döndürerek) </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Çocuklar! Ödev kâğıtlarında her birinizin birçok eksiğini gördüm. Fakat hiç biriniz Dünya’nın uydusunun adını yazmamışsınız. Neden? Bilmeniz gerekirdi. (Bu sırada Cemre ayağa fırlar.) </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Cemre: Ayy! </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Başkan: Aferin Cemre! Bildin otur. </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">(Öğrenciler gülüşür.) </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Başkan: Çocuklar, Neden gülüyorsunuz? </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Cem: (Ayağa kalkarak) Öğretmenim! Cemre bildiğinden söylemedi. İlknur Cemre’ye çimdik attı. O da Acıdan “ Ay! ” diye bağırdı. </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">(Gülüşmeler) </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Başkan: Çocuklar! Cemre’ye dünyamızın uydusunun Ay olduğunu çimdik şakası söyletti. Artık hiç biriniz unutmazsınız. </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Öğrenciler: Evet! </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Başkan: ( ödev kâğıtlarından birini göstererek) </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Temel, “ Gelmek” fiilinin şimdiki zamana göre çekimini yazmayı unutmuşsun. </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Ayağa kalk çekimini yap. </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Temel: (Ayağa kalkar.) Celeyrum, celeysun, celey… ( Öğrenciler gülüşür) </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Hazar: (Ayağa fırlar) Öyle mi söylenir babo? </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Başkan: (Gülümseyerek) Öyleyse sen söyle. </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Hazar: Gelirem, gelirsen, gelir… </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">(Öğrenciler güler.) </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">İlknur: Öğretmenim, doğrusunu ben söyleyeyim mi? </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Başkan: Söyle İlknur. </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">İlknur: Geliyorum, geliyorsun, geliyor; geliyoruz, geliyorsunuz, geliyorlar. </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">(Öğrenciler alkışlar.) </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Başkan: Aferin İlknur! Çocuklar, İki arkadaşınız kendi yörelerinin ağızlarıyla çekim yapmaya kalkınca komik oldular. Zamanla onlar da dillerini düzeltecek; güzel Türkçemizi düzgünce seslendireceklerdir. Öyle değil mi? </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Öğrenciler: Evet! </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Başkan: Giray, ödevini yapmadan geldin. Şimdi tahta başına geç. Sözlü olarak sorularımı cevapla. </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Giray: (Tahta başına geçer.) Öğretmenim bir daha ödevlerimi yapmadan okula gelmeyeceğim. </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Başkan: Peki, Giray. Fırından beş tane ekmek aldın. 1 YTL verdin. Fırıncıdan kaç lira geri alacaksın? </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Giray: (Düşünür gibi yapar) Hiiç ! </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Başkan: Nasıl hiç ? </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Giray: Öğretmenim, benim babam fırıncıdır. Biz ekmeğe para vermeyiz. </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">(Öğrenciler güler.) </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Başkan: (Gülümseyerek) Öyle ya. Peki, beş tane iki kaç eder? </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Giray: (Düşünür gibi yapar.) </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Başkan: Giray, siz her hafta çarşıya yumurta götürüp satmıyor musunuz? </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Giray: Satıyoruz, öğretmenim. </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Başkan: Sepete yumurtaları İkişer ikişer dizdiniz. </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Giray: Öğretmenim, Biz yumurtaları ikişer ikişer dizmiyoruz. </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Başkan: Ya, kaçar kaçar diziyorsunuz? </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Giray: Üçer üçer diziyoruz. </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Başkan: Öyle olsun sepete yumurtaları üçer üçer beş sıra dizdiniz. Hepsi kaç yumurta eder? Çarp bakalım. </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Giray: (Kurnaz kurnaz) Çarpamam öğretmenim. </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Başkan: Neden çarpamaz mışsın? </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Giray: Çarparsam yumurtalar kırılır da ondan. </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">(Öğrenciler güler.) </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Başkan: (Gülerek.) Sekizin yarısı kaç eder? </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Giray: (Kurnaz kurnaz.) Enine mi boyuna mı öğretmenim? (Tahtaya büyükçe sekiz çizerek.) </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Sekizi ikiye bölersek, üst üste iki sıfır eder. Boyuna bölersek ( Sekizi boydan boya çizer.) Yarısı üç olur. </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">(Başkan ve öğrenciler kahkahayla güler.) </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Başkan: Bir soru daha! On parmaktan on çıktı, kaç kalır? </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Giray: On parmaktan on çıktı, yine on kalır. </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Başkan : (Şaşarak ) Nasıl olur? </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Giray: (Cebinden bir çift eldiven çıkarır. Parmaklarına geçirir. Sonra eldiveni parmaklarından çıkararak) </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">İşte böyle öğretmenim! On parmaktan on çıktı, yine on kalır... (Öğrenciler güler.) </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Başkan: Çocuklar! Arkadaşınızın kurnazca verdiği cevaplar ne komik değil mi? </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Öğrenciler: Evet, öğretmenim. </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Başkan: Giray, bu söyleşimizi yaz. Okul duvar gazetesine asalım. Öteki sınıflar da okusun. (Sınıf alkışlar.) </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Başkan: Çocuklar! Şimdi sosyal bilgilerden sözlü sınav yapacağım. Gönüllü kim kalkacak? (Hiçbir öğrenci parmak kaldırmaz .) </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Başkan: Gönüllü kalkacak yok mu? Ben de not defterimi açar, oradan kaldırırım. </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">(Sayfaları ağır ağır çevirir. Cem’in adını okur. Cem iki büklüm tahta başına geçer.) </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Başkan: Cem, duvarda asılı olan dünya haritasının yanına git. Mısır’ı göster. Mısır’ın dünyaca nesi meşhurdur? </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Cem : (Bir haritaya, bir arkadaşına bakar.) Şey… Öğretmenim, Mısır’ın nesi mi meşhurdur? </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Başkan: Evet, Cem! Mısır’ın nesi meşhurdur? </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Cem: Şey… Patlamışı öğretmenim. </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Başkan: (Şaşkın) Sen ne diyorsun Cem? </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Cem: (Kurnaz kurnaz) Dedem kış geceleri tavaya mısır koyar. Ateş üzerinde çıtır pıtır patlatır. Patlayan mısırlar pamuk gibi açar. Mis gibi kokar. Yemesi ne hoştur. </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">(Öğrenciler kahkaha ile güler.) </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Başkan: (Gülerek) Bugün bizim sınıf Rıfat ILGAZ’IN “Hababam Sınıfı”na döndü. Mısır deyince akla Nil nehri ile piramitler gelir. Biri Mısır’a hayat verir, öteki turist çeker. </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Türkiye’de de böyle güzel yerler vardır. Örneğin; Pamukkale Bodrum gibi… </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Öğrenciler: Evet! </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Başkan: Cem, Bodrum nerededir? </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Cem: Şey… Şey… Bodrum, evlerimizin alt katındadır. (Öğrenciler güler.) </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Başkan: (Ciddileşir.) Cem, dalga geçmeyi bırak. Kırık not veririm ha! Son bir soru daha! İyi düşün, doğru cevap ver. </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Cem: Peki, öğretmenim. </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Başkan: 1514 yılında yapılan savaşın adı nedir? </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Cem: (Arkadaşlarına imdat ister gibi bakar. İlkay (Çaldıran!) diye fısıldar. Cem heyecandan iyi anlamaz.) </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Çıldıran öğretmenim! </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">(Öğrenciler kikir kikir gülüşür.) </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Başkan: (Kaşlarını çatarak) Ne, çıldıran mı? </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Cem: (Yaptığı yanlışı anlar. Fakat bozuntuya vermez.) Evet öğretmenim, Çıldıran. Karşı tarafın şahı yenilince her şeyini kaybettiği için çıldırmış. Bu yüzden de, bu savaşa Çıldıran Savaşı denilmiş. </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">(Bütün sınıf kahkaha ile güler.) </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Başkan: Bugün bizim sınıfın en neşeli günü. Sınıfımızın adı “Kahkaha Sınıfı” olsun. </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">(Öğrenciler alkışlar.) </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Başkan: Arkadaşlar! Hoşunuza gidecek bilmeceli oyuna geçiyorum. Borcu olmayan ilimizin adı nedir? </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Öğrenciler: Ödemiş! Ödemiş! </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Başkan: En yumuşak yöremiz neresidir? </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Öğrenciler: Pamukkale! Pamukkale! </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Başkan: Denizin ortasında ne vardır? </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Öğrenciler: Ada! </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Başkan: Bilemediniz. Bu sorunun cevabı böyle olmayacak. </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Öğrenciler: Vapur! </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Başkan: Hayır! Hayır! </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">İlkay: Öğretmenim, siz söyleyin. </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Başkan: Olmaz! Siz bulacaksınız. Değişik düşünün. Denizin ortasında ne var? </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Aslında cevabı bilmece ile birlikte içinde. </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">İlkay: Öğretmenim, ben bildim. Denizi bir sözcük olarak düşünürsek ortasında N harfi vardır. </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Başkan: Aferin, İlkay! </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Okul Müdürü: (Sınıfın açık duran kapısında görünür. Öğrencileri izler.) </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Cemre: Öğretmenim! Bir bilmece daha sorar mısınız? </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Başkan: Peki sorayım. Şimdi aklınızdan kolayca toplama, çıkarma, bölme işlemi yapılabilecek bir sayı tutun. Ben de sonucunu söyleyeyim. </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">(Başkan bu oyuna seyircileri de katmalıdır.) </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Öğrenciler: Sor! Sor! </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Başkan: Aklınızdan bir sayı tutun. </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Öğrenciler: Tuttuk, öğretmenim! </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Başkan: Tuttuğunuz sayı kadar da arkadaşınızdan alın. </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Öğrenciler: Aldık, öğretmenim! </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Başkan: Benden de 10 alınız. </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Öğrenciler: Aldık, öğretmenim! </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Başkan: Hepsini toplayın. </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Öğrenciler: Topladık, öğretmenim! </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Başkan: İkiye bölün. </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Öğrenciler: Böldük, öğretmenim! </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Başkan: Arkadaşınızdan aldığınız sayıyı geri verin. </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Öğrenciler: Verdik, öğretmenim! </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Başkan: Geriye 5 kalır. Bildim mi? </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Öğrenciler: Aaa! Bildiniz öğretmenim. </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Başkan: Peki, nasıl bildim? </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">(Zil çalar.) </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Başkan: Zil çaldı. Eve gidince büyüklerinize danışın. Nasıl bildiğimi öğrenin. </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Okul Müdürü: (Sınıfa gülümseyerek girer. Öğrenciler ayağa kalkar.) </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Aferin çocuklar! Kapı gerisinden oynadığınız oyunu izledim. Hepsini beğendim. Başkan, öğretmen rolünü çok güzel oynadın. Dilerim okumayı sürdürür, öğretmen olursun. </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Öğrenciler: ( Alkışlar.) </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Okul Müdürü: hepinize teşekkür eder, iyi akşamlar dilerim. </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;">Öğrenciler: Sağoool ! </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;"> </span></p><p style="margin: 0cm 18.75pt 0pt 18pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;"><span style="font-size:9pt;"> </span></p><span style="color: rgb(0, 0, 0);font-family:verdana;font-size:9pt;" ></span>Derridahttp://www.blogger.com/profile/11327959125465819104noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-6332729537972456464.post-27137827374353894832010-12-07T01:52:00.000-08:002010-12-07T01:52:00.534-08:009. Sınıf Dil ve Anlatım Kitabı lise-1 Cevapları 2010 yeni<p><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:comic sans ms,cursive;">Cevapların kitabınızdaki sorulara uyup uymadığını kontrol ettikten sonra değerlendirin<br /></span></span></span></p><p><br /></p><p><img src="http://odevlik.net/wp-content/uploads/dil-ve-anlatim.gif" /></p><p><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:comic sans ms,cursive;"><span style="font-weight: bold; color: rgb(255, 0, 0);">sayfa 3</span><br /><br /><span style="font-weight: bold;">Soru 2 )</span> Tarih önesi devirlerde bu şekiller yazı olarak kullanılırdı.İnsanlar bu şekillerle birbirlerile iletişim kurarlardı…</span></span></p><p style="text-align: center;"><img src="http://www.blog4parents.com/wp-content/uploads/2008/09/homework.jpg" /><br /><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:comic sans ms,cursive;"><span style="font-weight: bold; color: rgb(255, 0, 0);"><br />Sayfa 4</span><br /><span style="font-weight: bold;">Soru 1)</span> Metne göre iletişim iki kişi arasındaki her türlü anlam alışverişine denir<br /><span style="font-weight: bold;">Soru 4) </span>Dille gerçekleştirilen iletişim hem sözlü hem de yazılı olarak gelecek nesillere aktarılmak için saklanabilir.Bu sebepten dolayı dille gerçekleştirilen iletişim diğer iletişimlerden daha da gelişmiştir<br /><br /><br /><br /><span style="font-weight: bold;color:red;" >Sayfa 5</span><br />a ) çünkü ; duygularımız karşıdakine iletişimle aktarırız.<br />b) çünkü ; isteklerimizi daha iyi belirtiriz.<br />c) çünkü ; yardımlaşma gereklidir.<br />d) çünkü ; anlatamadığımız birçok şeyi iletişimle anlatırız.<br /><br /><span style="font-weight: bold;color:red;" >Sayfa 6 </span><br /><span style="font-weight: bold;">TABLO</span><br />Gönderici (anne) , ileti (ödevini yaptın mı) , Kanal (sözlü) , Alıcı (çocuk) , Dönüt (ödevimi yaptım)<br />bağlam (ev ortamı)<br /><br />Resim altındaki boşuklar ;<br />a.Gönderici : Trafik Lambaları<br />b.İleti : Aracın durması gerektiği<br />c.Alıcı : Araç içindeki adam<br />ç.Dönüt : Araç duruyor<br />d.Bağlam : <a href="http://blogkafem.blogspot.com/">Cadde</a><br /><br /><span style="font-weight: bold;color:red;" >Sayfa 7</span><br /><span style="font-weight: bold;">8.ETKİNLİK :</span> Basın milletin müşterek sesidir.<br /><span style="font-weight: bold;">9.ETKİNLİK :</span>Oduncu : Odun toplama zamanı<br />Çiftçi : Hasat Zamanı<br />Öğretmen :Okulların açılması<br /><span style="font-weight: bold;">10. ETKİNLİK : </span>Sosyal Gösterge : Hastanelerdeki "sus" işareti .<br />Dil Göstergesi : Kitap<br />Doğal Gösterge : Ağaçların Yaprak Dökmesi<br /><br /><span style="font-weight: bold;color:red;" >Sayfa 8 </span><br /><span style="font-weight: bold;">12.ETKİNLİK</span><br />Dil göstergesi ve dil dışı göstergeler vardır.<br />Dil dışı göstergeler : simgeler (ör:bayrak) ve doğal göstergeler ..vs.<br />Etkili gösterge dil ile yapılan göstergedir.<br /><br /><span style="font-weight: bold;color:red;" >Sayfa 9</span><br /><span style="font-weight: bold;">15.ETKİNLİK :</span><br />kulgak / kulak , kangı / hangi , edgü / iyi , kadgu / kaygı<br /><br /><span style="font-weight: bold;">ÖLÇME ve DEĞERLENDİRME</span><br />1.soru : Gönderici : baba , ileti : arkadaşlarımınız kalbini kırmamak gerektiği<br />dönüt : arkadaşlarla kavga etmemek gerekir , alıcı : oğul<br /><br />devamı sayfa 10da yani arka sayfada ;<br /><br /><span style="font-weight: bold;color:red;" >SAYFA 10</span><br /><span style="font-weight: bold;">2.SORU :</span> 1.boşluk : varlık , 2.boşluk : gösterge bilimi<br /><span style="font-weight: bold;">3.SORU :</span> Y , Y<br /><span style="font-weight: bold;">4.SORU :</span> A<br /><span style="font-weight: bold;">5.SORU :</span> B , <span style="font-weight: bold;">6.SORU :</span> E , <span style="font-weight: bold;">7.SORU :</span> B , <span style="font-weight: bold;">8.SORU :</span> A<br /><br /><span style="font-weight: bold;color:red;" >Sayfa 11</span><br /><span style="color: rgb(0, 102, 0); font-weight: bold;">Hazırlık Soruları ve Cevapları</span><br /><span style="font-weight: bold;">soru-1)Çevrenizdeki insanlarla nasıl iletişim kurduğunuzu anlatınız.</span><br />*Çevremizdeki insanlarla genellikle dil aracılığıyla iletişim kurarız.Fakat bunun dışında iletişim kurarken beden dilimizi yani jest ve mimiklerimizide kullanırız.<br />*iletişim kurarken bazı hususlara dikkat etmeliyiz.Karşımızdaki bireye toplumsal kurallar dahilinde davranmalı ve saygı göstermeliyiz.<br /><span style="font-weight: bold;">soru-2)Konuşma yetnğnzibir süreliğine kullanamazsanız neler olabileceğini belirtiniz.</span><br />*konuşmak her insanın en temel ihtiyaçalrından biridir.Bu ihtiyacı gideremeyen insan iletişimi farklı yollarla gerçekleştirmeye calısır.İnsan iletişim kurmk için jest ve mimiklerini ve ya yazıyı kullanabilir.Fakat bunların hiçbiri konusmanın yerini tutamaz.Çünkü konuşmak insanın kendini en rahat ifade ettiği iletişim şeklidir.<br />*Doğrudandır araç istemez.<br /><span style="font-weight: bold;">soru-3)yanlış anlaşldğnz br drmda hisstklernzi söyleyiniz.</span><br />*Yanlş anlaşılmak hiç kimsenin hoşlanacağı bir durum değildir.Bu yüzden kendimizi ifade ederken seçtiğimiz sözcüklere,tavrımıza,beden dilimize fazlasıyla dikkat etmeliyiz.<br /><span style="font-weight: bold;">soru-4)İletşm denince aklnza gelenleri yazınız</span>.<br />*İletişim denince akla insanların duygu,düşünce ve bilgilerini birbirlerine herhangi bir yolla iletmeleri akla gelir.<br /><span style="font-weight: bold;">soru-5)Bildiğiniz iletişim yollarını yazınız.</span><br />*Dİlle gerçekleştirilen iletişim.<br />*Jest ve mimiklerle grçklştrln iletşm.<br />*Resim,şekil,çizgi gibi sembollerle grçklştrln iletşm.<br />*simgelerle grçklştrln iletişim.<br /><span style="font-weight: bold;"><br />İletişim Çeşitleri</span><br />-Konuşarak<br />-Yazarak<br />-Resim çizerek<br />-El-Kol hareketleriyle<br />-Gazete ve Televizyon<br />-Simgelerle<br /><br /><span style="font-weight: bold;color:red;" >SAYFA 12</span><br /><span style="font-weight: bold;">1-)</span>Yazar coktan beri şehre inmediği için''insanları sevebilmek için'' sehre iniyor.<br /><span style="font-weight: bold;">2-)</span>Dil dışında bakış ,jest ve mimiklerle iletişim kurulmustur.<br /><span style="font-weight: bold;">3-)</span>Dil dışı yollara kurulan iletişim dille yapılan iletişim kadar etkili değildir.Dil daha etkili ve daha kalıcı bir iletişim aracıdır.Dil ile yapılan iletşim doğrudan ve araçsız oldugu için daha kullanıslıdır.<br /><span style="font-weight: bold;">4-)</span>Metinde dil<br />-Alıcıyı harekete geçirme.<br />-Sanatsal işlev ile kullanılmıştır.<br /><span style="font-weight: bold;">5-)</span>Uzun süre insanlardan uzak kalan yazarın insanlarla konuşmak onları sevmek ihtiyacını ne denli hissettiği,konuşmak ve sevmek ihtiyacı ile yaptıkları iafde edilmiş.<br /><br /><span style="font-weight: bold;color:red;" >SAYFA 13</span><br /><span style="font-weight: bold;">1. etkinlik-)</span><br />Dil ile yapılan iletşm dil dışı iletişimden daha etkilidir.Çünküğ bu iletişim şekli ile vermek istediğimiz mesajı en kısa ve anlaşılır şekilde kolaylıkla verebiliriz.<br /><span style="font-weight: bold;">2.etknlk-)</span><br />Kullanma ve içme sularının saglıga zarar vememesi için belirli oranlarda zararlı maddelerden arınmış olması gerekir.<br />^^Koku bulunmamalı,çözülmş oksjen en azından litrede 6 mg olmalıdr^^<br />^^Karbondiokstn bulnması az miktarda hidrokarbonat içermesi suya ayrı bir lezzet kazandırır.<br /><span style="font-weight: bold;">3.etkinlik-)</span><br />Bir fiilin hiç bir türetme eki almamış haline basit fiil denir.<br /><br /><span style="font-weight: bold;color:red;" >SAYFA 14</span><br />3. Sorunun cevabı : Edebi İşlev<br />4.Sorunun cevabı : Şiirsel İşlev<br /><br /><span style="font-weight: bold;color:red;" >SAYFA 15</span><br /><span style="color: rgb(0, 102, 0); font-weight: bold;">8.ETKİNLİK TABLO</span><br /><span style="font-weight: bold;"> ---> Dilin İşlevleri</span><br /><span style="font-weight: bold;">Heyecan Bildirme İşlevi : </span>Birden karşıma çıkmasın mı!<br /><span style="font-weight: bold;">Alıcıyı Harekete Geçirme : </span>Hemen yanıma geliyorsun.<br /><span style="font-weight: bold;">Dil Ötesi : </span>Nokta , cümle sonuna konulan bir işarettir.<br /><span style="font-weight: bold;">Şiirsel : </span>Çatma kurban olayım çehreni ey nazlı hilal !<br /><span style="font-weight: bold;">Kanalı Kontrol : </span>Acaba sorular doğru mu cevaplandı?<br /><span style="font-weight: bold;">Göndericilik : </span>Felsefe düşünce bilimidir.<br /><br /><span style="color: rgb(0, 102, 0); font-weight: bold;">ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME</span><br /><span style="font-weight: bold;">1.</span>Dil , insanın anlatma kabiliyetinin en gelişmiş aracıdır. Doğru (x) Yanlış ( )<br />Dil , insanlar arasında iletişimi sağlayan en önemli araçtır . Doğru (x) Yanlış ( )<br /><br /><span style="font-weight: bold;">2.</span>Cevap "E" şıkkıdır.<br />Çünkü ;<br />I . Dil Ötesi İşlev'de kullanılmıştır.<br />II.Göndericilik<br />III.Alıcıyı Harekete Geçirme<br />IV.Kanalı Kontrol işlevi'nde kullanılımıştır.<br /><br /><br /><span style="font-weight: bold;">3. </span><a href="http://blogkafem.blogspot.com/2008/01/dilin-nemi.html" target="_blank">Dilin İnsan hayatındaki Önemi sorusunun cevabına ulaşmak için tıklayın</a><br /><br /><span style="font-weight: bold;color:red;" >Sayfa 17</span><br /><span style="color: rgb(0, 102, 0); font-weight: bold;">TABLO</span><br /><span style="font-weight: bold;">Kültür ve DİL</span><br />-İkisi de değişim içerisindedir.<br />-İnsan ile birlikte dil ve kültür de vardır.<br />-Millet kültürünü dil ile geleceğe taşır.<br />-Kültür topluma ait unsurları taşır, dilde kültürü.<br />-Dil gündelik yaşamı oluşturur, kültür düzenler.<br /><br /><br /></span></span></p><div style="color: rgb(255, 0, 0);"><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:comic sans ms,cursive;"><b>Sayfa 19</b><br /></span></span></div><p><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:comic sans ms,cursive;"><br />2.yukarıdakiverilen metinlerde konuşma dilinde yazı diline……..<br /><br />KONUŞMA DİLİ YAZI DİLİ<br />ööretmen -> öğretmen<br />duyduuma -> duyduğuma<br />ayrılcakmışsınız -> ayrılacakmışsınız<br />iişallah -> inşallah<br />dooru -> doğru<br />diildir -> değildir<br />eyer-> eğer<br />hakkaten -> hakikaten<br />diyer -> diğer<br />öörencileriniz-> öğrencileriniz<br />üzülücez-> üzüleceğiz<br />herkez-> herkes<br />geş-> geç<br />te-> de<br />deyerinizi -> değerini v.b….<br /><br /><br /><br /></span></span></p><div style="color:red;"><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:comic sans ms,cursive;"><b style="color: rgb(255, 0, 0);">Sayfa 20</b><br /></span></span></div><div style="color:black;"><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:comic sans ms,cursive;"><b>4.etkınlık</b><br /></span></span></div><p><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:comic sans ms,cursive;">ağız,şive,insan,gelenek görenek,konuşma,lehçe denir<br /><span><b><br /></b></span><br /><br /></span></span></p><div style="color:red;"><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:comic sans ms,cursive;"><b><span style="color: rgb(255, 0, 0);">SAYFA 21 - 22</span><br /></b><br /></span></span></div><div style="color:red;"><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:comic sans ms,cursive;">ÖLÇME ve DEĞERLENDİRME <b><br /></b><br /></span></span></div><p><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:comic sans ms,cursive;">1-) Dil, Yazı dili<br />2-)D,Y<br />3-)D<br />4-)E<br />5-)B<br />6-)D<br /><br /></span></span></p><div style="color:red;"><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:comic sans ms,cursive;"><b><span style="color: rgb(255, 0, 0);">SAYFA 23 - 24</span><br /></b><br /></span></span></div><p><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:comic sans ms,cursive;"><b>ÜNİTE SONU ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME CEVAPLARI</b><br />1-)A<br />2-)D<br />3-)A<br />4-)E<br />5-)A<br />6-)D<br />7-)C<br />8-)C<br /><br /></span></span></p><div style="color:red;"><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:comic sans ms,cursive;"><b style="color: rgb(255, 0, 0);">SAYFA 27</b><br /></span></span></div><p><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:comic sans ms,cursive;"><br />1. KÖKEN: soy, asıl.<br />3.kütüphanede kitaplar daha toplu, düzenli,herhangi bir kitap arandığında bulma kolaylığıolabileceği için sınıflandırılır.<br />4.dillerin hepsi ortak bir soya sahiptirve bu diller zaman içerisinde soylarından kopup kendi soylarını oluşturmaya başlar, akrabalıklar oluşur.<br />5.ortak dil ailesine mensup dillerin aynı yapıda olması gerekmez.çünkü diller sürekli yenilerme değişme içerisindedir, dil ailesinden kopabilir.<br />6.türk dili geni bir tarihe sahiptirve yenileşme içerisindeçeşitli kollara ayrılmıştırböylece daha geniş coğrafyalara ayrılmıştır.<br /><br /></span></span></p><div style="color:red;"><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:comic sans ms,cursive;"><b style="color: rgb(255, 0, 0);">SAYFA 29</b><br /></span></span></div><p><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:comic sans ms,cursive;"><b>1. ETKİNLİK</b>Tek Heceli Diller: Çince, Tibetçe ve Afrika dilleri.<br />Eklemeli diller: Türkçe, Moğolca ve Macarca.<br />Çekimli Diller: Arapça,İngilizce ve Fransızca.<br /><br /></span></span></p><div style="color:red;"><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:comic sans ms,cursive;"><b>SAYFA 30</b><br /></span></span></div><p><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:comic sans ms,cursive;"><br /><b>ÖLÇME ve DEĞERLENDİRME </b>1-)<br />…….Akraba diller ya da diller ailesi denir.<br />…….Hint-Avrupa<br /><br />2-) Doğru<br />Yanlış, Çünkü çekimli dildir.<br />Yanlış, çünkü moğolcadır.<br />Yanlış, Çünkü Bantu dil ailesindendir.<br /><br />3-)E<br />4-)C<br />5-)B<br />6-)E<br />7-)A<br /><br /><br /><b><span style="color:red;">Sayfa 31</span><br />Hazırlık</b><br /><b>1. </b>türk diline bilimsel olarak yaklaşılması ve dilimizin kuralalrının bilimsel metodlarla net bir şekide ortaya konulması dilin kaynağı hakkında bilgi sahibi olmamız gerektiğini ifade etmek istemiştir.<br /><b>2.</b> 8 yy göktürk yazıtlarında geçmiştir.<br /><b>3.</b> kültürel ve sosyal gelişmeler<br />savaşlar ve göçler<br /><b>4.</b>dilde değişme:dilin zaman içinde sosyal kültürel ve siyasi nedenlerden dolayı değişim göstermesidir.<br />dilde gelişme:dilin özünden kopmadan doğal yollarla zaman içinde gelişmesidir.<br />dilde yozlaşma:dilin özünden uzaklaşması ve özelliklerini yitirmesidir.<br /><br /></span></span></p><div style="text-align: right;"><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:comic sans ms,cursive;"><br /></span></span></div><div style="color:red;"><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:comic sans ms,cursive;"><span style="font-weight: bold;">sayfa 36</span><br /></span></span></div><p><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:comic sans ms,cursive;"><span style="font-weight: bold;">3. etkinlik</span><span><br />bilge kağan yazıtı - eski türkçe göktürk dönemi<br />altın yaruk - eski türkçe göktürk dönemi<br />divanü lügat-it-Türk - eski türkçe karahanlı dönemi<br />çalıkuşu - türkiye türkçesi<br />fuzuli divanı - osmanlı türkçesi<br />yunus emre divanı - eski anadolu türkçesi<br />muhakemetü’l-lügateyn - çağdaş<br />nutuk - türkiye türkçesi<br />devlet ana - türkiye türkçesi</span><br /><span style="font-weight: bold;color:red;" >Sayfa 38 </span></span><br /><span style="font-weight: bold;">ölçme değerlendirme </span><span><br /></span><span style="font-weight: bold;">1.) </span><span>göktürk<br /></span><span style="font-weight: bold;">2.) </span><span>doğru,doğru,-,yanlış<br /></span><span style="font-weight: bold;">3.)e)</span><span>karahanlı türkçesi</span><br /><br /><b><span style="color:red;">sayfa 39- 40 test </span></b></span><b><br /><br />1-b<br />2-c<br />3-a<br />4-e<br />5-e<br />6-d<br />7-b<br />8-d<br />9-a</b><br /><br /><b><span style="color:red;">Sayfa 43</span></b><b><br />1.soru<br /></b>üçüncü şahsın şiirinde noktalama işaretleri yok bu yüzden vurgu ve tonlamaya önem verilmez düz yazı gibi okunur ötekisinde ise vurgu ve tonlamya önem verilir çünkü nerde durup nerde sesimizi yükseltçeğimizi biliriz<b><br />2.soru<br /></b>duraklama yerleri noktaların olduğu cümleler<b><br />3.soru<br /></b>duraklamalar anlamı etkiler<b><br /><br /><br /><br /><span style="color:red;">Sayfa 45 </span></b><b><br />1)</b>perili köşk hikayesinde diyalog bölümleri farklı ses tonları ile söylenir.<b><br />2)</b>farklı ses tonlarıyla ses tonları ile söylendikleri zaman değişlikler olur<b><br />3)</b>arkasındaki:<b><br /></b>parlıyordu=küçük ünlü uyumuna uymaz. ünlü daralması vardır.<br />gösterdiğim= yumuşama vardır.söyleyişiyi kolaylaştırır<br />tavuğu=küçük ünlü uyumunu bozar. yumuşama vardır söyleyişiyi kolaylaştırır<br />gözüyle=ünlü düşmesi,takılaşma,"y" kaynaştırma harfidir<br />hissetmeyince=ünsüz türemesi vardır söyleyişiyi kolaylaştırır.<br />hükmetmezdi=ünlü düşmesi vardır söyleyişiyi kolaylaştırır<br />görünüyor=büyük ünlü uyumuna ve küçük ünlü uyumuna uymaz !<b><br /><br /><span style="color:red;">Sayfa 47 </span></b><b><br />5. etkinlik<br /></b>Bir solukta okumaya çalıştığımız metinde noktalama işaretleri yok.Bu yüzden duraklamadan,vurguya dikkat etmeden okuyoruz. Bu da metinden hiç birşey anlamamamıza sebep oluyor.<br />Diğer metinde ise noktalama işaretleri var. Noktalama işaretlerine,vurguya,tonlamaya dikkat ettiğimiz için metin rahatlıkla anlaşılabiliyor.<b><br />6.etkinlik<br /></b>noktalama işaretlerine ve anlama dikkat ederim<b><br />7. etkinlik<br />1. </b>zorlaştırıyor<b><br />2. </b>eder özellikle tutukluk kusuruna sahip olan kişilerde<b><br />3. </b>evet çünkü okuması güçlü olmayan bir kişi ikinci okumada bazı boğumlama kusurlarını düzeltebilir<b><br />4. </b>duraklardaki nefesi göstermektedir<b><br /><br /></b><br /><b> 4.Soru = </b>O = yuvarlak-kalın-geniş<br />U =yuvarlak-kalın-dar<br />A =geniş-kalın-düz<br />Ö=yuvarlak-ince-geniş<br />E=düz-geniş-ince<br />I=kalın-dar-düz<br />İ=ince-dar-düz<br /><b><br />ölçme değerlendirme<br />1.</b>tonlama , durak<b><br />2.</b>d/y<b><br />3.</b>gi/yok/iz/tah/şak/dan/ba/du/şim/çık/lan/çü/miş/bak/bak/bek/daş/ten/yar<br /><span style="color: rgb(255, 0, 0);"><br /></span><b><span style="color: rgb(255, 0, 0);">sayfa 48</span><br />anlama ve yorumlama<br />2)</b>vurgu ve tonlamaya dikkkat etmeliyiz.kelimeleri doğru telaffuz etmeliyiz.<b><br />4)</b> söyleyişi zorlandıran ses, ''koşullandırılmıştık'' <b><br /></b><br /><br /><b><span style="color: rgb(255, 0, 0);">SAYFA 49 </span><br />12.ETKİNLİK<br /></b>verdiğin budur gayretim<br />bundan başka uyamıyorsun doktor bey,<br />üç sepet yumurta sabah kahvaltım,<br />teker teker sayamıyorsun doktor bey<b><br /></b><br />iki tabak pilav bir yanık ayran,<br />ister yağlı olsun isterse yayvan,<br />yanına kesiyorsun beş kilo soğan,<br />yiyosun yiyosun doyamıyorsun doktor bey.<br />AŞIK KARAMEHMET<b><br /><br />Sayfa 49<br />ÖLÇME DEĞERLENDİRME<br />1)</b>şiiri okurken sesin yükselip alçalmasına tonlama denir.<br />şiiri okurken nefes alıp verdiğimiz yere durak denir.<b><br />2)</b>D,Y<b><br />3)</b>yokmuş -muş açıkgöz -göz<br />izmir -iz aslanağzı -na<br />kütahya -ta gözlükçü -lük<br />uşak -şak incelmiş -miş<br />makedonya -don bakkal -kal<br />babaeski -ki kelebek -le<br />anadolu -do vatandaş -tan<br />şimdi -di gerçekten -ten<br />kapatıyordu -tıyordu<br /><br /><br /><b><span style="color:red;">Sayfa 50</span><br />6.Soru<br /></b>sert ünsüzler yumuşak ünsüzler<br />sürekli ünsüzler : f,h,s,ş ğ,l,m,n,r,v,y,z,g<br />süreksiz ünsüzler: ç,k,p,t b,c,d,g<br /><b><br /></b><br /><b><span style="color:red;">sayfa 51 </span></b><b><br />2. ETKİNLİK :<br /></b>AİLE : Türkçe kelimelerde iki ünlü yan yana bulunmaz<br />MİLLET:Türkçe kelimelerde iki ünsüz yan yana bulunmaz<br />AD : -<br />SAAT : Türkçe kelimelerde iki ünlü yan yana bulunmaz<br />TREN :türkçe kelimelerin başında iki ünsüz yan yana bulunmaz<br />PLAN : '' '' '' ''<br />VİRAJ :türkçe kelimeler ''J'' harfi ile bitmez<br />JETON : türkçe kelimeler ''j'' harfi ile başlamaz<br />KATİP : türkçe kelimeler de ince ''A'' harfi yoktur<br />KAĞIT : türkçe kelimelerde ince ''A'' yoktur<b><br /><br /><br />3. ETKİNLİK </b><br /><b><br /></b>ÜNLÜ (HECE DÜŞMESİ) : İLERLE-<br />ÜNLÜ TÜREMESİ : azıcık<br />ÜNSÜZ YUMUŞAMASI : kaşığı<br />ÜNSÜZ TÜRMESİ : hakkı<br />ÜNLÜ DARALMASI : anlıyor<br />ÜNSÜZ DÜŞMESİ : yüksel-<br />ÜNSÜZ BENZEŞMESİ: sınıfça<br /><b> <span style="color:red;"> </span></b><b><span style="color:red;"><br /></span></b></p>Derridahttp://www.blogger.com/profile/11327959125465819104noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6332729537972456464.post-6150372796924931512010-12-06T10:55:00.000-08:002010-12-06T10:55:00.373-08:00Hz musa^'nın yaşamı hayatı peygamberliği dini öğretisi<p style="margin: 0cm 3.6pt 0pt 9pt; text-indent: 27pt; text-align: justify; color: rgb(51, 0, 0);" class="MsoNormal"><span style=";font-family:Arial;font-size:9pt;" >Allah Teâlâ'nın, dört büyük kıtaptan bırı olan Tevrat'ı verdıgı ve yeryüzünde dınını teblıg edıp, hakım kılması ıçın gönderdıgı Ulu'l-Azm* peygamberlerden bırı. Hz. ıbrahım (a.s)'ın soyundan olup, ısraılogullarının akıdelerını ıslah etmek ve onları Allah Teâlâ'nın dıledıgı nızama kavusturmakla görevlendırılmıstı. Küfürle mücadelesı Kur'ân-ı Kerım'de uzun uzun anlatılmaktadır.</span></p><p style="margin: 0cm 3.6pt 0pt 9pt; text-indent: 27pt; text-align: justify; color: rgb(51, 0, 0);" class="MsoNormal"><img src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiRKlIQx0Vtbolh2FjHYLPIRbtJ5PJsWjIt2BWOJn1VP4icehUUBQD7xpMEnLaBYIfXuu1QBdGyqT1T5WKXXCicfF1k9yiziVGZpSQqezwU0FmV4vDSL4CbZJ7F7N_VAtstSjQRBd4F_NFq/s1600/hzmusa3up2.jpg" /></p><p style="margin: 0cm 3.6pt 0pt 9pt; text-indent: 27pt; text-align: justify; color: rgb(51, 0, 0);" class="MsoNormal"><span style=";font-family:Arial;font-size:9pt;" > </span></p><p style="margin: 0cm 3.6pt 0pt 9pt; text-indent: 27pt; text-align: justify; color: rgb(51, 0, 0);" class="MsoNormal"><span style=";font-family:Arial;font-size:9pt;" >Hz. Adem (a.s)'den, Rasulullah (s.a.s)'e kadar pek çok peygamber gelmıstır. Bu peygamberler, gönderıldıklerı kavımlerı, Allah Teâlâ'ya ıman etmeye çagırmıslar; bu yolda kâfırlerle savasmıslar, yasadıkları dıyarlardan çıkarılmıslar; ezılmısler, hor görülmüsler ve hatta öldürülmüslerdır.</span></p><p style="margin: 0cm 3.6pt 0pt 9pt; text-indent: 27pt; text-align: justify; color: rgb(51, 0, 0);" class="MsoNormal"><span style=";font-family:Arial;font-size:9pt;" > </span></p><p style="margin: 0cm 3.6pt 0pt 9pt; text-indent: 27pt; text-align: justify; color: rgb(51, 0, 0);" class="MsoNormal"><span style=";font-family:Arial;font-size:9pt;" >Mûsa (a.s) da, Allah Teâlâ tarafından ısraılogulları'na gönderılmıs bır rasul ıdı. O da tıpkı kendısınden önce gönderılmıs olan peygamberler gıbı kavmını Allah'a ıman etmeye çagırdı. Kavmıne zulmeden ve ılâhlık ıddıasında bulunan Fıravun'a karsı tevhıd yolunda mücahede ettı. Bu ugurda, bütün peygamberlerın karsısına çıkan güçlükler, onun da karsısına çıktı. Dogup büyüdügü dıyardan çıkarıldı, kâfırler tarafından öldürülmek gayesıyle kovalandı. Allah Teâla Kur'ân-ı Kerım'de bır ayette Hz. Mûsa (a.s)'dan söyle bahsedıyor: "Kur'ân'da Musa'yı da an. Çünkü o ıhlâs sahıbı ıdı ve ısraılogulları'na gönderılmıs bır peygamber ıdı"(Meryem, 19/51).</span></p><p style="margin: 0cm 3.6pt 0pt 9pt; text-indent: 27pt; text-align: justify; color: rgb(51, 0, 0);" class="MsoNormal"><span style=";font-family:Arial;font-size:9pt;" > </span></p><p style="margin: 0cm 3.6pt 0pt 9pt; text-indent: 27pt; text-align: justify; color: rgb(51, 0, 0);" class="MsoNormal"><span style=";font-family:Arial;font-size:9pt;" >Hz. Musa (a.s)'nın Fıravun ıle olan kıssası, Kur'an'ın bazı sûrelerınde çesıtlı üslûplarda ve teferruatlı olarak anlatılmıstır. Fıravun ve ordusunun Kızıldenız'de bogulmaları olayından sonra, ısraılogulları ıle ılgılı kıssasına da genısçe yer verılmıstır.</span></p><p style="margin: 0cm 3.6pt 0pt 9pt; text-indent: 27pt; text-align: justify; color: rgb(51, 0, 0);" class="MsoNormal"><span style=";font-family:Arial;font-size:9pt;" ></span></p><p style="margin: 0cm 3.6pt 0pt 9pt; text-indent: 27pt; text-align: justify; color: rgb(51, 0, 0);" class="MsoNormal"><span style=";font-family:Arial;font-size:9pt;" > </span></p><p style="margin: 0cm 3.6pt 0pt 9pt; text-indent: 27pt; text-align: justify; color: rgb(51, 0, 0);" class="MsoNormal"><span style=";font-family:Arial;font-size:9pt;" >Musa (a.s)'nın Fıravun ıle olan mücadelesı, bır sahsın bır kralla, bır peygamberın sadece büyük bır zorba ıle olan mücadelesınden ıbaret degıldır. Bılâkıs bu hak ıle bâtıl'ın çatısması, Rahman'ın ordusu ıle seytanın ordusunun kaçınılmaz savasıdır. Aslında hak ıle bâtıl arasındakı bu savas, ınsanoglunun yaratılısından, ınsanları ıslah etmek üzere nebîler ve rasullerın hayat sahnesıne çıkmasından berı devam edegelmektedır.</span></p><p style="margin: 0cm 3.6pt 0pt 9pt; text-indent: 27pt; text-align: justify; color: rgb(51, 0, 0);" class="MsoNormal"><span style=";font-family:Arial;font-size:9pt;" > </span></p><p style="margin: 0cm 3.6pt 0pt 9pt; text-indent: 27pt; text-align: justify; color: rgb(51, 0, 0);" class="MsoNormal"><span style=";font-family:Arial;font-size:9pt;" >Sapıklık ve bâtıl, daıma ıblıs ve onun ordusu tarafından temsıl edılmıs, ımana, tevhıde, peygamberlıge, kısaca Hakka süreklı meydan okumustur. Fakat kazanan daıma Hak olmustur. Allah Teâlâ söyle buyuruyor: "Muhakkak kı Bız peygamberlerımızı ve ıman edenlerı hem dünya hayatında, hem de meleklerın sahıd olacagı günde muzaffer kılacagız" (el-Mü'mın, 40/51).</span></p><p style="margin: 0cm 3.6pt 0pt 9pt; text-indent: 27pt; text-align: justify; color: rgb(51, 0, 0);" class="MsoNormal"><span style=";font-family:Arial;font-size:9pt;" > </span></p><p style="margin: 0cm 3.6pt 0pt 9pt; text-indent: 27pt; text-align: justify; color: rgb(51, 0, 0);" class="MsoNormal"><span style=";font-family:Arial;font-size:9pt;" >Hz. Musa (a.s)'da gönderıldıgı kavmı cehalet ve sapıklık ıçerısınde buldu. Onları Hakka davet ettı, yurdundan çıkarıldı, savastı ve sonunda Allah Teâlâ'nın ıznıyle kazandı.</span></p><p style="margin: 0cm 3.6pt 0pt 9pt; text-indent: 27pt; text-align: justify; color: rgb(51, 0, 0);" class="MsoNormal"><span style=";font-family:Arial;font-size:9pt;" > </span></p><p style="margin: 0cm 3.6pt 0pt 9pt; text-indent: 27pt; text-align: justify; color: rgb(51, 0, 0);" class="MsoNormal"><b style=""><span style=";font-family:Arial;font-size:9pt;" >Hz. Musa (a.s)'nın Nesebı, Dogumu ve Hayatı</span></b></p><p style="margin: 0cm 3.6pt 0pt 9pt; text-indent: 27pt; text-align: justify; color: rgb(51, 0, 0);" class="MsoNormal"><span style=";font-family:Arial;font-size:9pt;" > </span></p><p style="margin: 0cm 3.6pt 0pt 9pt; text-indent: 27pt; text-align: justify; color: rgb(51, 0, 0);" class="MsoNormal"><span style=";font-family:Arial;font-size:9pt;" >Musa (a.s)'nın babası, ımran'dır Onun babası Yahser, onun da babası Kahes'dır. Nesebı Yakub (a.s)'a ulasır; kı, onun babası Hz. ıshak (a.s), onun da babası Hz. ıbrahım (a.s)'dır. Musa (a.s)'nın yanında gördügümüz Harun (a.s) onun kardesıdır. Allah Teâla, Musa (a.s)'yı Fıravun'a, ımana davet ıçın gönderdıgınde, Hz. Harun (a.s)'u da ona yardımcı olarak seçmıs ve görevlendırmıstı. Hz. Musa (a.s) Allah Teâla'ya söyle dua ederek, kardesı Harun (a.s)'u kendısıne yardımcı yapmasını ıstemıstı: "Bır de bana ehlımden bır vezır, (yardımcı) ver. Kardesım Harun'u (ver)" (Tâhâ, 20/29-30).</span></p><p style="margin: 0cm 3.6pt 0pt 9pt; text-indent: 27pt; text-align: justify; color: rgb(51, 0, 0);" class="MsoNormal"><span style=";font-family:Arial;font-size:9pt;" > </span></p><p style="margin: 0cm 3.6pt 0pt 9pt; text-indent: 27pt; text-align: justify; color: rgb(51, 0, 0);" class="MsoNormal"><span style=";font-family:Arial;font-size:9pt;" >Hz. Musa (a.s), Mısır'ın çok zor günler yasadıgı bır dönemde dogdu. Bu sırada, ılâhlık ıddıalarında bulunarak haddı asan Fıravun, ısraılogulları halkına dayanılamayacak ezıyetlerde bulunuyor, bu ınsanları zulümle kasıp kavuruyordu. ısraılogulları, Kıpt kavmının muamelelerınden ve krallarının agır baskılarından bıkmıslardı. Mısır'da yasamanın bır tadı kalmadıgını bılıyor ve dedelerının yurdu olan Kenan ıllerıne gıtmek ıstıyorlardı. Ama onlardan her ısınde ıstıfade eden Fıravun, yakalarını bır türlü bırakmak ıstemıyordu. Onlara zulmün en akla gelmeyecek olanını yaptı. Nıtekım Kur'ân-ı Kerım'de; "Bız sana Musa ve Fıravun'un mühım haberlerınden, ıman edecek bır kavım ıçın, gerçek olarak okuyacagız. Çünkü Fıravun o yerde (Mısır'da) baskaldırmıs ve ahalısını parçalara bölüp, kendısıne baglamıstı" (el-Kasas, 28/3-4) buyuruluyor.</span></p><p style="margin: 0cm 3.6pt 0pt 9pt; text-indent: 27pt; text-align: justify; color: rgb(51, 0, 0);" class="MsoNormal"><span style=";font-family:Arial;font-size:9pt;" > </span></p><p style="margin: 0cm 3.6pt 0pt 9pt; text-indent: 27pt; text-align: justify; color: rgb(51, 0, 0);" class="MsoNormal"><span style=";font-family:Arial;font-size:9pt;" >Fıravun, saltanatı sırasında ısraılogullarına çok kötü ezıyetlerde bulundu; onları köle yaptı, en çırkın ve adî ıslerde çalıstırdı. Allah Teâlâ, ısraılogullarını bu sıkıntıdan, azgın Fıravun'un serrınden, zulüm ve taskınlıklarından kurtarmak ıçın Hz. Musa (a.s)'yı gönderdı.</span></p><p style="margin: 0cm 3.6pt 0pt 9pt; text-indent: 27pt; text-align: justify; color: rgb(51, 0, 0);" class="MsoNormal"><span style=";font-family:Arial;font-size:9pt;" > </span></p><p style="margin: 0cm 3.6pt 0pt 9pt; text-indent: 27pt; text-align: justify; color: rgb(51, 0, 0);" class="MsoNormal"><span style=";font-family:Arial;font-size:9pt;" >Sa'lebî, Kısas-ı Enbıya'sında ımam Suddî'den; Fıravun'un bır rüya gördügünü, korkup kederlendıgını nakledıyor. Rüyasında Kudüs tarafından gelen bır ates gördü. Bu ates, Mısır'a kadar uzanıp, Fıravun'un evlerını yaktı. Fakat sadece Kıptı'lere zarar verdı, ısraılogulları ıse kurtuldular. Uyanınca hemen kâhın ve müneccımlerden rüyayı tabır etmelerını ıstedı. Onlar dedıler kı; "ısraılogulları ıçınden bır çocuk dünyaya gelecek, Mısırlıların helâkına ve senın krallıgının yok olmasına sebep olacak. Dogacagı zaman da ıyıce yaklastı."</span></p><p style="margin: 0cm 3.6pt 0pt 9pt; text-indent: 27pt; text-align: justify; color: rgb(51, 0, 0);" class="MsoNormal"><span style=";font-family:Arial;font-size:9pt;" > </span></p><p style="margin: 0cm 3.6pt 0pt 9pt; text-indent: 27pt; text-align: justify; color: rgb(51, 0, 0);" class="MsoNormal"><span style=";font-family:Arial;font-size:9pt;" >Bu haber üzerıne telaslanan Fıravun, ısraılogulların'dan dogan bütün erkek çocukların öldürülmesını emrettı. Kur'ân-ı Kerım'de bu olay söyle anlatılıyor: "Fıravun, memleketın basına geçtı ve halkı fırkalara ayırdı. ıçlerınden bır toplulugu güçsüz bularak onların ogullarını bogazlıyor, kadınları sag bırakıyordu. Çünkü o bozguncunun bırıydı" (el-Kasas 28/4).</span></p><p style="margin: 0cm 3.6pt 0pt 9pt; text-indent: 27pt; text-align: justify; color: rgb(51, 0, 0);" class="MsoNormal"><span style=";font-family:Arial;font-size:9pt;" > </span></p><p style="margin: 0cm 3.6pt 0pt 9pt; text-indent: 27pt; text-align: justify; color: rgb(51, 0, 0);" class="MsoNormal"><span style=";font-family:Arial;font-size:9pt;" >ısraılogulları arasında ıs yapabılecek ınsanların azalması üzerıne Kıptîlerın ılerı gelenlerı Fıravun'a gıderek, "Eger böyle öldürmeye devam edersenız, ılerıde bızım ıslerımızı yapacak kımse bulamayacagız" dedıler. Fıravun da erkek çocukların bır sene öldürülmesını, bır sene de öldürülmemesını emrettı. Erkek çocukların öldürülmedıgı sene Harun (a.s) dogdu. Öldürüldüklerı sene ıse Musa (a.s)...</span></p><p style="margin: 0cm 3.6pt 0pt 9pt; text-indent: 27pt; text-align: justify; color: rgb(51, 0, 0);" class="MsoNormal"><span style=";font-family:Arial;font-size:9pt;" > </span></p><p style="margin: 0cm 3.6pt 0pt 9pt; text-indent: 27pt; text-align: justify; color: rgb(51, 0, 0);" class="MsoNormal"><span style=";font-family:Arial;font-size:9pt;" >Musa (a.s) dogunca, annesı çok üzüldü. Allah Teâlâ ona korkmamasını, üzülmemesını vahyettı. Kalbıne bır rahatlık verdı. Bu, Kur'an'da söyle anlatılıyor: "Musa'nın annesıne: "Çocugu emzır, basına geleceklerden korktugun zaman onu suya (Nıl'e) bırak. Korkma, üzülme. Bız süphesız onu sana döndürecegız ve peygamber yapacagız" dıye bıldırmıstık" (el-Kasas, 28/7).</span></p><p style="margin: 0cm 3.6pt 0pt 9pt; text-indent: 27pt; text-align: justify; color: rgb(51, 0, 0);" class="MsoNormal"><span style=";font-family:Arial;font-size:9pt;" > </span></p><p style="margin: 0cm 3.6pt 0pt 9pt; text-indent: 27pt; text-align: justify; color: rgb(51, 0, 0);" class="MsoNormal"><span style=";font-family:Arial;font-size:9pt;" >Musa (a.s)'nın annesı de ılham edılenı yaptı ve yavrusunu bır muhafaza ıçerısınde suya bıraktı. Ablasına da, "Onu ızle" dedı. Musa (a.s)'yı tasıyan sandık, Allah'ın ıznıyle dalgalarla sürüklenerek, Fıravun'un sarayına ulastı. Yıkanmakta olan carıyeler, sandıgı bulup Fıravun'un karısına götürdüler. Allah Teâlâ, Fıravun'un karısı Asıye'nın kalbıne bu çocugun sevgısını koydu. Fıravun çocugu görünce öldürmek ıstedı. Ancak Asıye, çocugu kendısıne vermesını ıstedı. Çünkü hıç çocukları olmuyordu. Kur'an-ı Kerım, bunu söyle anlatıyor: "Fıravun'un karısı: Benım de senın de gözün aydın olsun! Onu öldürmeyınız, belkı bıze faydalı olur, yahut onu ogul edınırız" dedı. Aslında ısın farkında degıllerdı" (el-Kasas, 28/9).</span></p><p style="margin: 0cm 3.6pt 0pt 9pt; text-indent: 27pt; text-align: justify; color: rgb(51, 0, 0);" class="MsoNormal"><span style=";font-family:Arial;font-size:9pt;" > </span></p><p style="margin: 0cm 3.6pt 0pt 9pt; text-indent: 27pt; text-align: justify; color: rgb(51, 0, 0);" class="MsoNormal"><span style=";font-family:Arial;font-size:9pt;" >Hz. Musa (a.s) acıkınca onu emzırmek ıcab ettı. Fakat o kımseden süt emmek ıstemıyordu. Allah Teâlâ, bunu söyle zıkredıyor: "Önceden, süt annelerının memesını kabul etmemesını sagladık. Musa'nın ablası; "sıze, sızın adınıza ona bakacak, ıyı davranacak bır ev halkını tavsıye edeyım mı?" dedı. Böylece onu, annesının gözü aydın olsun dıye, ona gerı çevırdık. Fakat çogu bılmezler" (el-Kasas, 28/12-13).</span></p><p style="margin: 0cm 3.6pt 0pt 9pt; text-indent: 27pt; text-align: justify; color: rgb(51, 0, 0);" class="MsoNormal"><span style=";font-family:Arial;font-size:9pt;" > </span></p><p style="margin: 0cm 3.6pt 0pt 9pt; text-indent: 27pt; text-align: justify; color: rgb(51, 0, 0);" class="MsoNormal"><span style=";font-family:Arial;font-size:9pt;" >Musa (a.s) böylece annesıne dönmüs oldu. Üstelık Fıravun'un sarayında büyüdü. Fıravun aılesının sevgısını kazandı. Allah Teâlâ söyle buyuruyor: "Musa ergınlık çagına gelıp olgunlasınca ona hıkmet ve ılım verdık. ıyı davrananları böyle mükâfatlandırırız" (el-Kasas, 28/14).</span></p><p style="margin: 0cm 3.6pt 0pt 9pt; text-indent: 27pt; text-align: justify; color: rgb(51, 0, 0);" class="MsoNormal"><span style=";font-family:Arial;font-size:9pt;" > </span></p><p style="margin: 0cm 3.6pt 0pt 9pt; text-indent: 27pt; text-align: justify; color: rgb(51, 0, 0);" class="MsoNormal"><span style=";font-family:Arial;font-size:9pt;" >Yetısıp delıkanlılık çagına gelen Musa (a.s) bır gün sehre ındı. Ögle üzerıydı. Dükkanlar kapalıydı ve halk evlerınde ıstırahat edıyordu. Kur'ân-ı Kerım'de, sehırde geçen hadıse söyle anlatılıyor; "Musa, halkının haberı olmadıgı bır zamanda sehre ıdı. Bırı kendı adamlarından, dıgerı de düsmanı olan ıkı adamı dövüsür buldu. Kendı tarafından olan kımse, düsmanına karsı ondan yardım ıstedı. Musa, onun düsmanına bır yumruk vurdu, ölümüne sebep oldu. "Bu seytanın ısıdır; çünkü o apaçık saptıran bır düsmandır" dedı. Musa, "Rabbım! dogrusu kendıme yazık ettım, benı bagısla" dedı. Allah da onu bagısladı. O, süphesız bagıslayandır, merhamet edendır. Musa; "Rabbım! Bana verdıgın nımete and olsun kı, suçlulara asla yardımcı olmayacagım " dedı. sehırde, korku ıçınde, etrafı gözeterek sabahladı. Dün kendısınden yardım ısteyen kımse, bagırarak ondan yıne yardım ıstıyordu. Musa ona: "Dogrusu sen besbellı bır azgınsın " dedı. Musa, ıkısının de düsmanı olan kımseyı yakalamak ısteyınce: "Ey Musa! Dün bır cana kıydıgın gıbı bana da mı kıymak ıstıyorsun? Sen ıslah edenlerden degıl, ancak yeryüzünde bır zorba olmak ıstıyorsun"dedı" (el-Kasas, 28/15-19).</span></p><p style="margin: 0cm 3.6pt 0pt 9pt; text-indent: 27pt; text-align: justify; color: rgb(51, 0, 0);" class="MsoNormal"><span style=";font-family:Arial;font-size:9pt;" > </span></p><p style="margin: 0cm 3.6pt 0pt 9pt; text-indent: 27pt; text-align: justify; color: rgb(51, 0, 0);" class="MsoNormal"><span style=";font-family:Arial;font-size:9pt;" >ısraıllının, olayı agzından kaçırması üzerıne, bütün halk Musa (a.s)'nın Mısırlıyı öldürmüs oldugunu ögrendı. Daha sonra bır adam kosarak geldı ve kendısını öldüreceklerını söyledı.</span></p><p style="margin: 0cm 3.6pt 0pt 9pt; text-indent: 27pt; text-align: justify; color: rgb(51, 0, 0);" class="MsoNormal"><span style=";font-family:Arial;font-size:9pt;" > </span></p><p style="margin: 0cm 3.6pt 0pt 9pt; text-indent: 27pt; text-align: justify; color: rgb(51, 0, 0);" class="MsoNormal"><span style=";font-family:Arial;font-size:9pt;" >"Musa korku ıpınde çevresını gözetleyerek oradan çıktı. Rabbım! Benı zalım mılletten kurtar" dedı. Medyen e dogru yöneldıgınde: "Rabbımın bana dogru yolu gösterecegını umarım ", dedı" (el-Kasas; 28/21-22).</span></p><p style="margin: 0cm 3.6pt 0pt 9pt; text-indent: 27pt; text-align: justify; color: rgb(51, 0, 0);" class="MsoNormal"><span style=";font-family:Arial;font-size:9pt;" > </span></p><p style="margin: 0cm 3.6pt 0pt 9pt; text-indent: 27pt; text-align: justify; color: rgb(51, 0, 0);" class="MsoNormal"><span style=";font-family:Arial;font-size:9pt;" >Musa (a.s) böylece yurdundan uzaklastı. Yanına yıyecek hıç bır sey de almamıstı. Tam sekız günlük yolu, agaç yaprakları yıyerek astı. Mısır ıle Medyen arası sekız günlük bır mesafedır. Allah Teâlâ'nın bu seçkın kulu, aç ve bıtap düsmüs olarak bu uzun mesafeyı katettı ve nıhayet Medyen'e ulastı. Kur'ân-ı Kerım'de kıssa söyle devam edıyor:</span></p><p style="margin: 0cm 3.6pt 0pt 9pt; text-indent: 27pt; text-align: justify; color: rgb(51, 0, 0);" class="MsoNormal"><span style=";font-family:Arial;font-size:9pt;" > </span></p><p style="margin: 0cm 3.6pt 0pt 9pt; text-indent: 27pt; text-align: justify; color: rgb(51, 0, 0);" class="MsoNormal"><span style=";font-family:Arial;font-size:9pt;" >"Medyen suyuna geldıgınde, davarlarını sulayan bır ınsan toplulugu buldu. Onlardan baska, hayvanlarını sudan alıkoyan ıkı kadın gördü. Onlara: "Derdınız nedır?"dedı. "Çobanlar ayrılana kadar bız sulamayız. Babamız çok yaslıdır (onun ıçın bu ısı bız yapıyoruz) " dedıler. Musa onların davarlarını suladı. Sonra gölgeye çekıldı: "Rabbım! Dogrusu bana ındırecegın hayra muhtacım" dedı" (el-Kasas, 28/23-24).</span></p><p style="margin: 0cm 3.6pt 0pt 9pt; text-indent: 27pt; text-align: justify; color: rgb(51, 0, 0);" class="MsoNormal"><span style=";font-family:Arial;font-size:9pt;" > </span></p><p style="margin: 0cm 3.6pt 0pt 9pt; text-indent: 27pt; text-align: justify; color: rgb(51, 0, 0);" class="MsoNormal"><span style=";font-family:Arial;font-size:9pt;" >Ibn-ı Kesır, El-Bıdaye ve'n-Nıhaye'de bu olayı söyle anlatıyor: "Medyen suyunda çobanlar koyunları suladıktan sonra, kuyunun agzına büyük bır kaya koyarlardı. Bu ıkı kadın da artan sularla koyunlarını sulamaya çalısırlardı. Musa (a.s), kayayı kuyunun agzından tek basına kaldırdı, su çektı ve kadınların koyunlarını suladı. Sonra tekrar kayayı yerıne koydu. Bu kayayı ancak on kısı kaldırabılırdı. Musa (a.s) ıse, on kısının halledebılecegı bu ıslerı tek basına halletmıstı. Kızlar babalarına gıdıp Hz. Musa'yı ve yaptıgı ıyılıgı anlattılar. Kur'an-ı Kerım'de kıssa söyle devam edıyor:</span></p><p style="margin: 0cm 3.6pt 0pt 9pt; text-indent: 27pt; text-align: justify; color: rgb(51, 0, 0);" class="MsoNormal"><span style=";font-family:Arial;font-size:9pt;" > </span></p><p style="margin: 0cm 3.6pt 0pt 9pt; text-indent: 27pt; text-align: justify; color: rgb(51, 0, 0);" class="MsoNormal"><span style=";font-family:Arial;font-size:9pt;" >"O sırada, kadınlardan bırı utana utana yürüyüp ona geldı: "Babam sana sulama ücretını ödemek ıçın senı çagırıyor dedı. Musa ona gelınce, basından geçenı anlattı. O: "Korkma! Artık zâlım mılletten kurtuldun"dedı. ıkı kadından bırı: "Babacıgım, onu ücretlı olarak tut. Ücretle tuttuklarının en ıyısı bu güçlü ve güvenılır adamdır, dedı. Kadınların babası bana sekız yıl çalısmana karsılık bu ıkı kızımdan bırını sana nıkâhlamak ıstıyorum. Eger on yıla tamamlarsan, o senden bır lütuf olur. Ama sana agırlık vermek ıslemem. ınsallah benı ıyı kımselerden bulacaksın" dedı. Musa: "Bu senınle benım aramdadır. Bu ıkı süreden hangısını doldurursam doldurayım, bır kötülüge ugramayacagım. Söyledıklerımıze Allah vekıldır" dedı" (el-Kasas, 28/25-28).</span></p><p style="margin: 0cm 3.6pt 0pt 9pt; text-indent: 27pt; text-align: justify; color: rgb(51, 0, 0);" class="MsoNormal"><span style=";font-family:Arial;font-size:9pt;" > </span></p><p style="margin: 0cm 3.6pt 0pt 9pt; text-indent: 27pt; text-align: justify; color: rgb(51, 0, 0);" class="MsoNormal"><span style=";font-family:Arial;font-size:9pt;" >Ibn-ı Kesır söyle dıyor: "Kızların babasının kım oldugu hakkında görüs ayrılıgı vardır. Bunun Suayb (a.s), oldugu hususunda kanaatler vardır. Ulemanın çogunlugu da bu görüstedır. Hasan Basrı, Malık b. Enes'den naklolunan bır rıvayetı delıl getırerek dıyor kı: Hz. Suayb kavmı helâk olduktan sonra uzun bır ömür yasamıs, tâ kı Musa (a.s)'a ulasmıs ve kızını ona nıkâhlamıstır.</span></p><p style="margin: 0cm 3.6pt 0pt 9pt; text-indent: 27pt; text-align: justify; color: rgb(51, 0, 0);" class="MsoNormal"><span style=";font-family:Arial;font-size:9pt;" > </span></p><span style="color: rgb(51, 0, 0);font-family:Arial;font-size:9pt;" >Hz. Suayb (a.s)'ın kızıyla nıkâhlandıktan sonra Musa (a.s), Medyen'de kalıp, hanımının mehrı olmak üzere on yıl koyun güttü. Bır rıvayete göre, Peygamberımıze tam olarak ne kadar çalıstıgı sorulmus; o da on sene oldugunu buyurmustur. Buradan anlasıldıgı üzere, tam on yıl çobanlık yapmıstır.</span>Derridahttp://www.blogger.com/profile/11327959125465819104noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6332729537972456464.post-39589297343966747762010-12-06T01:50:00.000-08:002010-12-06T01:50:00.109-08:0012. Sınıf Edebiyat Kitabı sayfa sayfa 30-52<p><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family:comic sans ms,cursive;"><span style="font-size:14px;"><br /></span></span></span></p><p><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family:comic sans ms,cursive;"><span style="font-size:14px;"><strong>Sayfa 30-31</strong><br /><strong>1-CeLaL’in hayatını anLatıyor Arkadaşı hakkında biLgi veriyor<br />2-a-CeLaL-Şiir-Şair<br />b-CeLaL’in şiirLeriaşkLarışairLik yönü<br />3-YazıLır</strong></span></span></span></p><p><br /></p><p style="text-align: center;"><img src="http://dosyalar.hurriyet.com.tr/kishastaliklari/images/soru_isareti.jpg" /><br /><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family:comic sans ms,cursive;"><span style="font-size:14px;"><strong>4-Anı türünün devamıdır<br />5-a-AçıkyaLındurututarLı oLmayan cümLe: “Bu konuşmaLarda göz bebekLeri büyüryüzü büsbütün canLanır; eLLer koLLar da ritmik oLarak konuya katıLır ve CeLaL akıLcıbiLimseL yoLLaR dışında paradoksaL ama yine de gerçekçi bir patikadan kestirme inip tartışıLan soruna çok orjinaL ve parlak bir çözüm -çözüm degiLse biLe bir çözüm önerisi- getirirdi ”<br />b-Birkaç cümLe hariç AçıkduruyaLın bir metin<br />6-Terim: fenomeLPsikoLojik gerçekLeriç sezi<br />kavram:biLgiçLikgurbetsomurt Lukdik sözLkvefaörseLnmeksırtkan<br />günLk hayatta : kanı kaynamakekmek parası<br />7-sadeanLaşıLır konuşma havası içinde söyLenmiş<br />8-ögretici anLatım<br />9-cumhuriyet dönemi hatıra geLeneği</strong></span></span></span></p><p><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family:comic sans ms,cursive;"><span style="font-size:14px;"><strong>SAYFA – 32 -<br />1 SORU www.talebedunyasi.com<br />Genellikle köy düğünlerinde kullanılan çalgı aletleri<br />2 SORU<br />Motifler:davulzurna<br />3 SORU<br />Sosyal ve kültürel hayatta yeri vardır Cumhuriyet dönemi metinlerindeki halka yönelişi yansıtmaktadır<br />SAYFA 33<br />4 SORU<br />Halkçılık (dedik biz ama tam olarak bilmiyorm)<br />10 ETKİNLİK<br />Metin gayet açıksade ve anlaşılırdır Metinde tutarsızlık yoktur<br />5 SORU<br />Evet edilebilir örneğin;televizyond a bir program olarakradyoda bir açık oturum şeklinde olabilir<br />6 SORU<br />a)Terimler:davulzurnakonserv atuvarhalk müsikisi<br />Kavramlar:şahsiyetmilli<br />Günlük hayata ait :kahvetrenköykasabada vulzurna<br />b)Metnin temasını oluşturur<br />7 SORU<br />Üslubu samimidir<br />8 SORU<br />Öğretici anlatım türü ile sağlanmıştır<br />sayfa:35<br />Cumhuriyet dönemi öğretici metinleri tablosu<br />Yapı: Düz yazı<br />Tema: milli konular batılılaşmaanadolu’ya yönelme<br />Dil ve anlatım: dili sade halkın anlayabilecegi bir dil kullanılmıştırduruyalınaçık süssüz<br />Sayfa 36 tablo<br />cumhuriyet dön öğr metinleri – - önceki dön ait öğr metinler<br />Benzerlikler<br />* Bilgi vermek amaçlı olmaları öğretmeye ve düsündürmeye yönelik olmalarıdır<br />Farklılıklar<br />Kelime<br />türkçe kelimeler Fransızcaarapçafarsça kelimeler<br />kullanılmıştır kullanılmıştır<br />Kelime grupları<br />Halk söyleyişlerine ait anlaşılmayanağırarapçafarsç a<br />kelime gruplarıdır tamlamalar<br />DiL kuralları<br />Türkçe dilinin kurallarıdır arapçafarsçatürkçe kuralları</strong></span></span></span></p><p><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family:comic sans ms,cursive;"><span style="font-size:14px;"><br /></span></span></span></p><p><br /></p><div id="post_message_456933"><p><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family:comic sans ms,cursive;"><span style="font-size:14px;"><strong>1.Doğru yanlış</strong><br /><strong>-D</strong><br /><strong>-D</strong><br /><strong>-D</strong><br /><strong>2.Boşluk doldurma</strong><br /><strong>1-<u>Deneme</u> denir</strong><br /><strong>2-<u>Gezi yazısı</u> türünün...</strong><br /><strong>3.Eserler</strong></span></span></span></p></div><p><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family:comic sans ms,cursive;"><span style="font-size:14px;"><strong>Nurullah Ataç:Günlerin getirdiği</strong><br /><strong>Falih Rıfkı Atay:Gezerek Gördüklerim</strong><br /><strong>Peyami Safa:Eğitim-Gençlik-Üniversite</strong><br /><strong>Ahmet Hamdi Tanpınar:Edebiyat üzerine makaleler</strong><br /><strong>İsmail. Habib Sevük:Tuna'dan Batı'ya</strong><br /><strong>4.E ŞIKKI</strong><br /><strong>ıı. ünite ölçme ver değerlendirme</strong><br /><strong>1.Doğru yanlış</strong><br /><strong>-D</strong><br /><strong>-Y</strong><br /><strong>-D</strong><br /><strong>2.BOŞLUK DOLDURMA</strong><br /><strong>1-<u>Fıkra </u>denir</strong><br /><strong>2-<u>kanıtlamaya</u> çalıştığı...</strong><br /><strong>3.tanımlarla kavramları eşleştirme</strong><br /><strong>Bir milletin kendine özgü düşünüş ve yaşayış biçimi... =Milli Kimlik</strong><br /><strong>Metni meydana getiren anlam birliklerini... =Motif</strong><br /><strong>4. D ŞIKKI</strong><br /><strong>5. C ŞIKKI</strong><br /><strong>6. E ŞIKKI</strong><br /><strong>7. B ŞIKKI</strong><br /><strong>8. E ŞIKKI</strong><br /><strong>9. B ŞIKKI </strong></span></span></span></p><p><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family:comic sans ms,cursive;"><span style="font-size:14px;"><br /></span></span></span></p><p><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family:comic sans ms,cursive;"><span style="font-size:14px;"><strong>42</strong><br />saf şiir in sadece öz demek oldugunu biliyorum baska yok<br />3: görüşler...1:: şiir yazarken kelimelirn serbest seçilişi fakat uslupa uygun olmasını<br />2:şiirin ana rengine ulaşılmasını<br />3: şiirin tam şeklini yakalamya çalıştıgını<br />4: şiirin okuyanıda etkilemesini şiiride anlamlı kılmasını....<br /><br />1 metin: 1 soru:ölçü:7 li hece ölçüsüyle yazılmıştır.<br />denizlerin :::<br />derin ler redif aksız redif<br />bucaksız<br />yapraksız<br /><br />takvim<br />resim vim ler tam kafiye iz ler tam kafiye<br />deniz<br />düşüncesiz<br /></span></span></span></p><p><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family:comic sans ms,cursive;"><span style="font-size:14px;"><strong><br /></strong></span></span></span></p><p><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family:comic sans ms,cursive;"><span style="font-size:14px;"><br /></span></span></span></p><p><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family:comic sans ms,cursive;"><span style="font-size:14px;">boşlukta :::ta lar tam kafiye k lar yarım kafiye emi ler tunç kafiye<br />nokta<br />gemi<br />alemi<br /><br />deryalarda<br />rüyalarda ::alarda redif eldi redif<br />çeldi<br />geldi<br /><br />kendimden :imden redif andım tunç kafiye<br />resimden<br />sandım<br />tıkandım<br /><br />yosun<br />tutsun un lar tam kafiye sam lar zengin kafiye<br />tasam<br />bulmazsam<br /><br />dedim<br />dedim : dedimler redif ze tam kafiye<br />geze<br />denize<br /><br />oldu<br />doldu :: oldu tunç kafiye em ler tam kafiye<br />meltem<br />perdem<br /><br />kagıtlar :: ar lar tam kafiye luk lar zengin kafiye<br />var<br />yolculuk<br />soluk<br /><br />betbeniz ::izler ve ün ler tam kafiye<br />kalbimiz<br />küskün<br />gün<br /><br />dizilmiş<br />silmiş<br />sinsi : ilmişler redif si ler tam kafiye<br />hepsi<br /><br />hafifler<br />der :: er ler tam kadarlar redif<br />kadar<br />kadar<br /><br />dirilir<br />serpilir ::: ilir redif bi tam<br />gibi<br />kalbi<br /><br /><br />döşemenin<br />didişmenin :: menin redif an tam<br />an<br />insan<br /><br />karmakarışık<br />artık :: tık lar zengin araktan redif<br />taraktan<br />aglayaraktan<br /><br /><br />geri<br />mahşeri :eri ler zengin en ler tam<br />içinden<br />ben<br /><br />anam<br />hatıram : : am lar tam erde redif<br />serde<br />gerilerde<br /><br />yangından<br />ardından : ından redif ün ler tam kafiye<br />süzgün<br />gönlün<br /><br />hafiflettim<br />ettim :: ettim ler tunç kafiye<br /><br />2: şiire ritm kazanmıştır.kolaylık saglamaktadır.<br /><br />3: azgın sonsuz bir deniz: kişileştirme<br />bir kuş gibi hafifler :teşbih<br />dilsiz duran ne kadar eşya varsa dirilir:kişileştirme<br /><br />4: mecaz anlam kazandırmıştır.duygularını farklı duyularla aktarmayı denemiştir. ve kalp aglayarak çekilir geri geri derken kişileştirme yapmıştır.insan derse bir degişiklik olmas sadece söz sanatına yer verilmes<br /><br />5:dil: sadedir<br />ölçü:hece ölçüsüdür<br />ritm kafiye asinoslarla uyum saglanmıştır.<br />serbest yaılmıştır.<br /><br />6:ölümün bi yok oluş degil tam tersine bir mutluluk oluşunu dile getiriyor...tek kelimeyle teması ölüm<br /><br />7: onuda siz ifade edinn</span></span></span></p><p><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family:comic sans ms,cursive;"><span style="font-size:14px;"> </span></span></span></p><p><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family:comic sans ms,cursive;"><span style="font-size:14px;"><strong>sayfa44 </strong><br /><br />3 soru.<br />hasreti denizlerin.teşhiş sanatı<br />ve eşyamız ne küskün.teşhis sanatı<br />odama nasıl doldu birdenbire bu meltem.tecahüli-arif sanat<br /><br /></span></span></span></p><p><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family:comic sans ms,cursive;"><span style="font-size:14px;"><strong>sayfa 46 </strong><br />2 metin.1 soru: kafiyesi<br />çocuklugum<br />bahçeler == çocuklugum redif ler redif ce lerde yarım kafiye<br />geceler<br />çocuklugum<br /><br />çocuklugum<br />memleket == çocuklugum redif et ler tam kafiye<br />hasret<br />çocuklugum<br /><br />çocuklugum<br />kardeşim ==çocuklugum radif im ler redif eş ler tam kafiye<br />eşim<br />çocuklugum<br /><br />çocuklugum<br />unutulmuş ==çocuklugum redif muş lar redif l ler yarım kafiye dir.<br />solmuş<br />çocuklugum<br /><br />aliterasyon::ç,k,l<br />söyleyiş tarzı:içten ve samimidir.<br />ritm:ses ve kelime tekrarlarıyla saglanmıştır.<br /><br />2:çocuklugum ::insanın çocuklugunu yaşadıgı geçmişi ona olan özlemini uyandırır.şiirede katkısı çocukluguna duydugu özlemi daha kolay şekilde anlatmış.<br /><br />3:çoçuklugum-çocuklugum==tekrir<br />gözümde tüten memleket==teşbih<br /><br />4: ölçü:8li hece ölçüsü<br />ritm:kafiye,redif<br />aliterasyon ve asenonalarla saglanmıştır.<br />nazım birimi:dörtlüktür<br /><br />5:tema:çocukluga duyulan özlem<br /><br />6:şiirdeki duygularınızıda siz açıklayınız artık...ama benze uygulan ritm ve tekrarla çocukluguna duydugu özlemi kolaylıkla aktarmış...<br /><br />7: a: hepsinde tema bakımından farklılık gösterir.<br />ahenk unsurları:benzerdir..o beldede:sevgiliyle birlikte olacagı bir yer aramakta annabel lee de: aşkını anlatmakta çocuklugumdada:çocukluguna duydugu özlemi anlatmakta<br />b.kendi yorumlarınızı yazın...<br /><br />8: türk şiirinde: saf şiir.<br />dünya şiirinde mistik şiir<br /><br />11:ziya osman saba vasfi mahir kocatürk cevdet kudret solok kenan hulisi koray yaşar nebi nayır sabri esat siyavuşgil</span></span></span></p><p><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family:comic sans ms,cursive;"><span style="font-size:14px;"> </span></span></span></p><div id="post_message_409685"><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family:comic sans ms,cursive;"><span style="font-size:14px;"><strong>Sayfa 49 </strong><br /><br />1)11 li hece ölçüsü tam uyak ahenk unsurlarıdır<br /><br /><strong>3) BİRİNCİ BENT</strong><br />1.mısrada teşbihi beliğ 2.mısrada telmih istiare(dante sözcugu)<br />3.mısra istiare (cevher söz.)<br /><br /><strong>İKİNCİ BENT</strong><br />1. 2. 3.mısralarda istifham tecahüli arif<br />4. 5.mısralarda tezat teshıs<br /><br /><strong>ÜÇÜNÇÜ BENT </strong><br />güler yüzlü adam ben kelimelerinde tenasüp 3. mısrada istifham 4.mısra tecahulu arif<br /><br /><strong>DÖRDÜNCÜ BENT</strong><br />1.MISRA TESBIHI BELİĞ ilk askımız kelımesınde<br /><br /><strong>BESİNÇİ BENT</strong><br />ilk 3 mısrada tecahulu arıf 3 mısra tezat 5.mısra tecahulu arıf<br /><br /><strong>ALTINCI BENT</strong><br />1.MISRADA TENASÜP<br />3 4 5.mısrada tecahulu arif 5. mısradabahce kelımesı istıare<br /><br /><strong>YEDİNÇİ BENT</strong><br />4.MISRA SALTANAT Kelımesınde istiare 5.mısrada benzetme<br /><br /><br /><br /><strong>TEMASI </strong>OLUM KARSISINDA DUYULAN HUZURSUZLUK </span></span></span></div><p><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family:comic sans ms,cursive;"><span style="font-size:14px;"> </span></span></span></p><p><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family:comic sans ms,cursive;"><span style="font-size:14px;"> </span></span></span></p><p><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family:comic sans ms,cursive;"><span style="font-size:14px;"><strong>sayfa 49 2soru:</strong><br />okunuşa ahenk kazanmasını saglarç<br />3 soru: dante gibi ortasındayız ömrün: teşbih<br />delıkanlı çagımızdaki cevher: istiare<br />gözünün yaşına bakmadan gider: deyim alınmış<br />bunlarda şiire zenginlik katar.<br /><br />4: 11 li hece ölçüsü<br />ritm: kafiye redif aliterasyon la saglanmış..bence kurulamaz.şair o anki duygusuyla yazmıştır şiiri.<br /><br />5:tema:ölüm diger iki şiirdede ölüm bahsedilmektedir.şiirlerde genel olarak aşk ölüm ayrılık konuları işlenmektedir.bu şiirlerdede agırlık basmaktadır.<br /><br />6:yaş otuz beş : zamanın insanı nasıl degiştirdigini ikincisindede zamanında farkedemedgini zamanın nasıl geçtigini çelişkiyle anlatmaktadır.</span></span></span></p><p><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family:comic sans ms,cursive;"><span style="font-size:14px;"> </span></span></span></p><p><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family:comic sans ms,cursive;"><span style="font-size:14px;"><strong>sayfa 52 </strong><br />soru 9: cumhuriyet dönemi saf şiir geleneği<br /><br /><strong>sayfa 53</strong><br />bendedir şiiri<br />11li hece ölçüsü çapraz uyak düzeni<br /><br /><strong>sayfa 55</strong><br />6. soru: öz şiir anlayışında temel olarak insan alınır. bu farklı ülkelerdeki şiirlerde bile aynı temalar işlendiğinden, işlenen konular evrenseldir.<br /><br /><strong>sayfa 56:</strong><br />1. soru doğru yanlışlar<br />D-Y-D-D-D<br />2. soru: sembolizm akımı<br />3. soru: cahit sıtkı tarancı<br />4. soru:<br />hece ölçüsüyle yazılmış<br />düz kafiye düzeni ve tam uyak<br />hayali bir alem<br />yerli ve mahalli unsurlara yeR verilir<br /><br /><strong>sayfa 5o::</strong><br />otuz yaş adlı şiirin hemen altındaki sorunun cevabı::her iki şiirde de ölüm teması vardır.insanları etkileyebilir çünkü evrensel bir konudur.<br />soru 8::valla yazmamışım<br />soru9::öz şiir geleneğine bağlıdır.<br />soru 12::saf şiirinin öncülerindendir ve müzikaliteye önem verir.<br /><br /><br /><strong>sayfa 52:::</strong><br />1.SORU::ARKADAŞLAR BURDA TEK TEK KAFİYELERİ SORUYO AÇIKVE NET BİR ŞEKİLDE GÖRÜLMEKTE ZATEN.<br />2.SORU::HOYRATTIR BU AKŞAMÜSTÜLER DAİMA------BENZETME VARDIR<br />DALGA DALGA HÜCUM EDİP PİŞMANLIKLAR------TEŞHİS<br />YOLUNU GÖZLÜYOR LAMBA VE MERDİVEN-------------TEŞHİS<br />NE İSTERSİN BENDEN AKŞAM SAATİNDE -----------İSTİHDAM SANATI VARDIR<br />EY SEN ----------NİDA SANATI</span></span></span></p>Derridahttp://www.blogger.com/profile/11327959125465819104noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6332729537972456464.post-31429503649238031482010-12-06T01:48:00.000-08:002010-12-06T01:48:00.127-08:0011. sınıf edebiyat dersi etkinlikleri cevapları sayfa 10-35<p><span style="font-family:comic sans ms,cursive;"><span style="color: rgb(0, 0, 0);">11.sınıf edebiyat etkinliklerini yayınlıyoruz.cevaplar internetten derlenmiş olup cevaplar sitemizin sorumluluğu altında değildir.<br /></span></span></p><p><span style="font-family:comic sans ms,cursive;"><span style="font-weight: bold; color: rgb(255, 0, 0);">SAYFA 4 - 10 Arası</span><br /><img alt="" src="http://img205.imageshack.us/img205/6939/1243564pk5.jpg" style="height: 785px; width: 543px;" border="0" /><br /><br /><span style="font-weight: bold; color: rgb(0, 0, 0);font-size:100%;" ><br /><span style="color: rgb(255, 0, 0);font-size:130%;" >SAYFA 11</span><br />ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME </span><br />1. D,Y,D<br />2.sosyal hayattan,siyasi hayattan,düşünce hayatından,teknolojik hayattan<span style="font-weight: bold;font-size:130%;" ><br /><br /><img alt="" src="http://img377.imageshack.us/img377/331/1243566eg7.jpg" style="height: 330px; width: 604px;" border="0" /><br /><br /><b><span style="color:red;"><b><span style="font-size:130%;">Sayfa 12</span><br /><span style="color: rgb(0, 0, 0);">Hazırlık Çalışması</span></b></span><br /><br /><img alt="" src="http://img62.imageshack.us/img62/9163/img014b.jpg" border="0" /><br /><br /><br /><span style="color:red;">EDEBİYAT SAYFA 12<br /><span style="font-size:100%;">4. ETKİNLİK</span></span><span style="font-size:100%;"><br /></span></b></span><span style="font-size:130%;"><span style="font-size:100%;">Tanzimat fermanı 3 kasım 1839 da Gülhane parkında padişah,diğer devlet büyükleri,ulema,lonca ve esnaf temsilcileri ve halkın "Gülhane Hattı Humayunu" adıyla Mustafa reşit paşa tarafından okundu.Bu fermanla Osmanlı devletinde İslam hukuku ve geleneksel kurumların bıraktığı hızlı bir değişim süreci başladı</span></span><span style="font-weight: bold;font-size:130%;" ><b><br /><br /><span style="color:red;">SAYFA 13</span><br /><span style="font-size:100%;"><br /></span><span style=";font-size:100%;color:red;" >3.SORU:</span></b></span><span style="font-size:130%;"><span style="font-size:100%;">Yenileşme kavramı, var olanın çağın gereksinim ve özelliklerine göre yeniden düzenlenmesidir.</span></span><span style="font-weight: bold;font-size:130%;" ><b><span style="font-size:100%;"><br /></span><span style=";font-size:100%;color:red;" >4.SORU:</span></b></span><span style="font-size:130%;"><span style="font-size:100%;">Burada yenilik kavramak en uygun hareket konağı restore ettirip,ihtiyaca göre eklemeler yapmaktır.Çünkü konağı,yıkıp yerine yeni bir bina yapmak yenilik değil,köklü bir değişimdir.</span></span><span style="font-weight: bold;font-size:130%;" ><b><br /><br /><span style="color:red;">SAYFA 15</span><br /><span style=";font-size:100%;color:red;" >1. METİN</span><span style="font-size:100%;"><br /><br />1.</span></b></span><span style="font-size:130%;"><span style="font-size:100%;">On dokuzuncu asır şiirindeki 9,13,14,15,16,17,20,21 ve 22. beyitler ortaçağa özgü dünya görüşünü yansıtmaktadır.diğer beyitlerde ise şair,modern dünyada yaşananları dile getirmiştir.Modern dünyaya ait ifadelerin bulunması Sadullah Paşa'nın döneminin zihniyetinden etkilendiğini göstermektedir.Sadullah paşa ortaçağdan beri süregelen inanışları da bilmekle beraber modern dünyaya da kayıtsız kalmamıştır.</span></span><span style="font-weight: bold;font-size:130%;" ><b><span style="font-size:100%;"><br />2.</span></b></span><span style="font-size:130%;"><span style="font-size:100%;">Şair,tercihini modern dünya görüşünden yana kullanmaktadır.çünkü modern dünya aklı ve deneyi baz alarak bilinmezlere veya yanlış bilinenlere ışık tutmuştur.</span></span><span style="font-weight: bold;font-size:130%;" ><b><span style="font-size:100%;"><br />3.</span></b></span><span style="font-size:130%;"><span style="font-size:100%;">Verilen beyitler Sadullah paşanın "insan hakları", "eşitlik", ve "basın-yayın","bilimsellik" ile olan ilgisini göstermektedir.</span></span><span style="font-weight: bold;font-size:130%;" ><b><span style="font-size:100%;"><br />4.</span></b></span><span style="font-size:130%;"><span style="font-size:100%;">Ziya paşanın yakınması Doğu medeniyetinin geri kalmışlığı ve cehaleti ile ilgilidir.Buna rağmen batı,sürekli gelişmiş ve bilimin öncülüğünde güçlü bir medeniyet kurmaya başlamıştır.Bu durumda hem aydınların hem de toplumun Batı'ya yönelmesine sebep olmuştur</span></span><span style="font-weight: bold;font-size:130%;" ><b><span style="font-size:100%;"><br /><br /></span><span style=";font-size:100%;color:red;" >2.METİN</span><span style="font-size:100%;"><br /><br />1.</span></b></span><span style="font-size:130%;"><span style="font-size:100%;">Ziya paşa Osmanlı devletinin İstanbul’un fethiyle başlayan yükselme dönemi ile 19.yüzyıldaki çöküş dönemini karşılaştırmaktadır.bu karşılaştırma ihtişamlı bir devletin nasıl çöküşe gittiğini göstermektedir.</span></span><span style="font-weight: bold;font-size:130%;" ><b><span style="font-size:100%;"><br />2.----<br /><br /></span><span style=";font-size:100%;color:red;" >1.ETKİNLİK</span><span style="font-size:100%;"><br /></span></b></span><span style="font-size:130%;"><span style="font-size:100%;"><span style="font-weight: bold;">1.</span>Osmanlı devletinde yönetim kurumlarıyla birlikte askeri kurumlarında gerilemesinin en büyük sebebi,bilim ve teknik alanda meydana gelen değişiklik ve gelişmeleri takip edemeyiştir.bu sebeple çağın gerisine düşmeye başlayan Osmanlı devletinde askeri başarısızlıklar görülmeye başlamıştır.Gerilemenin görüldüğü ilk alan olan askeri alan,yeniliklerin de başlangıç merkezi olmuştur.</span></span><span style="font-weight: bold;font-size:130%;" ><b><span style="font-size:100%;"><br />3.</span></b></span><span style="font-size:130%;"><span style="font-size:100%;">Osmanlı devletindeki yenilikler öncelikle askeri alanda yapılmıştır.</span></span><span style="font-weight: bold;font-size:130%;" ><b><span style="font-size:100%;"><br />4.</span></b></span><span style="font-size:130%;"><span style="font-size:100%;">Tanzimat fermanı 3 kasım 1839 da "Gülhane Parkı'nda" padişah,diğer devlet büyükleri,ulema,lonca ve esnaf temsilcileri ve Mustafa Reşit paşa tarafından ilan edilmiştir.</span></span><span style="font-weight: bold;font-size:130%;" ><b><span style="font-size:100%;"><br />5.</span></b></span><span style="font-size:130%;"><span style="font-size:100%;">Tanzimat’ı ortaya çıkaran nedenleri iç ve dış faktörler olarak iki kısma ele alabiliriz.İç faktörler Tanzimat’ın bir sonuç olarak ortaya çıktığı Osmanlı batılaşma hareketlerini anlatırken genel olarak üzerinde durulan hususlardır. Dış faktörler ise cereyan eden hadiselerdir.Osmanlının sahip olduğu üstünlüğünü kaybedip devlet kurum ve kanunlarının asrın ihtiyaçlarına cevap verecek nitelikte olmaması ,devletin maddi ve manevi gücünü kaybetmiş olması bunun sonucunda her sahada yenilgiye uğraması yeniden ve geniş bir ıslahat hareketini zorunlu kılıyordu.</span></span><span style="font-weight: bold;font-size:130%;" ><b><span style="font-size:100%;"><br /></span><br /><span style="color:red;">SAYFA 18</span><br /><span style=";font-size:100%;color:red;" >ANLAMA YORUMLAMA </span><span style="font-size:100%;"><br />1.</span></b></span><span style="font-size:130%;"><span style="font-size:100%;">On dokuzuncu Asır adlı manzuma kaside nazım şeklinin özellikleriyle yazılmış , doğu-batı teması üzerine kurulmuş,döneminin Osmanlı Türkçesi dil özelliklerini taşıyan bir eserdir.Osmanlı devletinin gerileme sebepleri adlı metin parçası ise düz yazı şekliyle kaleme alınmış doğu-batı teması üzerine kurulu bir makaledir.Bunlardan hareketle yenileşme döneminin bilim,tekni</span></span><span style="font-size:130%;"><span style="font-size:100%;">k</span></span><span style="font-size:130%;"><span style="font-size:100%;">,gelişme gibi kavramlarının her iki metinde de ele alındığı görülmektedir.</span></span><span style="font-weight: bold;font-size:130%;" ><b><span style="font-size:100%;"><br />2.</span></b></span><span style="font-size:130%;"><span style="font-size:100%;">Tablonun içi sırayla;Bilim,Hukuk,Teknik,Rön esans,Reform,Povitiz m</span></span><span style="font-weight: bold;font-size:130%;" ><b><span style="font-size:100%;"><br />3.</span></b></span><span style="font-size:130%;"><span style="font-size:100%;">Osmanlı devletinde modernleşme hareketleri yapılan yenilikler göz önüne alınırsa yönetici sınıf tarafından gerçekleştirilmiştir.Çünkü devletin devamlılığının tehlikeye girdiğini,bu sebeple başta askeri alan olmak üzere birçok yenilik yapılması gerektiğini görenler devlet yöneticileri olmuştur.</span></span><span style="font-weight: bold;font-size:130%;" ><b><span style="font-size:100%;"><br />4.</span></b></span><span style="font-size:130%;"><span style="font-size:100%;">Tanzimat fermanının ilan edilmesinde iç etkenlerin de rolü olmasına karşın dış etkenler çok daha baskındır.</span></span><span style="font-weight: bold;font-size:130%;" ><b><span style="font-size:100%;"><br />5.</span></b></span><span style="font-size:130%;"><span style="font-size:100%;">G</span></span><span style="font-size:130%;"><span style="font-size:100%;">ünümüzde sosyal,siyasi,kültürel alanda çağın gereklerine uygun yenilikler yapılmaktadır.</span></span><span style="font-weight: bold;font-size:130%;" ><b><br /><span style="color:red;"><br />SAYFA 19</span><br /><span style=";font-size:100%;color:red;" >ÖLÇME DEĞERLENDİRME</span><span style="font-size:100%;"><br />1. </span></b></span><span style="font-size:130%;"><span style="font-size:100%;">D, D, Y</span></span><span style="font-weight: bold;font-size:130%;" ><b><span style="font-size:100%;"><br />2.</span></b></span><span style="font-size:130%;"><span style="font-size:100%;">Abdülmecit= Tanzimat fermanı<br />ll.Mahmut=Yeniçeri ocağının kaldırılması<br />Baron De Tott= Hendesehane</span></span><span style="font-weight: bold;font-size:130%;" ><b><span style="font-size:100%;"><br />3. cevap : </span></b></span><span style="font-size:130%;"><span style="font-size:100%;">E şıkkı</span></span><span style="font-weight: bold;font-size:130%;" ><b><span style="font-size:100%;"><br /></span><span style=";font-size:100%;color:red;" ><br />SAYFA 20<br /></span><span style=";font-size:100%;color:red;" >1.ÜNİTE ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME</span><span style="font-size:100%;"><br />1.cevap: </span></b></span><span style="font-size:130%;"><span style="font-size:100%;">E</span></span><span style="font-weight: bold;font-size:130%;" ><b><span style="font-size:100%;"><br />2.</span></b></span><span style="font-size:130%;"><span style="font-size:100%;">.....sosyal,siyasi ve tarihi.......</span></span><span style="font-weight: bold;font-size:130%;" ><b><span style="font-size:100%;"><br />3.</span></b></span><span style="font-size:130%;"><span style="font-size:100%;">burada soru hatalı çünkü edebi eser seçeneklerde verilenlerin tamamıyla ilişkili.</span></span><span style="font-weight: bold;font-size:130%;" ><b><span style="font-size:100%;"><br />4.</span></b></span><span style="font-size:130%;"><span style="font-size:100%;">Temel sebep,bilim ve teknik sayesinde modernleşen batı ordularının osmanlı ordularından üstün hale gelmesidir.</span></span><span style="font-weight: bold;font-size:130%;" ><b><span style="font-size:100%;"><br /></span><span style=";font-size:100%;color:red;" ><br />Sayfa 23 </span><span style="font-size:100%;"><br /></span><span style=";font-size:100%;color:red;" >1.ETKİNLİK</span><span style="font-size:100%;"><br /></span></b></span><span style="font-size:130%;"><span style="font-size:100%;">***Askeri alanda Nizam-ı Cedid ordusu oluşturuldu. lll. Selim tahttan indirildi.Nizam-ı Cedid ordusu dağıtıldı ve yenilgiyi destekleyen devlet adamları ve kişiler cezalandırıldı.</span></span><span style="font-weight: bold;font-size:130%;" ><b><span style="font-size:100%;"><br /><br /></span><span style=";font-size:100%;color:red;" ><br />2.ETKİNLİK</span><span style="font-size:100%;"><br />***Devlet yöneticileri tarafından istenmiştir.<br /><br /></span><span style=";font-size:100%;color:red;" >3.ETKİNLİK</span><span style="font-size:100%;"><br /></span></b></span><span style="font-size:130%;"><span style="font-size:100%;">***İlk Türkçe gazete 1831'de çıkan Takvim-i Vekayi'dir.Tanzimat döneminde çıkan ilk gazete ise Ceride-i Havadistir. Ceride-i Havadis bir meslek gazetesi olan Vekayi-i Tıbbiye izledi.Yeni Türk nesrinin doğmasında en büyük rolü oynayan en önemli görevi yüklenen başlıca gazete ve dergiler:Takvim-i Vekayi(1831),Ceride-i Havadis(1840) gibi resmi gazetelerle Namık kemalin yayınladığı İbret (1871),Hadika(1872)Ali Suvai’nin yönettiği Muhbir(1866)Ahmet Mithat'ın çıkardığı Devir (1872)</span></span><span style="font-weight: bold;font-size:130%;" ><b><span style="font-size:100%;"><br /><br /></span><span style=";font-size:100%;color:red;" >4.ETKİNLİK</span><span style="font-size:100%;"><br /></span></b></span><span style="font-size:130%;"><span style="font-size:100%;">***Gazete ile birlikte makale fıkra gibi türlerle roman hikaye ve tiyatro gibi türlerde Tanzimat'la birlikte ortaya çıkmıştır.</span></span><span style="font-weight: bold;font-size:130%;" ><b><span style="font-size:100%;"><br /><br /></span><span style=";font-size:100%;color:red;" >5.ETKİNLİK</span><span style="font-size:100%;"><br /></span></b></span><span style="font-size:130%;"><span style="font-size:100%;">***Surlar içinde İstanbul,Osmanlı sosyal yaşamının geleneksel yapısını koruyan ve yaşatan kısacası Türk İstanbul'un canlı bir merkezidir.Beyoğlu ise eskiden beri gayrimüslimlerin zorunlu ikamet yeri olarak Batılı bir yaşamı sürdüren ,Batı'dan gelen yeniliklerin görüldüğü ilk yer olma özelliğine sahip bir yerdir.<br /></span></span><span style="font-weight: bold;font-size:130%;" ><b><span style="font-size:100%;"><br /><br />soru 1:</span></b></span><span style="font-size:130%;"><span style="font-size:100%;">nizam-ı cedit ordusu kuruldu.<br />*giderlerini karşılamak için nizam-ı cedit hazinesi kuruldu.<br />*tersane ıslah edildi.<br />*avrupa'nın önemli merkezlerinde sürekli elçilikler açıldı.<br />*resmi devlet matbaası kuruldu.<br />*Frasnsızca devletin ilk resmi yabancı dili olarak kabul edildi.<br />*merkeze bağlı eyaleteler yeniden düzenlendi.<br /><br />bu yenilikler askeri,mali,kültürel alanları kapsamaktadır</span></span><span style="font-weight: bold;font-size:130%;" ><b><span style="font-size:100%;"><br />soru 2:</span></b></span><span style="font-size:130%;"><span style="font-size:100%;">can güvenliği,ırz,namus ve malın korunmasında yenilikler yapılmıştır.<br />askeri alandan askerlerle ilgili yenilikler yapılmıştır.</span></span><span style="font-weight: bold;font-size:130%;" ><b><span style="font-size:100%;"><br /><br />soru 3:</span></b></span><span style="font-size:130%;"><span style="font-size:100%;">evet kapsar.yapılan yenilikler birşekilde halkıda etkilemiştir.Fermanın içerdiği yenilikler halkın karşılaştığı sorunlara çözüm yolu getirir.</span></span><span style="font-weight: bold;font-size:130%;" ><b><span style="font-size:100%;"><br /><br /></span><span style=";font-size:100%;color:red;" >sayfa 25 ve 26 cevapları</span><span style="font-size:100%;"><br />soru 1:</span></b></span><span style="font-size:130%;"><span style="font-size:100%;">*ceride-i havadis<br />*tercüman-ıahval<br />*tasvir-i efkar<br />*muhbir<br />*ibret</span></span><span style="font-weight: bold;font-size:130%;" ><b><span style="font-size:100%;"><br /><br />soru 2:</span></b></span><span style="font-size:130%;"><span style="font-size:100%;">devletin ,milletin gelişmesini ve kalkınmasını sağlar.<br />ilim tüm insanların hizmetine sunulur<br />halkı bilinçlendir.</span></span><span style="font-weight: bold;font-size:130%;" ><b><span style="font-size:100%;"><br /><br />soru 3:</span></b></span><span style="font-size:130%;"><span style="font-size:100%;">gazete o devrin en önemli iletişim aracıydı.Bu devirde yapılan yenilikler halk tarafından şüpeyle karşılanmıştır.Halkın aydınlatılması,dünya ve ülkeden haberler vermek için gazate ihtiyacı duyulmuş ve gazete ortaya çıkmıştır.</span></span><span style="font-weight: bold;font-size:130%;" ><b><span style="font-size:100%;"><br /><br />soru 4:y</span></b></span><span style="font-size:130%;"><span style="font-size:100%;">eni edebi türler:makale,roman,tiyatro,hi kaye,anı,tenkit(eleş tiri)türleridir.<br /><br />gazeteyle ilişkisi:bu türler halkın alışması için gazetelerde yayınlanmıştır.Bu yüzden aralarında ilişki vardır.</span></span><span style="font-weight: bold;font-size:130%;" ><b><span style="font-size:100%;"><br /><br />soru5:</span></b></span><span style="font-size:130%;"><span style="font-size:100%;">halkı aydınlatmak,onlara ders vermek için çıkarıldığını söyleyebiliriz.Ortaya çıkan yeni edebi türler ve fikirler halka ulaştırılır.Halk biliçlenir.<br /></span></span><span style="font-weight: bold;font-size:130%;" ><b><span style="font-size:100%;"><br />soru 6:</span></b></span><span style="font-size:130%;"><span style="font-size:100%;">evet kurulur.Tanzimat döneminde batıya yçneliş vardır.Bu dönemde yaşayan edebiyatçıların pek çoğu Batı dilini özellikle Fransızcayı çok iyi biliyorlardı.</span></span><span style="font-weight: bold;font-size:130%;" ><b><span style="font-size:100%;"><br /><br /><br /><br /></span><span style=";font-size:100%;color:red;" >anlama yorumlama </span><span style="font-size:100%;"><br />soru 1:</span></b></span><span style="font-size:130%;"><span style="font-size:100%;">tanzimat döneminde halka faydalı olacak konular işlenmiş.Bu devrin edebiyatçıları haklı bilgilendirmek,eğitmek istemişler.Bu nedenle eserlerinde üslüp kaysıgı yoktur.yani bu dönemle ilişkilendirilemez.</span></span><span style="font-weight: bold;font-size:130%;" ><b><span style="font-size:100%;"><br /><br />soru 2:</span></b></span><span style="font-size:130%;"><span style="font-size:100%;">tanzimat fermanı halka okunmak için yazılmıştır.paragraflar halinde yazılan fermanda ifadeler açık cümleler kısadır.mecaz ve yan anlamalara yer verilmez.<br /><br />gazetede ise cümleler daha uzundur.mecaz ve yan anlamlar bunlunabilir.Halkı aydınlatmak için yazılır.</span></span><span style="font-weight: bold;font-size:130%;" ><b><span style="font-size:100%;"><br /><br />soru 3:</span></b></span><span style="font-size:130%;"><span style="font-size:100%;">Abdülmecit ve Abdülaziz batı tarzında giyinmişlerdirdaha modern elbiseleri vardır.Kavuğun yerini fes,kaftanın yerini ceket almıştır.Geleneksel giyime sahip padişahların sakalları varken batılaşmayı benimsemiş padişahların sadece bıyıkları vardır.</span></span><span style="font-weight: bold;font-size:130%;" ><b><span style="font-size:100%;"><br /><br />soru 4:</span></b></span><span style="font-size:130%;"><span style="font-size:100%;">televizyon ve internet almıştır.</span></span><span style="font-weight: bold;font-size:130%;" ><b><span style="font-size:100%;"><br /></span><span style=";font-size:100%;color:red;" ><br />SAYFA 27 - 28</span><span style="font-size:100%;"><br />1-) </span></b></span><span style="font-size:130%;"><span style="font-size:100%;"><span style="font-weight: bold;">Boşluk doldurmalar</span> : D,Y,Y<br /></span></span><span style="font-weight: bold;font-size:130%;" ><b><span style="font-size:100%;">2-)</span></b></span><span style="font-size:130%;"><span style="font-size:100%;"> gazete,roman,tiyatro</span></span><span style="font-weight: bold;font-size:130%;" ><b><span style="font-size:100%;"><br />3-) </span></b></span><span style="font-size:130%;"><span style="font-size:100%;">Eşleştirmeler bu şekilde olacak</span></span><span style="font-weight: bold;font-size:130%;" ><b><span style="font-size:100%;"><br /><br />1 & </span></b></span><span style="font-size:130%;"><span style="font-size:100%;">3</span></span><span style="font-weight: bold;font-size:130%;" ><b><span style="font-size:100%;"><br />2 & </span></b></span><span style="font-size:130%;"><span style="font-size:100%;">2</span></span><span style="font-weight: bold;font-size:130%;" ><b><span style="font-size:100%;"><br />3 & </span></b></span><span style="font-size:130%;"><span style="font-size:100%;">1</span></span><span style="font-weight: bold;font-size:130%;" ><b><span style="font-size:100%;"><br /><br />4-) </span></b></span><span style="font-size:130%;"><span style="font-size:100%;">E</span></span><span style="font-weight: bold;font-size:130%;" ><b><span style="font-size:100%;"><br />5-) </span></b></span><span style="font-size:130%;"><span style="font-size:100%;">Askeri alanda yapılmıştır. Öncelikle bu alanda yapılmıştır.</span></span><span style="font-weight: bold;font-size:130%;" ><b><span style="font-size:100%;"><br /><br /><br /></span><br /></b><span style="color:red;">SAYFA 28 HAZIRLIK ÇALIŞMALARI</span><br /><br />1-) Halka yönelik uygulamalar vardır, kralın yetkileri kısıtlanmıştır.<br />İkiside yenilikçi ve özgürlükçüdür.<br /><br />2-) yok<br /><br />3-) Makale,gezi yazısı,fıkra çünkü bunlar gazetede kullanılmıştır.<br /><br /><span style="color:red;">SAYFA 29 - 30</span><br /><br /><span style="color:red;">2.ETKINLIK<br />Şemalı sorunun cevabı<br />Cevap - 1<br /></span>Birbiriyle bağlı konular metinde verilmek istenen mesajı ortaya çıkarırlar.<br /><br /><span style="color:red;">Cevap - 2</span><br />Anlam birliği şu şekilde oluşturulur:<br />Birtakım heceler bir araya gelerek kelimeleri oluşturur. Bu kelimeler cümleleri cümleler paragrafları paragraflar da verilmek istenen iletiyi meydana getirir. Tercüman-ıAhval ve Musavat metinlerinde paragraflar metinleri meydana getirmiştir.<br /><br />1-) Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi Ana düşüncesi : Gazete<br />Müsavat Ana düşünce : Kanun önünde eşitlik<br />2-) Resim,müzik tiyatro<br />3-) Toplumun yaşayışı ve gerçekliği metni yazan kişiyide etkiler.<br />Kişi bu metinde yaşananları yazdığı için bu kavramlar ana düşünceyi etkiler.<br />4-) a.Ali Suavi kanun önünde herkesin eşit olduğunu savunur. Şinasi'de bu gazetenin önemini ve gazatelerin Türkçe yazılması gereksinimi olmasını savunur.<br />b.Halkı bilinçlendirmek amacıyla.<br />c) ulaşamayabilirlerdi. Çünkü roman veya tiyatro daha çok sanat yapmak için yazılan erlerdir. İki yazar ise halka bilgi vermeyi amaçlamışlardır. Bu şekilde ki eserlerde ise dil süslü ve sanatlıdır. Şiirsel bir anlatım görülür. Bu yüzden roman veya tiyatro eserleriyle halka bilgi zor bir olaydır.<br />5- Kanun à kanuni vazife<br />Devlet-i Aliyye à kazanılmış hak<br />Milli Eğitim Bakanlığı Meclisi à Mazbata (tutanak)<br />Vekiller meclisinde à izin<br /><br /></span><span style="color:red;">1.tablo</span><br />hükümet >politika gazeteleri<br />vekiller meclisi >bilim kuvveti<br />medeni millet >matbaa<br /><br /><span style="color:red;">2.tablo</span><br />eşitlik > hak<br />kanun > hukuk<br />islam hukuku > kanunsal haklar<br />kanun > zengin fakir<br /><br />6-) Öğretici metinlerdir.<br />7-) a.Tutarlı hükümler vermiştir, bazı kelimeler anlaşılabilir değildir.<br />b Vardır. Çünkü ortaya çıktığı zaman kullanılan dil metinde kullanılır.<br />8-) Batı kültüründe gelişen Türkçe tanzimatla geldiği için vardır.<br />9-) Resmi dil değişse bile kullanılan dilin değiştirilmesi zaman almıştır.<br />10-) Metin Türleri : Makale<br />Metinlerin yazıldıkları tarih : 1860<br />Metnin bağlı olduğu gelenek : Tanzimat edebiyat geleneği yapı şekli divan edebiyatı<br /><br />11-) Edebiyatta tanzimat edebiyatıyla ortaya çıkan yeni türdür.Önemli bir eserdir ve öğreticidir.<br /><br /><span style=";font-size:100%;color:black;" >12- a) Ali suavi eserinde eşitlik kavramını verdiği örneklerle somutlaştırmıştır. “ bir hamal ile en üst<br />düzey bir memurun gerektiğinde hukuk önünde muhakame<span style="font-weight: bold;"> </span>edilebileceğini belirtmesi örnek olarak gösterilebilir.”<br />b) Şinasinin metninde ise hürriyet kavramı gazete çıkarmak isteyenlerin hakkı olduğu ifade edilerek somutlaştırılmıştır.<br />13- Tercüman-ı Ahval Muk. Tema: hürriyettir. Müsavatta ise tema: eşitliktir.<br />Benzerlik ve farklılıkları:<br />• İki temada gazete yazısında ortaya konmuştur.<br />• Temaları anlatmak için metnin türüne uygun bir dil anlatım kullanılmıştır.<br />• İki temada Tanzimat döneminde ortaya çıkmıştır.<br />• Daha önce bu temayla ilgili hiçbir eser yazılmamıştır.<br />• Tercüman-ı Ahval mukaddimesi gazetenin giriş yazısıdır. Diğeri ise bir makaledir.<br />14- Yazarlar hakkındaki bilgi internette zaten mevcut.<br />15- Elde edilen bilgiler ışığında iki yazar hakkında karşılaştırma yapılabilir.<br /><span style="font-size:130%;">3. Metin Sayfa 33’teki sorular:</span><br /><span style="font-size:130%;">1- Atatürkçü düşüncede çağdaşlaşma uygarlaşma ve batılılaşma kavramları birbirleriyle bağlantılıdır. Çağdaşlaşma ülkenin refaha kavuşması için yapılan etkinliklerin tümüdür. Bu kavramla körü körüne taklit hedeflenemez. Ülkenin ilerlemesi için batılı ülkelerden alınan yenilikler ülkenin değerleriyle birleştirildikten sonra kullanılmalıdır. Bu kavramlar Atatürkçü düşüncede birbirlerinden ayrılamazlar.<br />2- Metne göre çağdaşlaşma Türk toplumu için vazgeçilmez bir idealdir. Bu idealin dayandığı temel “Büyük davamız en uygar ve en refaha kavuşmuş millet olarak varlığımızı yükseltmektir.” Şeklinde ifade edilmiştir.<br />3- Tanzimat döneminden itibaren gerçekleştirilen yeniliklerle Atatürk ilke ve inkılapları çağdaşlaşma ve uygarlaşmanın “ siyasal sosyal kültürel ve ekonomik yönlerini” kapsadığını söyleyebiliriz.</span></span><br /><br /><span style="color:red;">Musavat isimli metinde:</span><br />kanun à her vatandaşın eşit olması<br />mahkeme à eşit yargılanma<br />Devlet-i Aliyye à kazanılmış hak<br />Bu kavram ve ifadeler bize Tanzimat fermanı ile birlikte gelmiştir. Bu kavram ve ifadeler Avrupa devletlerinin oluşturdukları sosyal siyasi dini ve ekonomik yapının bir sonucudur. Osmanlı Devleti’nde bu kavram ve ifadeler ile ilgili Avrupalılar gibi bir düzenleme yapılmamıştır. Bunların Osmanlı Devleti’nde uygulamaya konulması eski ve yeni arasında bir ikiliğin oluşmasına neden olmuştur.<br /><br /><span style="color:red;">3. Etkinlik: </span><br /><br /><span style="color:red;">Terimler:</span><br />Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi: “ kaznılmış hak, Devlet-i Aliyye, Tanzimat hükümet meclis gazete mazbata “<br />Müsavat: “ müsavat, kanun İslam hukuku, kamusal hak “<br /><span style="color:red;"><br />Kavramlar:</span><br />Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi: “ halk vazife adalet “<br />Müsavat: “ sınıf, adalet, ilim, fazilet, görev, şeref, zenginlik “<br /><br /><span style="color:red;">Günlük hayatla ilgili kelimeler:</span><br />Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi: “ menfaat, milletler, dil , fikir, hal dili, tarife hacet olmak vs.”<br />Müsavat: “ sınıf, zümre, hamal, memur, kişi, şahıs vs. “<br /><br />Bütün bu kavram, terim ve gün****k kelimeler yazarın topluma iletmek istediği iletinin yapıtaşlarıdır. Bunlar olmadan metnin iletisi okuyucuya sağlıklı bir şekilde ulaşamaz. Yine bu kavram ve terimlere bakarak dönemin zihniyetinin öğretici metinlere nasıl yansıdığını anlayabiliriz.<br /><br />6- Metinlerde öğretici, açıklayıcı ve kanıtlayıcı anlatım kullanılmıştır.<br />a. Öğretici anlatım:<br />• Açıklama, bilgi verme amacıyla yazılırlar.<br />• Bu tür metinlerde söz sanatlarına ve süslü anlatımlara yer verilmez.<br />• Her okuyanda aynı etkiyi uyandırır.<br />b. Açıklayıcı anlatım<br />• sorunu ortaya koyan cümlelerle anlatıma başlar.<br />• Sorunu çözümleyen açıklamalar örnekler ve karşılaştırmalar ile devam eder.<br />• Özetleyici ve yargı bildiren ifadelerle metin sonlandırılır.<br />• Bu tür anlatımlarda kesin ve açık ifadeler olması gerekir.<br />c. Kanıtlayıcı Anlatım:<br />• İnandırma aydınlatma, bir başkasına kendi görüşünü kabul ettirme için yazılırlar.<br />• Bu anlatım türünde kavram tanımlanır veya açıklanır.<br />• Okuru etkilemek için bazı kelime öbeği veya cümleler aralıklarla metinde tekrar edilir.<br />7- Her iki metinde de anlatım açık ve anlaşılabilirdir. Bunun nedeni iki metinin de öğretici metin olmasından kaynaklanır. Misalen: “madem ki bir sosyal toplulukta yaşayan halk bunca kanuni vazifelerle yükümlüdür elbette sözlü ve yazılı olarak kendi vatanının mefaatine dair fikir ileri sürmeyi kazanılmış haklarından sayar.” Diğer metin için: “ mesela bir hamal ile bir büyük memurun hukukça kanun önünde eşit tutulması hatta muhakeme bile olunması kısacası en sıradan kişinin hakkının kaybolmamasıdır. Öğretici metin olmasından dolayı anlatım açık ve anlaşılırdır. Yani metnin türü ile anlatım biçimi arasında bağlantı vardır.<br />8- Tanzimat, kazanılmış hak, gazete, müsavat, kanun, kamusal hak, sınıf, hürriyet, adalet yenileşme vb.<br />9- Metinlerde kullanılan dil yaşadığı döneme göre sadedir. Değerlendirme yapacak olursak, Naima’nın eserinde, birden fazla kelimelerle oluşturulmuş tamlamalar, Arapça ve farsça sözcükler görebiliriz. Diğer metinler Naima’nın eserine göre daha sadedir ancak günümüz Türkçesi ile inceleyecek olursak Tanzimat dönemi eserlerini anlamakta güçlük çekebiliriz.<br />10- Tercüman-ı ahval ve müsavat öğretici metin olup, Tanzimat döneminde yazıldığı bariz bir şekilde ortadadır.<br />11- Gazeteler kültür,sanat, siyaset, günlük yaşam kısaca hayatımızın her alanından bize bilgiler sunan bir kaynaktır. Gazete insanı direkt olarak etkisi altına alan bir iletişim aracıdır. Onun dili sade ve süssüz olduğu için her okuyan metni anlayabilir. Bu sebepten gazetelerin etkisi günümüzde bile inkar edilemez.<br />12- a) Ali suavi eserinde eşitlik kavramını verdiği örneklerle somutlaştırmıştır. “ bir hamal ile en üst düzey bir memurun gerektiğinde hukuk önünde muhakame edilebileceğini belirtmesi örnek olarak gösterilebilir.”<br />b) Şinasinin metninde ise hürriyet kavramı gazete çıkarmak isteyenlerin hakkı olduğu ifade edilerek somutlaştırılmıştır.<br />13- Tercüman-ı Ahval Muk. Tema: hürriyettir. Müsavatta ise tema: eşitliktir.<br />Benzerlik ve farklılıkları:<br />• İki temada gazete yazısında ortaya konmuştur.<br />• Temaları anlatmak için metnin türüne uygun bir dil anlatım kullanılmıştır.<br />• İki temada Tanzimat döneminde ortaya çıkmıştır.<br />• Daha önce bu temayla ilgili hiçbir eser yazılmamıştır.<br />• Tercüman-ı Ahval mukaddimesi gazetenin giriş yazısıdır. Diğeri ise bir makaledir.<br />14- Yazarlar hakkındaki bilgi internette zaten mevcut.<br />15- Elde edilen bilgiler ışığında iki yazar hakkında karşılaştırma yapılabilir.<br /><br /><br /><span style="color:red;">3. Metin Sayfa 33’teki sorular:</span><br /><br />1- Atatürkçü düşüncede çağdaşlaşma uygarlaşma ve batılılaşma kavramları birbirleriyle bağlantılıdır. Çağdaşlaşma ülkenin refaha kavuşması için yapılan etkinliklerin tümüdür. Bu kavramla körü körüne taklit hedeflenemez. Ülkenin ilerlemesi için batılı ülkelerden alınan yenilikler ülkenin değerleriyle birleştirildikten sonra kullanılmalıdır. Bu kavramlar Atatürkçü düşüncede birbirlerinden ayrılamazlar.<br />2- Metne göre çağdaşlaşma Türk toplumu için vazgeçilmez bir idealdir. Bu idealin dayandığı temel “Büyük davamız en uygar ve en refaha kavuşmuş millet olarak varlığımızı yükseltmektir.” Şeklinde ifade edilmiştir.<br />3- Tanzimat döneminden itibaren gerçekleştirilen yeniliklerle Atatürk ilke ve inkılapları çağdaşlaşma ve uygarlaşmanın “ siyasal sosyal kültürel ve ekonomik yönlerini” kapsadığını söyleyebiliriz.<br /><br /><br /><br /><span style="color:red;"><span style="font-size:130%;">sayfa 34</span></span><br /><br />ANLAMA YORUMLAMA<br /><br />1)HAK,ÖZGÜRLÜK EŞİTLİK BATILILAŞMA KANUN - BATILI AVRUPA DEVLETLERİ<br /><br />2)makale deneme ..gibi öğretici metinler bilgi vermek için yazıldığından dolayı halk aydınlanır<br /><br /><br /><span style="color:red;">SAYFA 34</span><br /><br /><span style="color:red;">3.SORU<br />a)</span><br />tanzimat dönemi öğretici metinler<br />*makale fıkra tenkit vb...<br />*siyasi milli sosyal eşitlik hak hukuk<br />*türkçe daha sade ve akıcı<br />*bireysellik ve toplum ön planda<br />*gazete<br />*halka hitap ediyor<br /><br />b)içerik ve işlenen konular yenidir.<br />c)tanzimat edebiyatının en büyük özelliği doğduda yaşayıp batılı düşünmüşlerdir tezatlık vardır<br />ç)eskiden amaç taklit etmek değil ilerlemekti.ama şimdiki tam tersi ilerlemek yerine taklit etmek<br /><br />4) çağdaşlaşma hareketli bir kavramdır<br /><br /><br /><span style="color:red;">sayfa 35</span><br /><br /><span style="color:red;">Ölçme ve Değerlendirme</span><br /><br />1)d d y<br />2)a<br />3)doğu-batı<br />4)c<br />5)her an çağdaşlaşma olması gerekir<br /><br /><br />1- Kafiye redif vs. eklemek uzun sürecek o yüzden bu soruyu size bırakıyorum.<br />2- Terkibent devrin söyleyiş tarzından çok farklıdır. Şiirin şekli ve dili tamamen eski şiir geleneğiyle ilgilidir. Tanzimat dönemi sanatçıları halkı eğitmek istedikleri için genel olarak halkın anlayacağı kelime ve ifadelere yer verirler. Bu şiirde şair tümüyle süslü ve sanatlı şiir dilini kullanmıştır.<br />3- Birimler birbirine beyitlerle bağlanmışlardır. Bu birimler bir araya gelerek şiirin temasını oluşturmaktadır. Şiirin bütün beyitlerinde neredeyse birbirine yakın anlamlar işlenmiştir. Sadece şiirin son dizesinde dünyayı anlamanın akılla olmayacağını belirterek tezatlık oluşturulmuştur.<br />2. Etkinlik:<br />Ziya Paşa’nın Terkibibenti: Şiirin birimleri beyittir. Kafiye ve redifler vardır. Bu birimler birleşerek temayı ortaya çıkarır.<br /><br /><span style="color:red;">Terkibibentin Yapısal Özellikleri:</span><br /><br />a) bentlerle kurulan uzun bir nazım biçimidir.<br />b) Her bent, sayısı 5-10 arasında değişen beyitlerden oluşur.<br />c) Bent sayısı 5-10 arasındadır<br />d) Genellikle talihten şikayet, dini, tasavvufi ve felsefi konular işlenmiştir.<br />Bu yapısal özellikler divan şiirinin ana damarıdır. Yukarıda ki eserlerde bu özellikleri yapılarında barındırmaktadırlar.<br />4- 9. Beyit hariç diğer beyitler bir şekilde sosyal yapı ve tarihi değerler ile ilişkilidir.<br />5- Tema: bu dünyanın insanları sınamak için yaratılmış olduğu ve akılla bu dünyanın tam anlamıyla kavranamayacağıdır. Şiirin yazıldığı dönemde bazı şairler iki arada bir derede kalmışlardır. Eski ile yeni çatışması içine düşmüşlerdir. Bu yüzden bazı şairler hak adalet hürriyet gibi kavramlar üzerine şiir yazarken, bazıları da bu şekilde felsefi konularda şiirler yazarak eski geleneği devam ettirmeye çalışmışlardır.<br />6- Ziya Paşa terkibibentinde tasavvufi bir konuyu işlemiştir. Bu dünyanın insanı sınamak için yaratıldığını, ve insanın sadece kalbiyle anlayabileceğini belirtmiştir. Bağdatlı Ruhi ise aşk temasını işlemiştir. Bu yüzden iki eser arasında büyük farklılıklar vardır.<br />7- Ziya Paşanın terkibibentinin teması günümüzde de geçerli olabilir. Şair aklı kullanarak bu dünyanın anlaşılamayacağını belirtmiştir. Bu kuram günümüzde de geçerlidir. Akıl bazı şeyleri kavrayabilir. Bu yüzden akıl günümüzde ne kadar önemli görünse de kalple birleşmeden pek bir anlam ifade etmez.<br />8- ilk beyitte insanların birbirlerini kıskanmalarından bahsedilmiştir. Cahil insanlar yarasaya benzetilmiş ve bu kişilerin bilgili ve olgun kişileri kıskandıkları söylenmiştir. Akıllı insanlar ise ışığa benzetilerek bu kişilerin çevrelerini aydınlattıkları belirtilmeye çalışılmıştır. Bu dönemde Osmanlı Devletinde cahil insanlar önemli yerleri işgal ettikleri için yazar devlet büyüklerine atıfta bulunmuştur. İkinci beyitte akıl iyi ile kötüyü tartan bir teraziye benzetilmiştir. Beyin şeklen de vücudun en ufak organlarından olmasına rağmen yaptığı iş boyutuyla tamamıyla ters orantılıdır. İnsan dünyayı aklıyla kavrar o olmadan ceza ve mükafat sisteminin tamamen dışında kalır şair dünyayı anlamanın ne kadar zor olduğunu belirtmek için anlamı terazide tartılamayacak kadar ağır bir varlık gibi düşünerek somutlaştırmıştır. İnsan dünyayı akılla kavramaya çalışırken bile dünyanın kavranamayacağını anlatarak beyitin anlamını tasavvufi yoruma açık hale getirmiştir.<br /><span style="color:red;">3.Etkinlik:• </span>Ziya Paşanın metni tasavvufi ve felsefi bir anlama sahiptir Bağdatlı ruhinin metni daha çok aşk konusuyla ilgilidir.<br />• İki metinde de kafiye redif söz sanatları gibi ahenk unsurları görülmektedir.<br />• İki metnin de nazım birimleri aynıdır<br />• İki metinde devrin zihniyetini yansıtan ifadelere rastlanılmaktadır.<br /><br /><span style="color:red;">2. Grup•</span><br /><br />Sadullah paşanın manzumesi zihniyet bakımından bu metinlerden çok farklıdır.<br />• Bu manzume batı zihniyetinin değerlerini yüceltmek eskinin düşünce sisteminin çarpıklıklarını ortaya çıkarmak için yazılmıştır.<br />• Diğer metinler, eskiyi, eskinin dünya ve aşk anlayışlarını yansıtmaktadır.<br />• Ziya Paşa dünyanın gidişatıyla ilgili kötümser Sadullah Paşa iyimserdir.<br />9- Ziya Paşanın terkibibenti hayatın muammasını tezadını ortaya koyar. Şair dünyayı anlamak için kendince bir sürü yorum yapar onun bu yorumları kendisini rahata ulaştırmaz. Şair dünyanın bu kötü durumu karşısında şaşkın bir halde değer verdiği aklında işe yaramayacağını fark ederek varlıkları inceleyen ona hayret eden bir aciziyette kendini konumlkandırmıştır.<br />10- Ziya paşa hakkında gerekli olan bilgi internet ortamında zaten mevcuttur.<br /><br /><br /><br /><br /><span style="color:red;"><span style="font-size:130%;"><span style="font-weight: bold;">Sayfa 35</span></span><br /><br />1.Etkinlik:</span><br /><br />Tanzimat Edebiyatında genellikle Kaside nazım biçimi kullanılmıştır. Kasidenin özellikleri:<br />- Klasik Türk Edebiyatı nazım biçimidir.<br />- Din ve devlet büyüklerini övmek amacıyla yazılırlar.<br />- Aruz ölçüsüyle yazılır.<br />- Nazım birimi beyittir.<br />- En az 31 en fazla 99 beyitten oluşur.<br />- Altı bölümden oluşur.<br />- Kafiye düzeni: aa ba ca şeklindedir.<br /><br /><span style="color:red;">2.Etkinlik:</span><br /><br /><br />17. ve 18. Yüzyıllarda Avrupada sanat felsefe ve siyaset alanında devrimci gelişmelere yol açan düşünce akımıdır.<br />Aydınlanma, insanın kendi aklı ve deneyimleri ile geleneksel görüşler ve ön yargılardan kurtulmak ve akla dayanarak, dünyayı kavramak düzenlemeye çalışmaktır. Bu anlamda Aydınlanma Çağı insan aklının bağımsız olması gerektiği düşüncesine dayanır. Öyleyse benimsenmesi gereken tavır inanmak değil, bilmek olmalıdır.<br />Bu genel belirlemeden anlaşıldığı üzere, burada sorgulanmak istenen insan varlığının anlamı ve bu Dünya'daki yeridir. Nitekim Aydınlanma'nın gelenekselleşmiş bir tanımını veren Kant'a göre Aydınlanma, insanın kendi kusurları sonucu düşmüş olduğu olumsuz durumdan, yine kendi aklını kullanmak suretiyle çıkma çabasıdır. Gerçekte insan içinde bulunduğu olumsuz duruma aklın kendisi yüzünden değil, ama onu gerektiği gibi kullanmayı bilmemesi yüzünden düşmüştür. Bu yönüyle Aydınlanma'nın, Ortaçağ düşüncesine ve yaşam anlayışına karşıt bir dünya görüşü olarak ortaya çıktığı görülmektedir.<br />Aydınlanma'nın temel özelliklerinden birisi de, doğa ile akıl arasında bir uygunluk olduğunu ve akılsal yapıda olan bu doğayı aklın rahatlıkla kavrayabileceğidir.<br />a. Doğa ve Bilgi Felsefesi<br />Bu dönemde bilginin doğasına ilişkin tartışmalar yoğunlaşmış ve Tümevarım Yöntemi Hume tarafından sorgulanmıştır. Fransız ansiklopedistlerinden D'Alembert ve Diderot gibi araştırmacılar Rönesans'tan bu yana üretilen yeni bilimsel bilgi birikimini, Ansiklopedi adlı yapıtta bir araya getirmeye çalışmışlardır.<br />b. Matematik<br />Bu dönemde Euler ve Lagrange integral ve diferansiyel hesabına ilişkin on yedinci yüzyılda başlayan çalışmaları sürdürmüş ve bu çalışmaların gök mekaniğine uygulanması sonucunda fizik ve astronomi alanlarında büyük bir atılım gerçekleştirilmiştir. Mesela Lagrange, Üç Cisim Problemi'nin ilk özel çözümlerini vermiştir.<br />Leonardo da Vinci<br />Rönesans'ın habercilerinin başında gelen Leonardo da Vinci (1452-1519) sistematik bir eğitim görmemiş olmasına karşın, bilgi dağarcığını iyi geliştirmiş ve bilim ve teknolojiye önemli katkılarda bulunmuş ansiklopedik nitelikte bir bilim adamıdır. Leonardo, öncelikle bir ressam olarak ad yapmıştır; onun muhteşem yapıtları bazı kiliselerin duvarlarını; günümüzdeki önemli müzeleri süslemektedir. Ancak resim çalışmalarını sağlıklı bir şekilde yürütebilmek için bir seri anatomi ve perspektif çalışmaları yapmak ihtiyacını hissetmiştir. Bu çalışmalardan perspektifle ilgili olanını Leon Battista Alberti ve Pietro della Francesco gibi devrinin matematikçileriyle birlikte yürütmüştür. Bunlardan Francesco matematiğin yanı sıra resimle de ilgilenmiştir.<br />Diğer yandan Leonardo, yapı bilgisine gereksinme duymuş ve başta insan yapısı olmak üzere bazı canlı yapıları kapsayan bir anatomi çalışması yürütmüştür. Bu çalışmalarında enjeksiyon tekniğini uygulayarak, yani dokular arasına kısa zamanda donan bir maddeyi zerk ederek, yapıyı tespit edip, onu en ince ayrıntısına kadar, en doğru şekilde belirlemeye çalışmıştır. Bu gayretleri sonucunda, özellikle kalp, mide, muhtelif damarlar ve kasların yapısını günümüze uygun olarak belirlemeyi başarmıştır. Kalbin kapakçıkları ve hareketi üzerinde dikkatini yoğunlaştırarak, kalbin adeta bir tulumba şeklinde çalıştığını belirtmiştir.<br />Leonardo anatomi çalışmalarını karşılaştırmalı olarak yürütmüş, insanın anatomik yapısı ile muhtelif hayvanların anatomik yapılarını karşılaştırmıştır. Bunlardan biri de atların bacak ve ayak kemikleri ile insanınki arasında yaptığı ilginç ve günümüzde de doğru olarak kabul edilen karşılaştırmasıdır. Teknoloji ile ilgili olarak bazı projeler geliştiren Leonardo, kuşların kanat ve kas yapısından hareketle, insanların da belli bir düzenek sayesinde uçabileceği anlayışını geliştirmiş ve bu yolda bazı araştırmalar yapmıştır. Aynı şekilde balıklar gibi, insanların da denizin altında yaşayabileceğini varsayan Leonardo'nun ilk denizaltı projelerini geliştirdiği görülmektedir.<br />Leonardo bir ressam, bir bilim adamı ve bir mühendistir; ancak o günlerde yaygın olarak kabul gören hümanizm görüşünü de desteklemiş ve klasik Yunan düşünürlerinin ve yazarlarının yeniden incelenmesi ve benimsenmesi gerektiğini hararetle savunmuştur. Ona göre bilim adamları tıpkı Aristoteles ve Platon gibi, kendi düşüncelerini hiçbir etki altında kalmadan geliştirmeli ve savunmalıdır.<br />On altıncı yüzyıl bilimlerde otoritelerin yıkıldığı bir dönemdir; astronomide Batlamyus sistemi yıkılırken, tıpta Galen otoritesi son bulmuştur.<br />c. Astronomi<br />Yakın dönem astronomi çalışmalarının genellikle üç alanda yoğunlaştığı görülmektedir:<br />1. Özellikle Herchell ve Halley'in yapmış oldukları gözlemler sonucunda Güneş sistemine ilişkin gözlemsel veriler artmıştır.<br />2. Astronominin kuramsal yönünü oluşturan ve elde edilen gözlemsel verileri değerlendirerek gökcisimlerinin hareketlerinin matematiksel açıklamasını veren dinamik astronomi gelişmiştir. Mesela Laplace, Güneş sistemindeki bütün gezegenlerin hareketlerinin matematiksel olarak gösterilebileceğini öne sürmüştür.<br />3. Fizik ve kimya alanlarında yapılan araştırmalar sonucunda elde edilen veriler doğrultusunda yıldızların yapısını inceleyen astrofizik ve evrenin yapısını inceleyen kozmoloji gibi yeni bilim alanları ortaya çıkmıştır. Özellikle astrofizikte Frounhofer ve Kirchoff'un, kozmolojide ise Kant ve Laplace'ın yapmış olduğu araştırmalar çığır açıcı niteliktedir.<br />d. Fizik<br />Bu dönemdeki fizik araştırmalarının özellikle elektrik konusunda yoğunlaştığı ve Gilbert ve Otto von Guericke'in ardından, Du Fay, Franklin, Cavendish, Coulomb, Galvani, Ampere ve Volta'nın çalışmaları sonucunda elektriğin bağımsız bir fizik dalı olarak ortaya çıktığı görülmektedir.<br />Ayrıca, ses, ışık, ısı ve enerjinin doğasını açıklamaya yönelik çalışmalar yoğunlaşmış ve bu fiziksel varlıklar arasındaki ilişkiler matematiksel olarak gösterilmiştir.<br /><br />Dalton, kimyasal tepkimeleri açıklamak için Atom Kuramı'nı, Young ise ışığa ilişkin çağdaş Dalga Kuramı'nı geliştirmiştir.<br />f. Biyoloji<br />Bu dönemde doğa bilimlerinden botanik ve zooloji alanlarındaki çalışmalar gelişmiş ve özellikle Darwin'in dedesi Erasmus Darwin ve Lamarck'ın yapmış olduğu araştırmalar sonucunda, yeni bitki ve hayvan türlerinin oluşumunu açıklamaya yönelik Evrim Kuramı'nın temelleri atılmıştır.<br />g. Coğrafya<br />Bu dönemde on beşinci yüzyılda başlayan coğrafî keşifler, Cook 'un özellikle Antarktika ve Dünya'nın diğer bölgelerine yapmış olduğu gezilerle tamamlanmıştır.<br />h. Teknik<br />Bu dönemde Sanayi Devrimi'nin temelleri atılmış ve bu sayede üretime makinalar hakim olmaya başlamıştır. Deniz ve kara araçlarının yanı sıra, hava araçları da geliştirilmiştir. Montgolfier Kardeşler'in bu alandaki çalışmaları sonucunda havacılığa ve uzay çalışmalarına giden yol açılmıştır.<br />Kimyanın gelişmesine bağlı olarak madencilik ve metalürji sanayi de ilerlemiş ve üretim biçimi ve buna bağlı olarak ürün verimi köklü bir değişim geçirmiştir. Ayrıca tarımda da sanayileşme sürecine girilmiştir.<br /><br /><br /><span style="color:red;">3 Etkinlik</span><br /><br />Klasisizm:- Akıl sağduyu gerçek tabiat temeline dayanır.<br />- Ferdi değil evrenseldir<br />- Eski yunan ve Latin sanatkarlarını eserlerini örnek alır<br />- Kuralcıdır, kurallara bağlıdır<br />- Zevk vererek eğitmeyi amaçlar yüce değerlere ulaştırmak erdemli ahlaklı olmak<br />- Eserlerde bütünlük ve mükemmellik aranır<br />- Milli bir dil kullanılır. Bu dil seçkin kişilerin kullandığı dildir.<br />- Konudan çok konunun işlenişine önem verilir.<br />- Yalnız seçkin olgun kişiler ele alınır.<br />- İnsan dışındaki her şey ihmal edilmiştir.<br />Romantizm:- Romantizm hürriyetçidir, kural tanımaz, her türlü doğmatik düşünceye karşıdır<br />- Ferdidir. İnsanı aklı ve duygularıyla bir bütün olarak görür, insanı yüceltir.<br />- Akıldan çok hayal duguları ön plana çıkar<br />- Melankoli, hüzün ve kötümserlik hakimdir.<br />- Liriktir, duygusaldır.<br />- Tabiata yönelme, tabiat tasvirleri önemli yer tutar.<br />- Milli ve mahalli değerleri evrenselden üstün tutar.<br />- Tasvire geniş yer verirler<br />- Dünlük herkesin konuştuğu bir dil kullanmak önemlidir, suni ve süslü anlatıma karşıdırlar.<br />- Sanatçılar eserlerde kendi kişiliklerini gizlemezler.<br />- Klasisizme tepki olarak ortaya çıkmıştır.<br /><br /><br /><span style="color:red;">4. Etkinlik:</span><br /><br /><span style="color:red;">Namık Kemal </span><br />Türk milliyetçiliğinin öncülerinden, Genç Osmanlı hareketi mensubu, ünlü yazar ve şairdir. Özellikle "İntibah" isimli romanı ve "Vatan, Yahut Silistre" isimli tiyatro oyunu ile tanınır. Asıl adı Mehmed Kemal'dir.<br />1888'de mutasarrıflıkla sürgüne gönderildiği Sakız Adası'nda vefat etmiş, Türk Edebiyatında öncü niteliği bulunan şair ve tiyatro yazarıdır. "Vatan şairi" olarak da anılır<br /><br />Yaşamı Namık adını ona şair Eşref Paşa vermiştir. Babası, II. Abdülhamid döneminde müneccimbaşılık yapmış olan Mustafa Asım Bey'dir. Annesini küçük yaşında yitirince çocukluğunu dedesi Abdüllâtif Paşa'nın yanında, Rumeli ve Anadolu'nun çeşitli kentlerinde geçirdi. Bu yüzden özel öğrenim gördü. Arapça ve Farsça öğrendi. 18 yaşlarında İstanbul'a babasının yanına döndü.<br />1863'te Babıali Tercüme Odası'na kâtip olarak girdi. Dört yıl çalıştığı bu görev sırasında dönemin önemli düşünür ve sanatçılarıyla tanışma olanağı buldu. 1865'te kurulan ve daha sonra Yeni Osmanlılar Cemiyeti adıyla ortaya çıkan İttifak-ı Hamiyet adlı gizli derneğe katıldı. Bir yandan da Tasvir-i Efkâr gazetesinde hükümeti eleştiren yazılar yazıyordu. Gazete, Yeni Osmanlılar Cemiyeti'nin görüşleri doğrultusunda yaptığı yayın sonucu 1867'de kapatıldı.<br />Namık Kemal, İstanbul'dan uzaklaştırılmak için Erzurum'a vali muavini olarak atandı. Bu göreve gitmeyi çeşitli engeller çıkarıp erteledi ve Mustafa Fazıl Paşa'nın çağrısı üzerine Ziya Paşa'yla birlikte Paris'e kaçtı. Bir süre sonra Londra'ya geçerek M. Fazıl Paşa'nın parasal desteğiyle Ali Suavi'nin Yeni Osmanlılar adına çıkardığı Muhbir gazetesinde yazmaya başladı. Ama Ali Suavi'yle anlaşamaması üzerine Muhbir'den ayrıldı. 1868'de gene M. Fazıl Paşa'nın desteğiyle Hürriyet adı altında başka bir gazete çıkardı. Çeşitli anlaşmazlıklar sonucu, Avrupa'da desteksiz kalınca, 1870'te zaptiye nazırı Hüsnü Paşa'nın çağrısı üzerine İstanbul'a döndü.<br />Nuri, Reşat ve Ebüzziya Tevfik beylerle birlikte 1872'de İbret gazetesini kiraladı. Aynı yıl burada çıkan bir yazısı üzerine gazete hükümetçe dört ay süreyle kapatıldı. Namık Kemal gene İstanbul'dan uzaklaştırılmak için Gelibolu mutasarrıflığına atandı. Orada yazmaya başladığı Vatan Yahut Silistire oyunu, 1873'te Gedikpaşa Tiyatrosu'nda sahnelendiğinde halkı coşturup olaylara neden oldu. Bu haberi İbret gazetesinin yazması üzerine o sırada İstanbul'a dönmüş olan Namık Kemal birçok arkadaşıyla birlikte tutuklandı. Bu kez kalebentlikle Magosa'ya sürgüne gönderildi.<br />1876'da I. Meşrutiyet'in ilanından sonra İstanbul'a döndü. Şura-yı Devlet (Danıştay) üyesi oldu. Kanun-î Esasi'yi (Anayasa) hazırlayan kurulda görev aldı. 1877 Osmanlı-Rus Savaşı çıkınca II. Abdülhamid'in Meclis-i Mebusan'ı kapatması üzerine tutuklandı. Beş ay kadar tutuklu kaldıktan sonra Midilli Adası'na sürüldü. 1879'da Midilli mutasarrıfı oldu. Aynı görevle 1884'te Rodos, 1887'de Sakız Adası'na gönderildi. Ertesi yıl burada öldü ve Gelibolu'da Bolayır'da gömüldü.<br /><br /><span style="color:red;">Edebi kişiliği</span><br /><br />Namık Kemal ilk şiirlerini çocuk denecek yaşlarda yazmaya başlamıştır. İstanbul'a geldikten sonra eski ve yeni kuşaktan şairlerin bir araya gelerek kurdukları Encümen-i Şuârâ'ya ve kimi Divan şairlerine nazireler yazmıştır. Şinasi'yle tanışıncaya değin, şiirlerinde tasavvuf etkileri görülür. Bu dönemde özellikle Yenişehirli Avni, Leskofçalı Galib gibi şairlerden etkilenmiştir. Şinasi'yle tanışmasından sonra şiirlerindeki içerik de değişmiştir.<br />Günlük konuşma dilinden alıntıların yanı sıra, o zamana değin geleneksel Türk şiirinde görülmemiş olan "hürriyet kavgası", "esaret zinciri", "vatan", "kalb-i millet" gibi yepyeni kavramlarla birlikte, doğrudan doğruya düşüncenin aktarılmasını amaçlayan bir tür "manzum nesir" oluşturmuştur. Bosna-Hersek Savaşları, 93 Harbi gibi olayların yarattığı sonuçlar, onun yazdığı vatan şiirlerini etkilemiştir. Bu şiirlerin en tanınmışları arasında "Vâveyla", "Vatan Mersiyesi", "Vatan Şarkısı" ve "Hürriyet Kasidesi" yer alır. Namık Kemal şiirleriyle şiir tekniğine büyük bir katkıda bulunmuş sayılmazsa da o günler için alışılmamış diri bir sesle konuşmuş olması ve yapıtlarına kattığı yeni kavramlarla Türk şiirini<br />Divan şiirinin edilgen edasından kurtarmıştır. Bütün bu nitelikler onun Vatan Şairi olarak anılmasına yol açmıştır.<br />Tiyatro türüne özellikle önem veren Namık Kemal, altı oyun yazmıştır. Bir yurtseverlik ve kahramanlık oyunu olan Vatan Yahut Silistire yalnız ülke için değil, Avrupa'da da ilgi uyandırmış ve beş dile çevrilmiştir. Magosa'dayken yazdığı Gülnihal'de baskıya ve zulme karşı duyduğu tepkiyi dramatik bir biçimde dile getirmiştir. Oyunun sahnelenmesinde pek çok bölüm sansür tarafından çıkarılmıştır.<br />Namık Kemal yine Magosa'da yazdığı Akif Bey'de, yurtsever bir deniz subayının göreve koştuğu sırada karısının kendisine bağlılık göstermeyişini anlatırken, ahlaksal bir yorum da getirir. Zavallı Çocuk'ta görücü yoluyla evlenmeye karşı çıkar. On beş per****k Celaleddin Harzemşah, Namık Kemal'in en beğendiği yapıtı olarak bilinir. Oyun, Moğollar'a karşı İslam dünyasını koruyan Celaleddin Harzemşah'ın kişiliği çevresinde gelişir. Bu eserde Namık Kemal, İslam birliği düşüncesini kapsamlı bir biçimde sergilemiştir. Namık Kemal'in ilk romanı olan "İntibah" 1876'da yayımlanmıştır. Ruhsal çözümlemelerinin, bir olayı toplumsal ve bireysel yönleriyle görmeye çalışmasının yanı sıra, dış dünya betimlemeleriyle de İntibah Türk romanında bir başlangıç sayılabilir. Eleştirmenler Namık Kemal'in bu romanda yüksek bir edebi düzey tutturamadığı görüşünde birleşirler.<br />Dört yıl sonra yayımladığı "Cezmi", tarihsel bir romandır. Kırım Şehzadesi Adil Giray'ın yaşadığı aşk ve Cezmi'nin onu kurtarmak isterken geçirdiği serüvenlerle gelişen romanda, Namık Kemal'in tam anlamıyla Avrupa Romantizmi'nin etkisinde olduğu izlenir. Namık Kemal'in yaşamı boyunca ilgi duyduğu alanlardan birisi de tarihtir. Osmanlı İmparatorluğu'nun kuruluş ve yükseliş dönemlerini anlattığı Devr-i İstila yayımlandığında büyük ilgi görmüştür. 1872'de çıkan Evrak-ı Parişan'da, Selahaddin Eyyubi, Fatih gibi tarihi kişilikleri, Barika-i Zafer'de İstanbul'un alınışını anlatır.<br />Ahmed Nâfiz takma adıyla yayımladığı Silistire Muhasarası ve Kanije, yine Osmanlı tarihine ilişkin kahramanlık olaylarını ele alan kitaplardır. Namık Kemal'in, tarih konusunda en kapsamlı çalışması olan Osmanlı Tarihi'nde, Hammer'in etkisinde kaldığı, yapıtın bilimsel olmaktan çok, eğitici değer taşıdığı konusunda görüşler ileri sürülmüştür. Yarım kalan bu yapıtın ilk basımı II. Abdülhamid tarafından yasaklanmıştır. 1975'te yayımlanan Büyük İslam Tarihi adlı yapıtındaysa Namık Kemal, İbn Haldun, İbn Rüşd gibi yazarlardan yararlanmış olduğunu belirtmiştir. Namık Kemal romanı ve tiyatroyu toplumsal yaşama soktuğu gibi, edebiyat eleştirisini de Türkiye'ye ilk getiren kişilerden biri olmuştur.<br />En önemli eleştiri eserleri Tahrib-i Harâbât ile Takip'dir. Eleştirilerinde canlı, dolaysız bir üslup kullanmıştır. Tahrib-i Harâbât, Ziya Paşa'nın Harâbât adlı güldestesine karşı yazılmış sert bir eleştiri niteliğindedir. Takip de yine aynı güldestenin ikinci cildini eleştirir. Mukaddeme-i Celal eleştirisinde Namık Kemal, Batı edebiyatı ile Doğu edebiyatını karşılaştırmış, tiyatro, roman türleri üstünde durmuştur. Namık Kemal gazeteci olarak da Türk kültürü içinde önemli bir yer alır. Döneminin hemen hemen bütün yeni</span></p>Derridahttp://www.blogger.com/profile/11327959125465819104noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6332729537972456464.post-20859043003108362032010-12-06T01:45:00.000-08:002010-12-06T01:45:00.251-08:0010. Sınıf Edebiyat etkinlikleri cevapları yeni 2010<p><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family:comic sans ms,cursive;"><span style="font-size:14px;">Her sene değişen müfredat ve kitaplar beraberinde yeni sıkıntılar getirmekte...ZORLANDIĞINIZ sorulara etkinliklere aşağıdaki cevaplar ışığında yararlanabilrisiniz...<br /></span></span></span></p><p><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family:comic sans ms,cursive;"><span style="font-size:14px;"><br /></span></span></span></p><p style="text-align: center;"><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family:comic sans ms,cursive;"><span style="font-size:14px;"><img src="http://www.mebpersoneli.com/images_up/sbs.jpg" /></span></span></span></p><p><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family:comic sans ms,cursive;"><span style="font-size:14px;"><span><span style="font-weight: bold;">SAYFA 12</span><br /><span style="font-weight: bold;">GÖKTÜRK YAZITLARI EDEBİ Mİ TARİHİ BİR METİN MİDİR?</span><br /><span style="font-weight: bold;">SORU 1)</span> Orhun Kitabeleri ya da Göktürk Yazıtları EDEBİ BİR METİNDİR..Dil, yabancı etkilerden uzak ve yalın bir Türkçe'dir. Yazıtlarda yer yer gerçekçi tarih dili, yer yer eleştiri cümleleri, yer yer de güçlü bir söylev dili kullanılmıştır. Yazıtlarda aliterasyonlu (ses tekrarına dayalı) bir söyleyiş vardır. Ayrıca hükümdar Bilge Kağan’ın ağzından Türk halkına seslenen eşsiz bir hitabet örneğidir.<br />Bu kitabe çok gelişmiş, zengin kelimeli bol mecazlı edebi bir hitabe örneği olarak yazılmıştır.İşte bu sebeplerden Göktürk Yazıtları edebi bir eserdir.<br /><br /><span style="font-weight: bold;">2)</span>GÖKTÜRK Yazıtlarının dini, tarihi ve siyasi önemi<br /><br /> Orhun veya Göktürk Yazıtları Türk dünyası için birçok yönden önem taşır. Bunların başında yazıtların Türkçenin ilk yazılı belgeleri olması gelir. Gerçektende günümüze dek yapılan araştırmalara göre Orhun alfabesiyle yazılmış yazıtlar ve belgeler, Türk dili tarihinin ilk somut verilerini oluşturur. Bu yazıtların dili incelendiği zaman Türkçenin o döneme göre oldukça gelişmiş bir dil olduğu sonucu çıkarılabilir. Gerek dilbilgisi birimlerinin çeşitliliği, gerek sözcük dağarcığının kullanarak uygulanması, bu belgelerdeki dilin sözlü ve yazılı anlatıma büyük yatkınlık gösterdiğini açıklamaktadır.<br />Orhun yazıtları, düz yazı örnekleridir, bununla birlikte kimi dilciler yazıtların şiir biçiminde yazıldıklarını ileri sürmektedirler. Ancak bunu doğrulamak pek olanaklı değildir. Gerçi yazıtlardaki dil ve söyleyiş şiire elverişli görünmektedir. Ama bu özelliği onun türünden kaynaklanmaktadır.<br /> Orhun Yazıtları, anı-söylev karışımı bir türde yazılmıştır denilebilir. İlk bakışta dikkati, konuşan kişi, yani Bilge Kağan çekmektedir. Bilge Kağanı güçlü bir söylevci yapmaktadır. İkinci vurgulanması gereken yönde yazıtların tarihsel ve siyasal bir içerik taşımasıdır.<br />Orhun Yazıtları, Türk tarihi, toplum yaşamı, kültürel yapısı yönünden de aydınlatıcı bilgilerle doludur. Yazıtlar Göktürk Kağanlığının resmi ağızdan yazılmış bir tarihi görünümündedir. Tarihte ilk kez Türk adıyla kurulan bu devlet bozkır devletlerinin belirgin özelliklerini taşır. Aynı soydan gelen bütün boylarını “il” adıyla oluşturacak yapıda merkezi otoriteye bağlanması, siyasal erkin hemen bütünüyle orduya dayandırılması, dolayısıyla da iktisadi gücün bu orduyla sağlanması…<br /><br /><span style="font-weight: bold;">3.soru:</span> İstemi Yabgu ve Batı Tarafı adlı metin tarihi bir metindir; çünkü Göktürkler hakkında bilgi vermeye yönelik dilin göndergesel işlevde kullanıldığı bir üslupla tarihi bir olayı neden-sonuç ilşkileri içinde nesnel bir şekilde vermektedir.<br /><br /><span style="font-weight: bold;">4)</span> Göktürk Yazıtları söylev özelliklerini taşıyan edebi bir dilin, mecazların söz sanatlarının kullanıldığı bir metindir.Diğer metin ise tarihi bir metin olduğu için öğretmeye dayalıdır.Mecazlar, yan anlamlar yoktur, dil göndergesel işlevde kullanılmıştır.buradan hareketle edebiyat ve tarih arasında şöyle bir ilişki vardır:<br /><br />Edebiyat ve tarih birbirilerinin verilerinden yararlanan iki bilim dalıdır.Edebiyatla tarih arasında çok sıkı bir ilişki vardır.Her edebi eser dönemin zihniyetinden izler taşır, edebi eserler de yazıldığı dönemin siyasi sosyal ekonomik vb…özelliklerinden etkiler taşıdığı için tarihin verilerinden yararlanabilir.Tarih bilimi de edebiyattan yararlanır, örneğin bir yazarın anıları yazıldığı döneme ışık tuttuğu için tarihsel bir belge niteliği taşır.(Örneğin Yakup Kadri'nin Halide Edip'in anı kitapları...) O anılardan tarihçiler yararlanabilir ve tarihi olaylara ışık tutarlar…Edebi eserler pek çok bakımdan tarihe kaynaklık eder.Göktürk Yazıtları ve Dede Korkut Hikayeleri birer edebi metin olmakla beraber tarihe ışık tuttukları için de tarihi belgedirler.Aynı zamanda Oğuz Kağan, Şu...Destanı, İlyada ve Odise, Şehname gibi Türk ve dünya edebiyatına ait destanlar toplumların geçmişini yansıttığı için tarih açısından önemlidir.Bunun yanı sıra seyahatnameler, tezkireler, hatıralar edebiyat tarihi için olduğu kadar tarih için de çok önemli kaynaklardır.<br /><br /><span style="font-weight: bold;">5.soru: </span>"Çanakkale Şehitlerine" şiiri Mehmet Akif tarafından Çanakkale Savaşı'nda (1918) şehit olan askerlerimiz için yazılan destansı bir manzumedir.Şiir tarihin en kanlı savaşı olan Çanakkale Savaşı'nda şair Asım'ın Nesli olarak belirttiği kahraman askerimizin teknikçe çok üstün olan Avrupalılara karşı iman gücüyle kazandığı destansı savaşı çok canlı tasvirler ve muhteşem imgelerle betimlemektedir.<br /><br /><span style="font-weight: bold;">6.SORU: </span>Çanakkale Savaş'ının yapıldığı dönemin siyasi ve tarihi olayları şiire yansımıştır.<br /> Bir muharebe sahnesinin tasviriyle başlayan parçada, düşmanın hem sayıca çokluğu, hem de biraraya gelmiş milletlerin ve kavimlerin çeşitliliği karşısında Mehmetçiğin kahramanlığı devleşir. Batı'nın yirminci asırda medeniyet adına yaptığı zulüm ve işkence tabloları çizilir. Nihayet, bu savaş sahnelerinin asıl kahramanına sıra gelmiştir. Akif, bu kahraman iradesini, gücünü ve bu irade ile gücün ilahi kaynağını tasvir ettikten sonra, şehadet faslına gelir. Şair, şiirinin bu kısmında sanatının bütün ustalığını göstererek harikulade mukayeseler, teşbihler yapar.<br /><br /><span style="font-weight: bold;">SAYFA 15</span><br /> 7.soru: Halide Edip Adıvar'la ilgili araştırmayı internetteki çeşitli sitelerden, ansiklopedilerden, hakkında yazılmış biyografi kitaplarından yapabiliriz...<br />EDEBİYAT TARİHİNİN İNCELEDİĞİ KONULAR: (edebiyat tarihinin kapsamı da denebilir)<br />1) Edebi dönemler<br />2) Şair ve yazarların hayatları<br />3) Şair ve yazarların edebi kişiliği<br />4)Sanatçıların(şair ve yazar) eserleri<br />4) Edebi dönemlerin belirleyici özellikleri<br />5) Edebiyatı etkileyen tarihi olaylar<br />6)dönemin siyasi özellikleri<br />7)-dönemin sosyal özellikleri<br />8) edebi türlerin gelişimi<br /><br /><span style="font-weight: bold;">1.etkinlik</span><br /> Soruda verilen üç metin de Türk tarih ve kültürü için eşsiz eserlerdir, eğer bu eserler hiç yazılmamış olsaydı Türk tarih ve kültürü için büyük bir kayıp olacak, bir döneme ışık tutacak bilgilerden, belgelerden mahrum olacaktık.Örneğin ilk yazılı belgelerimiz olan Göktürk Yazıtları hiç yazılmamış olsaydı tarihteki ilk Türk devleti olan Göktürkler hakkında bilgilerimiz hep eksik kalacak ilk alfabemiz olan Göktürk alfabesini hiç bilmeyecek olacaktık.Bunun yanı sıra o dönemki toplum yaşayışı hakkında da bilgilere sahip olamayacaktık.<br /><br /> 8)"Ateşten Gömlek" Kurtluş Savaşı'nı ve etkilerini anlatan bir romandır.(Edebiyatçı Cevdet Kudret'e göre Ateşten Gömlek; edebiytımızda Kurtuluş Savaşı üzerine yazılmış romanların ilki ve hala en güzelidir.) Ateşten Gömlek İzmir’in işgali üzerine şehri kurtarmaya amaçlayan milli mücadele hareketlerinin hedeflerine nasıl ulaştığını anlatıyor.Halide Edip, 1919 yılında İstanbul halkını ülkenin işgaline karşı harekete geçirmek için yaptığı konuşmaları ile zihinlerde yer etmiş usta bir hatiptir. Kurtuluş Savaşı'nda cephede Mustafa Kemal'in yanında görev yapmış, sivil olmasına rağmen rütbe alarak bir savaş kahramanı sayılmıştır. Savaş yıllarında Anadolu Ajansı'nın kurulmasında rol alarak gazetecilik de yapmıştır.Yani sanatçı yaşadığı dönemin zihniyetini eserlerine yansıtmış ve dönemin olaylarından etkilenmiştir.<br /><br /><span style="font-weight: bold;">2.etkinlik:</span><br />İslamiyet Öncesi Türk edebiyatında ortaya çıkan türler: destan<br />İslam uygarlığı çerveçesinde gelişen Türk edebiyatında ortaya çıkan türler: mesnevi, masal<br />Batı uygarlığı etkisinde..... hikaye, roman, tiyatro( 19 yüzyılda Tanzimat döneminde)<br /><br /> 9) Tablodaki edebi türler ortaya çıktıkları dönemin dil, üslup ,tema, işlenen konu, kullanılan kelime ve kelime grupları ile ilişkilidir.Örneğin mesnevi İran edebiyatından edebiyatımıza girmiş beyit nazım birimiyle aruz ölçüsüyle yazılan ve uzun aşk ve kahramanlık olaylarının anlatıldığı bir türdür.Her edebi tür ortaya çıktığı uygarlıktan izler taşır.<br /><br />10a) Şemadaki başlıklar bize bir edebi eseri tam ve doğru bir şekilde çıkarımlarda bulunmamız için büyük katkı sağlar.Çünkü edebi eserler verilen başlıklardaki kriterlerden doğrudan etkilenir...<br /><br />b) Hepsiyle ilgili bilgileri bünyesinde barındırabilir.<br /><br />c) cevabı 7.sorudaki maddeler...<br /><br />ç) Tarih, sosyoloji, psikoloji...<br /><br /><span style="font-weight: bold;">SAYFA 16</span><br /><span style="font-weight: bold;">ANLAMA VE YORUMLAMA:</span><br />1) Edebiyat tarihçisi edebi eserleri incelerken şunlara dikkat etmeli:<br />a) sanatçıların hayatını incelemeli (fiziki ve ruhi yapısı,yaşadığı sosyal ve fiziki çevre...)<br />b) edebi dönemleri incelemeli<br />c) dönemin sosyal, siyasi ve tarihsel olaylarını bilmeli<br />d) Dönemin sanat zevkini ve anlayışını incelemeli<br />e) Dönemin dil özellikleri iyi bilmeli<br /><br />2) sosyoloji<br />felsefe<br />psikoloji<br />tarih<br />mantık<br />bilim ve teknoloji<br /><br /> 3) Nutuk, İnkılâp Tarihimizin önemli ve gerçek kaynaklarındandır. Türk Kurtuluş Savaşı’nın dününe, bugününe ve yarınına ait her yönü Nutuk’ta bulmak olanağı vardır.Bizzat Atatürk'ün ağzından Türk Kurtuluş Savaşının gerçek öyküsüdür Nutuk...Mustafa Kemal Atatürk bu eseriyle bir milletin kurtuluşunun ne kadar zor ve çetin şartlarda kazanıldığının gelecek kuşakların da bilmesi için bu eseri yazmıştır.<br />4) Atatürk, gençliğe hitabında, Nutuk'un felsefesi hakkında ipuçları vermektedir.<br /><br /> Atatürk, Nutuk ile geçmişi anlatıp aynı zamanda gelecekte düşebileceğimiz tehlikeleri önceden sezmemiz için alınacak derslerden bahsetmektedir.<br />Mustafa Kemal Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı dönemi'ni birinci ağızdan aktardığı, Cumhuriyet tarihi açısından önemli bir eserdir.<br /> Bazı sayfalarda açıkça belirttiği "sonraki yıllarda durumun kolay ve açıkça değerlendirilmesi için bu kadar ayrıntıya yer verilmiştir" sözü ile Atatürk ileri görüşlülüğünü bir kere daha ortaya koymuştur.<br />Göktürk Kitabeleri ise bilinen ilk yazılı belgelerimiz olduğu için çok önemlidir.<br />Ø Türklerin ilk yazılı eseridir.<br />Ø Doğu Göktürklerin tarihine ışık tutar.<br />Ø Söylev türünde yazılmıştır.<br />Ø Oldukça gelişmiş ve işlenmiş bir dil kullanılmıştır.<br />Ø Türk dilinin gelişmişlik düzeyine ilişkin etraflı bilgiler edinilebilir.<br />Ø Hem dinî hem de din dışı konular işlenmiştir.<br />Ø Tarih, coğrafya ve edebiyata kaynak olacak niteliktedir.<br />Ø Türk tarihini, toplumun yaşam biçimini, dünyaya bakış tarzını ortaya koyar.<br /><br /> 2.etkinlik cevabı sayfa 12'de var fakat siz de edindiğiniz bilgilerinizden ve yaptığınız araştırmalardan hareketle kendi görüşlerinizi kendi cümlelerinizle yazınız.<br /><span style="font-weight: bold;"><br />DEĞERLENDİRME:</span><br />1) Edebi dönemler<br />2) Şair ve yazarların hayatları<br />3) Şair ve yazarların edebi kişiliği<br />4)Sanatçıların(şair ve yazar) eserleri<br />5) Edebi dönemlerin belirleyici özellikleri<br />6) Edebiyatı etkileyen tarihi olaylar<br />7)dönemin siyasi özellikleri<br />8)-dönemin sosyal özellikleri<br />9) edebi türlerin gelişimi<br /><br />2) (D)<br /><br />3) (Y) (Y)<br />5) EDEBİYAT<br /><br />6) iSLAMİYET ÖNCESİ<br /><br />7) C<br /><br /></span><span style="font-weight: bold;">Sayfa 17</span><br />Hazırlık Soruları<br /> 1.)Türk devletleri bir taraftan birbirlerinden küçük dil, din, gelenek fartklılıkları olan bir çok "boy"un "konfederasyonuna" dayandığı için; diğer taraftan doğu ve batı (Çin ve İran, Bizans) kültür ve uygarlıkları arasındaki ticaret yolu üzerinde bulunduğundan dolayı, inanç ve geleneklerde geniş hoşgörü gösteren devletler idiler Türkler hem Orta Asyada iken hem de Anadolu'ya yerleştikten sonra, devamlı olarak doğu ve batı medeniyetleri arasında bir kö<acronym title="Page Ranking">pr</acronym>ü görevi görmüşlerdir Türk devlet teşkilâtının başında "yabgu", "kağan", "han" (daha sonra da "sultan" ve "padişah") adlı, soy olarak asil bir yönetici bulunurdu Devlet başkanlığının ya babadan oğula ya da yakın akrabalar arasında geçtiği görülmektedir Bu gelenek daha sonra da devam etmiş, ancak Cumhuriyet döneminde meclisin seçimine bırakılmıştır.<br /><br /> 2.)bütün dünyayı etkiliyen veya etkileyebilcek önemli olaylara göre çağlar belirlenir veya başlar biter ilk çağ yazının bulunmasıyla başlar kavimler göçüne kadar devam eder<br />orta çağ kavimler göçü ilr başlar istanbulun fethine kadar devam eder<br />yeni çağ istanbul un fethi ile başlar fransız ihtilali ile biter<br />yakın çağ fransız ihtilali ile başlar günümüz kadar devam eder. s<br /><br /> 3.)Geçmiş, geleceğe yön verir. Geçmiş nasıl yazılırsa yetişen kuşaklar o geçmişe bakarak geleceğin doğrultusunu çizmeye çalışırlar. Başka deyişle nasıl bir gelecek tasarımı yapılmışsa, ona göre bir geçmiş yazılır. Bu anlaşılabilir bir durumdur. Perşembenin nasıl olmasını istiyorsanız ona göre bir Çarşamba düzenlerseniz yetişen kuşaklar büyük ölçüde verilen doğrultuda yollarına devam ederler ve tasarım gerçekleşir. Tasarımın gerçekleşmesi yetişen kuşaklara yüklenen paradigmaya ve onun niteliğine bağlıdır.<br /><br /><br />Paradigma: Dünyaya nasıl bakılması gerektiği konusunda bir takım önerme ve tezler... Aldığımız eğitim ve deneyimler sonucu kazandığımız bakış açısı... Farkına varmadan taktığımız psikolojik bir gözlük...<br /><br /> Sistemler nasıl bir gelecek tasarımı yapmışlarsa, geçmişi ona göre yazarlar. Geçmiş ile gelecek arasında çelişkinin ortaya çıkması, sistemin çocuklar tarafından yok edilmesi böylelikle önlenmeye çalışılır. Aşağıda tarihteki iki büyük siyasal ekonomik ve felsefi sistemin (sadece) tarihi sınıflamaları karşılaştırılarak ikisinin de aslında tarihin (en azından) çağ sınıflamaları konusunda yeterli açıklamayı yapamadıkları ortaya konmakta ve bir başka yaklaşım sunulmaktadır.<br /><br /><span style="font-weight: bold;">Sayfa 18</span><br />1.) İslamiyetin Kabulünden Önceki Sözlü Dönemde Oluşmuştur.<br /><br /><span style="font-weight: bold;">SAYFA 19<br /></span><span>5) “Ali Bey, diri diri mezara gömülen bir kişi , çözümsüz bir bilmece ” gibi söz ve söz grupları dönemin zihniyetini yansıtmaktadır.<br /><br />6) Bu metin Tanzimat dönemindeki Batılılaşmaya başlayan Türk toplumunun yaşayış, inanç ve adetlerini yansıtmaktadır.<br /><br />7) Metin Türklerin İslamiyet’ten öncesi yaşayışarını yansıtan ırki özellikler 1.metin<br /><br />Metin İslamiyetin kabulü ile oluşam medeniyetten…. 2. Metin x<br /><br />Metin modern dönemde aklın ve bireyin……………………….. 3 .metin x<br /><br /><span style="font-weight: bold;">1.ETKİNLİK:</span><br /> Türk edebiyatında İslam ve Batı medeniyetinin çok büyük etkisi vardır.Din ve medeniyet bir edebiyatı en fazla etkileyen faktörlerdendir. Türk tarihinde görülen üç medeniyet (iki medeniyet değişikliği), edebiyatın da seyrini değiştirmiş, onun konu ve şekil özelliklerini de etkilemiştir.<br />Bu arada tanışılan ve alış verişte bulunulan uluslar da edebiyatı etkilemişlerdir.<br /> Meselâ, Araplardan ilmî eserlerle birlikte Arapça kelime ve tamlamalar, İranlılardan da İslâmiyet’le birlikte nazım tür ve çeşitleri alınmıştır.<br /><br /><span style="font-weight: bold;">SAYFA 20</span><br />8.soru:<br /><br />* Dil anlayışı<br />* Dini hayat<br />* Kültürel farklılaşma<br />* Sanat anlayışı<br />* Coğrafya değişimi<br />* Lehçe ve şive ayrılıkları<br /><br />9.soru )<br /><br />TÜRK EDEBİYATI<br />1) İslamiyet öncesi Türk Edebiyatı<br />2) İslam medeniyetinin etkisindeki Türk Edebiyatı<br />3)Batı etkisinde gelişen Türk edebiyatı<br /><br />10) Gazel ve koşmayı karşılaştırdığımızda:<br /> Dil olarak gazelde Arapça ve Farsça kelime ve kelime gruplarının fazla, dilinin ağır sanatlı ve süslü olduğunu görürüz.Koşma ise son derece sade yalın ve anlaşılır bir dille yazılmıştır.<br />İçerik olarak gazelde aşk,kadın temasını işlenirken koşma koçaklama türdedir, yiğitlik teması epikçe bir söyleyişle anlatılmıştır.<br />Gazel Divan edebiyatı zevk ve sanat anlayışını yansıtırken koşma halkın beğeni ve zevkinin bir ürünüdür.<br />Gazel tahsil görmüş eğitimli yüksek bir zümreye hitap ederken koşma halka seslenmektedir.<br /> Aynı dönemde yazılmasına rağmen iki şiirin farklı olması farklı edebi kollara (divan-halk) mensup şairlerin kalemlerinden çıkması farklı sanat anlayışlarını benimsemiş olmalarından kaynaklanmaktadır.<br /><br /><span style="font-weight: bold;">SAYFA 21</span><br /><span style="font-weight: bold;">ANLAMA VE YORUMLAMA</span><br />1) Bozkurt Destanı: İslamiyet öncesi Türk edebiyatı(sözlü edebiyat)<br />2) Vesiletü’n Necat:İslami devir Türk edebiyatı<br />3) İntibah: Batı etkisindeki Türk edebiyatı (Tanzimat dönemi)<br />4) Gazel( İslami Devir Türk edebiyatı- Divan edebiyatı)<br />5) Koşma(İslami Devir Türk edebiyatı ( Aşık tarzı halk edebiyatı)<br />Bu dönemleri belirlerken<br />Dil özelliklerine<br />Tema ve konuya<br />Nazım biçimlerine, yazın türlerine<br />Sanatçılarına ve onların özelliklerine<br />Sanat anlayışlarına…dikkat ettik.<br /><br />2) Dil<br />Kullanılan nazım biçimleri ve türleri<br />Tema ve konu<br />Sanat anlayışı, zevki<br />Alfabe(Göktürk,Arap,Uygur,Lati n)<br />Yazın türleri(roman, hikaye, tiyatro)<br /><br /><span style="font-weight: bold;">2.etkinlik:</span><br /> Resimlerdeki üslup farklılığının sebebi sanatçılarının farklı dönemlerde farklı sanat ve zevk anlayışlarını benimsemesidir.Bu farklılıklar edebi eserler için de geçerlidir.</span><br /><br /><span style="font-weight: bold;">Sayfa 22</span><br /><br /><span>3.Edebi eserlerden hareketle bir milletin duygu ve düşüncede geçirdiği evreleri inceleyebiliriz.Toplumunun aynası olan edebi eserler toplumun bir parçası olan bireyin de kendini tanımasına, anlamasına olanak verir.<br />DEĞERLENDİRME:<br /><br /> 1) Destan döneminde kavmi(ırki) özelliklerin , dini dönemde dinin ,modern dönemde akıl ve mantığın etkisi edebi eserlerde çoktur.Ayrıca nazım ve nesir türlerinde, tema ve konularda, dil, üslup,sanat ,estetik ve zevk anlayışında belirgin farklılıklar vardır.<br /><br />2) (Y)<br />3) (D)<br />4) (D)<br />5) (C)<br />6) (B)<br /></span><br />1.soru<br />dil farkı<br />anlayış farkı<br />coğrafya farkı<br />kültür farkı<br />2. soru ( y)<br />3. soru ( d)<br />4. soru ( d)<br />5. soru c sıkkı<br />6. soru b şıkkı<br /><br /><span style="font-weight: bold;">Sayfa 23</span><br /> 1.soru--> türk edebiyatı en eski çağlardan bugüne kadar bütün sahaları devirleri ve sosyal tabakaları ile türk milletinin hayatını zevkini dünya görüşünü yaratma gücünü gösteren bir duygu düşünce ve hayal dünyasıdır onu ne kadar tanımaya çalışırsak kendimizi o kadar iyi anlarız.<br />2. soru ( d)<br />3. soru (y)<br />4. soru (d)<br />5. soru<br />birinci boşluk islamiyet öncesi<br />ikinci boşluk islamiyet sonrası<br />üçüncü boşluk batı etkisi<br />6. soru<br />edebiyat tarihi<br />7 .soru<br />1.islamiyet öncesi türk edebiyatı<br />2.islamiyet sonrası türk edebiyatı<br />3.batı etkisindeki türk edebiyatı<br />8. soru d şıkkı<br />9. soru e şıkkı<br />10. soru d şıkkı<br />11. soru e şııkı<br /><span><br /><span style="font-weight: bold;">1.ÜNİTE SONU DEĞERLENDİRMESİ</span><br /> 1) Milletler uzun tarihleri boyunca edebiyatla ilgili sayısız eserler meydana getirirler. Edebiyat bir milletin hayat damarıdır. Edebiyat eserleri olmayan milletler uygarlaşamaz, tarih sahnesinden silinirler.<br /> İşte edebiyat tarihi, bir ulusun yüzyıllarca meydana getirdiği edebî eserleri inceleyerek geçirdiği dönemleri kronolojik bir sıra içinde inceleyen bilim dalıdır.<br />Edebiyat tarihi, edebî eserlerle o eserleri yaratanları sosyal çevresi ile beraber inceler. Böylece geçmiş dönemlerde yaşayan atalarımızın duygu, düşünce ve sanat anlayışları hakkında bize bilgi aktarır. Edebiyat tarihi aracılığıyla değişik çağlardaki kültür birikimimizi tanırız.<br />Toplumların düşünce yapılarını, dünya görüşlerini öğreniriz. Bütün bu bilgiler bir edebiyat eserinin değerlendirilmesinde bize yol gösterir.Hülasa(özetle) Edebiyat uygarlık içindeki gelişmelere her zaman ön ayak olmuştur.<br />2) (D)<br />3) (Y)<br />4) (Y)<br />5) İslamiyet öncesi sözlü edebiyat döneminde, İslami , Batı etkisindeki<br />6) Edebiyat tarihi<br />7) 1)İslamiyetten önceki Türk edebiyatı<br />2) İslami Devir Türk edebiyatı<br />3) Batı etkisinde gelişen Türk edebiyatı<br />8) (D)<br />9) (E)<br /><br /><span style="font-weight: bold;">SAYFA 24</span><br />10-(A)<br />11-(E)<br /><br /><span style="font-weight: bold;">2.ÜNİTE DESTAN DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI</span><br /><span style="font-weight: bold;">SAYFA 26</span><br /><span style="font-weight: bold;">HAZIRLIK SORULARI</span><br />*İLİYADA ve ODYSSEİA (Yunan) Truva filminin konusuyla aynıdır.<br /><br />ŞEHNAME İRAN) İran-Turan mücadelelerini, Rüstemin yiğitliklerini,İskender'in İran'ı fethi anlatılır.<br />KALEVALA FİN) Doğaya karşı savaşan Finlillerin erdemlerini anlatır.<br />GILGAMIŞ (SÜMER) Ölümsüzlüğü arayan kral Gılgamış'ın hikayesidir.<br />BOEWULF İNGİLİZ) Yiğit Boewulf ve arkadaşlarının canavarla mücadelelerini anlatır.<br />MAHABARATA HİNT) Kaurava’nın Pandallarla yaptığı savaşı, Krişna ve Arcuna’nın kahramanlıkları...<br />CİD İSPANYOL)Ulusal kahramanları Rodrigo’nun 11.yy.da Araplarla mücadelesi anlatılır.<br />CHANSON de ROLAND FRANSIZ)Charlemagne döneminde Müslümanlarla yapılan savaşları anlatır.<br />NİBULENGEN ALMAN) 5.yy’da yapılan Hun-Alman savaşlarını anlatır.<br />ŞİNTO JAPON) Japonların milli destanıdır.<br />İGOR RUS) 12.yy’da Kıpçak’larla Rusların yaptığı savaşları anlatır.<br /><br /><br /> *Akıl erdiremedikleri olayları olağan üstü güçlerle yorumlamışlardır.Örneğin tabiat olaylarının sebeplerini bilmedikleri için bunları kendileri dışında bir güçle açıklamaya çalışmışlardır.<br /><br /> 1.soru: Oğuz Kağan destanı M.Ö 209-174 tarihleri arasında hükümdarlık yapmış olan Hun Hükümdarı Mete Hanın hayatı etrafında şekillenmiştir.Bütün Türk destanlarında olduğu gibi destanın ilk şekli günümüze ulaşmamıştır.<br /><br />2.Metinde Türklerin İslamiyetten önceki yaşayışları görülüyor.<br />Göçebe yaşam tarzı<br />Göktanrı inancı<br />Toy(ziyafet) verilmesi<br />Kurultayın toplanması<br />Elçiler gönderilmesi<br />Oğuz Kağan'ın devletinin başına kağan olması<br />Bozkurtun yol göstermesi ve ordunun önünde olması<br />Akınların yapılması<br />Gerçek üstü olaylar vb...<br /><br />3. AĞAÇ: Destanlarda ağaç motifi üç yönüyle yer alır: Sığınak (Oba), Ana ya da Ata, varlığı, devleti temsil eden sembol...<br /> SU: Türkler arasında temizleyici, kötü ruhlardan ve hastalıklardan koruyucu bir unsur olarak kabul edilmiş, ateşe bağlı olarak birçok inancın ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır.<br />IŞIK: Bu motif destanların kuruluşunda kutsiyetten kaynaklanan hayat verici bir özelliğe sahiptir. Destanların büyük kahramanları; bu kahramanlara kadınlık ve mukaddes Türk çocuklarına annelik yapan kadınlar ilahî bir ışıktan doğarlar.<br />BOZKURT: destanlarda hayat ve savaş gücünü temsil eder. Bozkurt, destanlarda Tanrı kurt ,anne kurt, ordular önünde yürüyen kumandan olarak geçer.<br />6) Mitolojik dönemde şimşek, rüzgar, kasırga yankı, şafak gibi nice şeyler birer tanrı olarak tasarlanırdı.Tabiatın her şeyine karşı korku ve hayranlık duyulurdu.İşte bu korku ve hayranlık önce mitoslar sonra da masal ve destanları meydana getirmiştir.Atatürk'ün sözü ile mitolojik ögeler arasındaki bağlantıyı bu şekilde açıklayabiliriz.</span><span style="font-weight: bold;"><br /><br />SAYFA 28</span><br />1.) İslamiyetten önceki sözlü edebiyat dönemine aittir.<br />2.)<br />Yaşayış özellikleri: Yarı göçebe hayatı yaşıyorlar ve avcılıkla uğraşıyorlar. Savaşçı ve cesurdurlar.<br />Irki Özellikler: Savaşçı,cesur, özgürlüğüne düşkün,Tabiat ve olağanüstü güçlerle mücadele<br />İnanç özellikleri: Gök Tanrı inancı vardır.<br /><br />3.)<br /> ağaç : Ağaç miti Türk düşüncesinde yaratılış nedeninin başlıca motiflerinden biridir. Bu düşünceye göre ilk insan 9 budaklı bir ağacın altında yaratılmıştır.<br /><br />su : Türkler arasındaki temizleyici kötü ruhlardan ve hastalıklardan koruyucu bir unsur olarak kabul edilmiştir. Ateşe bağlı olarak birçok inanca zemin hazırlamıştır.<br /><br />toprak :<br /><br />ışık : Kutsiyetten kaynaklanan hayat verici bir özelliğe sahiptir. Kahramanların anneleri de ilahi bir ışıktan doğar.<br /><br />bozkurt : Diğer adı da "Asena"dır. Neslin devamını sağlamak, Türklere rehberlik etmek, Türkleri felaketlerden kurtarmak.<br /><br /><span style="font-weight: bold;">SAYFA 29</span><br />4.) Bu sorunun cevabı metnin çoğunda yer almaktadır.<br />5.) Olağanüstü olaylara ve kişilere yer verilir.<br />Destanların söyleyeni belli değildir.<br />Bir milletin ulusal törelerini,inançlarını ve değerlerini yansıtır.<br />Destan kahramanlarına tarih sayfalarında rastlanabilir(Oğuz Kağan Destanı-Mete Han)<br /><br /><span style="font-weight: bold;">SAYFA 30 - ANLAMA VE YORUMLAMA</span><br />1.) Göçebe bir hayat yaşadıkları ve avcılıkla uğraştıkları için, güçlü ve cesurdur.<br /> Oğuz Kağan için söylenenler eskiden övgü anlamı taşırken, günümüzde yergi (eleştiri) anlamı taşımaktadır. ( Ayakları öküz ayağı gibi, beli kurt beli gibi,...)<br /><br />2.) Bütün dünyaya hakim olma düşüncesindedir.<br />"Güneş tuğumuz olsun gök çadırımız."<br /><br />3.) Oğuz Kağan kurultay toplayarak halkına yaptığı işler hakkında hesap vermektedir. Bugünkü demokrasiden farkı yoktur.<br /><br />4.) Her milletin milli destanı vardır. Bilimin hakim olmadığı zamanlarda ortaya çıkmıştır.<br /><br />5.) Destanlar bilimin hakim olmadığı zamanlarda ortaya çıkmıştır. Günümüzde milli destanlar gerçekleştirilemez.<br /><br />1. Etkinlik: Atatürk Türk milletindeki bağımsızlık aşkını mitolojik ögelerle anlatmaktadır.<br /><br /><span style="font-weight: bold;">SAYFA 31 - DEĞERLENDİRME</span><br /> 1.) Eski çağlarda (İslamiyetten önceki Türk Edebiyatı - Sözlü Edebiyat) bilimin hakim olmadığı devirlerde ortaya çıkmıştır. Deprem,savaş, yangın ve yıldırım düşmesi gibi olaylar karşısında insanlar aciz kalmış. Bunları açıklayabilmek için<br />destanlar oluşturulmuştur.<br /><br />2.) D<br />3.) D<br />4.) D<br />5.) olağanüstü<br />6.) mitolojik<br />7.) E<br />8.) C<br /><br /><span style="font-weight: bold;">Sayfa 37</span><br /><span style="font-weight: bold;">Değerlendirme</span><br />1.)<br /> Bilindiği gibi söz yazıdan öncedir Böyle olunca da yazılı edebiyat ürünlerinden önce, sözlü edebiyat ürünlerinin oluştuğu ortadadır Bütün ulusların edebiyatında olduğu gibi Türklerin edebiyatında da sözlü edebiyatın doğuşu dinsel temellere dayanır Sözlü edebiyat ürünleri, daha yazının bulunmadığı dönemlerde, dinsel törenlerde üretilmeye başlanmış, kuşaktan kuşağa aktarılarak yaşatılmıştır<br /><br />2.)<br />1. "Kopuz" adı verilen sazla dile getirilmiştir.<br />2. Ölçü olarak ulusal ölçümüz olan "hece ölçüsü" kullanılmıştır.<br />3. Nazım birimi "dörtlük"tür.<br />4. Dönemine göre arı bir dili vardır.<br />5. Dizelere genel olarak yarım uyak hakimdir.<br />6. Daha çok doğa,aşk ve ölüm konuları işlenmiştir.<br />7. Bu döneme yönelik elimizdeki en eski kaynak Kaşgarlı Mahmut'un "Divan-ı Lügat-it Türk" adlı eseridir.<br /><br />3.)D<br />4.)D<br />5.)Y<br />6.)A (hece ölçüsü kullanılmıştır)</span></span></span></p><p><br /></p><p><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family:comic sans ms,cursive;"><span style="font-size:14px;">kaynak:</span></span></span><a href="http://blogkafem.blogspot.com/">BLoGKafeM.BLoGspot.CoM</a><br /> <span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family:comic sans ms,cursive;"><span style="font-size:14px;"><br /></span></span></span></p>Derridahttp://www.blogger.com/profile/11327959125465819104noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6332729537972456464.post-64169928424447897402010-12-05T09:12:00.001-08:002010-12-05T09:12:33.663-08:00ATATÜRK’ÜN TÜRKÇEMİZE KAZANDIRDIĞI MATEMATİKSEL TERİMLER<p><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;">Atatürkün türettiği matematik terimleri ve yaptığı geometri tanımlarının hemen hemen tümü bugüne değin değişmeksizin kullanıla gelmiştir. Onun türettiklerinden sadece birkaç terim sonradan küçük ölçüde değiştirilmiştir. Örneğin Fransızca “hypothesein karşılığı olan Osmanlıcıdaki” faraziyenin yerine Atatürk, Türkçe “varsayı” terimini türetmiş ve sonradan bu terim varsayım” biçimini almıştır. Aynı şekilde Onun “tümey açı”, “bütey açı” terimlerinin yerini “tümler açı”, “bütünler açı” terimleri almıştır. Çok az sayıda ve sınırlı olan bu terim değişikliklerini, Atatürkün dildeki temel ilkesinin doğruluğunun birer kanıtı saymak gerekir.<br />Prof. Dr. Afet İnan, Atatürkün çalışmalarını yıllarca yakından izleyebilmiş insanlardan biri olarak, Onun bilime ve matematiğe verdiği önemi şöyle belirtiyor:<br />” … Atatürk, kendi yetiştiği devrin müspet ilimlerini mesleki uzmanlığı bakımından bellediği vakit, berrak ve müspet bir görüşe sahip olabileceğini ve her hangi bir meseleyi matematiksel bir kesinlikle çözümlemeyi hedef tuttuğunu söylerdi.”</span></span></p> <span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;"> </span></span> <p><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;">ı Prof. Dr. A. İnan, 25.1.1982 tarihli özel bir yazısında , bu konuyla ilgili olarak şöyle diyor:<br />” Bilindiği gibi ilim konusu iki büyük bölümde işlenir ve bunlardan faydalanılır: Müspet ilimler, Sosyal ilimler.<br />Atatürk gerek öğrencilik devirlerinde gerekse ömrü boyunca bu her iki ilimden çok faydalanmıştır. Mesela tarih onun için bir geçmişin hikayesi değil, günümüzde bu olanlardan ders almanın önemli olduğuna inanmıştır.<br />Diğer taraftan asıl müspet ilimlerin başında gelen matematik bilgisi Atatürk için başlıca bir konudur. Çünkü matematik insan topluluklarına müspet yol gösteren re uygulamasında yarar sağlayan müspet bir ılım dalıdır. İşte Atatürk bu ilime çok değer verdiği için hem nazarı kısımları çok iyi bellemiş, hem de bunların uygulamasına her bakımdan önem vermiştir. Hatta matematik terimlerinin bugün kullandığımı; deyimleri tamamen kendi buluşları ile saptamıştır.</span></span></p> <span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;"> </span></span> <p><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;">Atatürk bu konuda konuşurken özellikle söylediklerinden şunları anımsıyorum:<br />“Ben öğrenim devrimde matematik konusuna çok önem ıermiş ini dır ve bundan hayatımın çeşitli safhalarında başarı elde etmek için faydalanmış olduğumu söyleyebilirim. Onun için herkes matematik bilgisinin çok gerekli olduğuna inanmalıdır.”</span></span></p> <span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;"> </span></span> <p><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;">Matematiksel kühüre böylesine önem veren Atatürkün bu konudaki çalışmaları, tarihte çok az sayıda örneklerine rastlayabildiğimiz Büyük Eğitimci niteliği de olan devlet adamlarından bin olarak kendisine seçkin bir yer sağutmada etken olmuştu. Onun olağanüstü başarılı yaşamı, akademisinin girişine “Matematik bilmeyen buruya girmesin” diye yazan, antik çağın ünlü filazofu Platon (Eflatun) (M.Ö. 427-347.)ün bu dileğinin yararını modern çağda kanıtlamıştır, denilebilir<br />——————————————————————————–</span></span></p> <span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;"> </span></span> <p><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;">M.KEMAL ATATÜRK’ÜN TÜRKÇEMİZE KAZANDIRDIĞI MATEMATİKSEL TERİMLER</span></span></p> <span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;"> </span></span> <ul><li><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;">Maksumunaleyh BÖLEN</span></span></li><li><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;">Taksim BÖLME</span></span></li><li><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;">Haric-i Kısmet BÖLÜM</span></span></li><li><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;">Kabiliyet-i Taksim BÖLÜNEBİLME</span></span></li><li><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;">Zarb ÇARPI Mazrup ÇARPAN</span></span></li><li><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;">Mazrubata Tefrik ÇARPANLARA AYIRMA</span></span></li><li><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;">Muhit-i daire ÇEMBER</span></span></li><li><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;">Tarh ÇIKARMA</span></span></li><li><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;">Amudi DİKEY</span></span></li><li><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;">Gaye LİMİT</span></span></li><li><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;">Aşa’ri ONDALIK</span></span></li><li><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;">Kat’ı Mükafti PARABOL</span></span></li><li><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;">EHRAM PİRAMİD</span></span></li><li><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;">Menşur PRİZMA</span></span></li><li><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;">İhtisar SADELEŞTİRME</span></span></li><li><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;">Suret PAY</span></span></li><li><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;">Mahrec PAYDA</span></span></li><li><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;">Hatt-ı Mümas TEĞET</span></span></li></ul> <span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;"> </span></span> <p><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;">vs…Atatürk’ün bulduğu terimlerin hemen hemen çoğu bugüne dek hiç değiştirilmeden kullanılmıştır. O’nun sadece birkaç terimi sonradan biraz değişikliğe uğramıştır.Mesela varsayı-varsayım, tümey açı-tümler açı, bütey açı-bütünler açı haline gelmiştir.Atatürk ayrıca bu kitabı eğitim sisteminde uygulanmasını sağlamış ve 13 Kasım 1937 tarihinde Sivas’ta geometri dersine girmiş,kendisi ders anlatmıştır </span></span></p>Derridahttp://www.blogger.com/profile/11327959125465819104noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6332729537972456464.post-88767972014290103232010-12-05T06:56:00.001-08:002010-12-05T06:56:21.078-08:00İshak Paşa Sarayı Hakkında Bilgiler özellikler nelerdir?<p><strong>İSHAKPAŞA SARAYI</strong></p> <p>Doğubeyazıt <strong>Güneşin doğduğu şehir</strong>. Pasajları,Meteor Çukuru,Nuh’un Gemisi ve <strong>Ahmede Xane türbesi</strong> ile gezilip görülmeye değer bir şehirdir. Sıcakkanlı insanları ile ünlü olan bu ilçemiz Ağrı ilinin en önemli ilçesidir diyebilirim.Eger yolunuz Doğuya düşerse bence Doğunun bu güzel ilçesine gidip <strong>İSHAK PAŞA SARAYI</strong>‘na mutlaka uğrayın. Tabi <strong>Doğubeyazıt</strong>‘a gidip <strong>Kerem İle Aslı</strong> hikayesinin o ünlü <strong>Keşişin Bahçesi</strong>ne uğramayı unutursanız bence hata edersiniz. Benim söyleyeceklerim bundan ibaret şimdi <strong>İshak Paşa sarayı hakkında ansiklopedik bilgilere</strong> bakabilirsiniz.</p> <p><strong>Serdar</strong></p> <h2><strong></strong>İshak Paşa Sarayı Hakkında Bilgiler</h2> <p><strong>Doğu Bayazıt’</strong> ın 7 km. güney doğusunda, Eski Beyazıt’a ve ovaya hakim yüksek bir tepenin üzerine kurulmuş, pek çok bölümleri olan komple bir saraydır. Birinci Dünya harbine kadar Beyazıt Sancağı bu saraydan yönetildi.<br />Sarayın yapımı 1685 yılında Çıldır Atabeklerinden <strong>Çolak Abdi Paşa</strong> tarafından başlanılmış, aynı soydan gelen Küçük İshak Paşa zamanında 1784’ te (99 yılda) tamamlanmıştır. Mimarı, Ahıskalı ustalardır.<br />Saray 115X50 m. boyutlarında, tesviye edilmiş, <strong>Karaburun </strong>tepesi üzerine terası, iki avlu ile bu avluları çevreleyen çeşitli yapı topluluğundan meydana gelmektedir. Doğu-Batı yönünde yaklaşık 7.600 m. karelik bir alan üzerine oturtulmuştur. Bazı kısımları tek, bazı kısımları iki, bodrum dahil bazı kısımları üç katlı olarak yapılmıştır. Bir saray için gerekli tüm bölümler (harem, harem odaları, aşevi, hamam, toplantı salonları, eğlence yerleri, mahkeme salonu, camii, çeşitli hizmet odaları, oturma odaları, uşak ve seyis odaları, muhafız koğuşları, cezaevi, erzak depoları, cephanelik, tavlalar, bodrum katlarında çeşitli hizmet odaları vb.) vardır. Her odada ocak, dolap yerleri vb. görülmektedir. Sarayın girişi, savunması en zor olan doğu cephesindedir. Anıtsal taçkapı, avlulara çıkan diğer kapılar gibi, kabartma, süsleme ve zengin bitki motifleriyle Selçuklu sanatının özelliklerini taşır. Saray, tarih ve sanat tarihi yönünden essiz bir değere sahiptir. Bu bey kalesi, Avrupa’ daki şato tipi yapıların ülkemizde rastlanmayan en iyi örneğidir.<br />Sarayın cami dışındaki bölümlerin çoğu yıkılmış, harap olmuş, tavanları sökülmüştür. Son yıllarda biraz onarılmış, restore edilmiştir. Camii, saray kompleksinin en sağlam kalan yeridir. Her halde burası, dini bir korkuyla tahrip edilmemiştir. Tek kubbeli camii, iki ayrı renk taşla örülmüş minaresiyle saraya ilginç bir görünüm kazandırmaktadır. Camiinin kıble duvarının dışındaki türbe geometrik ve bitkisel motiflerle süslenmiş olup, muhtemel <strong>Abdi Çolak Paşa</strong> ile <strong>İshak Paşa</strong> ve yakınları için yapılmıştır.<br />Sarayın(Selamlık) kuzey cephesinde dışa sarkan dört ahşap konsolda üstte kanatlı ejder, onun altında aslan, en altta insan figürleri yer almaktadır ki, çok ilginç ve sanatkaranedir.<br />Sarayda klasik Osmanlı mimarisinden farklı üslup ve benzeme şekilleri dikkati çeker. Türk saray geleneği ve mimarisinin ana prensiplerine uyulmuştur. Yapı birkaç aşamalıdır ve güzellikle azameti yansıtır. Saray iştihamı, yaptıran paşanın çevreye ve Merkezi Devlet’e karşı gücünü göstermek istediği anlaşılmaktadır.<br />Taş duvarların içinde görülen boşluktur, sarayın kalorifer tesisatı andıran merkezi ısıtma sistemiyle ısıtıldığını göstermektedir.<br />Yapımı bir çok efsane ve hikayeye konu olan İshak paşa sarayı; Osmanlı döneminde Ağrı’ da yapılan en büyük ve en önemli mimari eserdir. İshak Paşa Sarayı, geleneksel Türk mimari karakterinde ve Selçuklu mimarisi biçiminde bir yapıdır. Bu yapılar topluluğunda Osmanlı ve Selçuklu mimarisinin öğeleri yanında, Avrupa sanatının Barok üslubunun etkileri de görülmektedir. Zamanın en modern ve ileri anlayışı ile yapılmış olup, genel hatlarıyla Türk kültürünün özelliklerini taşır.<br /><strong>Bir Osmanlı Dönemi Yapısı İshak Paşa Sarayı</strong></p> <p>Görkemli özel mimarı yapısı, anıtsal taç kapıları, haremi, salamlığı, cami ve yüzlerce odası ile görülmeye değer bir şah eserdir…<br />Sanki bir saray değil, tüm heybetiyle <strong>canlı bir tarih</strong>, her tarafı sır dolu bir efsanedir. Onu anlamak için yakından görmek, gezmek gerekir…<br />Bu görkemli yapının mimarı meçhuldür, onun için halk, sarayın yapımı ve tarihi hakkında bir çok efsane anlatır. Sarayı gezerken, masal dünyasının saraylarını görmüş gibi hayal güçleriniz harekete geçer, güzellikler karşısında efsanelerde anlatılanlar bir bir gözlerinizin önünde canlanır…<br />Bir kartal yuvasını andıran ve çevresiyle ahenk oluşturan bu muazzam yapıya hayran kalmamak elde değil…</p> <p><strong>İSHAK PAŞA SARAYINDAN DOĞUBAYAZIT İLÇESİNİN GÖRÜNÜMÜ</strong></p>Derridahttp://www.blogger.com/profile/11327959125465819104noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6332729537972456464.post-72433195014916884432010-12-05T06:55:00.001-08:002010-12-05T06:55:35.454-08:00IHEVA-İhlas Ev aletleri Hisse senedi bilgiler yorumlar<h2><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;"><span style="font-weight: normal;"><span style="line-height: normal;"> <table border="0" cellpadding="2" cellspacing="0" width="745"> <tbody> <tr> <td valign="top">Genel Müdür</td></tr></tbody></table></span></span></span></span><span style="font-size: 14px;"><span style="font-weight: normal;"><span style="line-height: normal;"><table border="0" cellpadding="2" cellspacing="0" width="745"><tbody><tr><td valign="top"><br /></td></tr></tbody></table></span></span></span><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-weight: normal;"><span style="line-height: normal; font-size: small;"><table border="0" cellpadding="2" cellspacing="0" width="745"><tbody><tr><td valign="top"><br /></td> <td valign="top"><span style="font-size: 14px;">Sedat Kurucan</span></td></tr></tbody></table></span></span></span><span style="font-weight: normal;"><span style="line-height: normal; font-size: small;"><table border="0" cellpadding="2" cellspacing="0" width="745"><tbody><tr><td valign="top"><br /></td></tr></tbody></table><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;"> </span></span><table border="0" cellpadding="2" cellspacing="0" width="745"> <tbody> <tr> <td valign="top"><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;">Telefon</span></span></td> <td valign="top"><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;">(0212) 875 35 62</span></span></td></tr></tbody></table><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;"> </span></span><table border="0" cellpadding="2" cellspacing="0" width="745"> <tbody> <tr> <td valign="top"><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;">E-Posta</span></span></td> <td valign="top"><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;">bilgi@iea.com.tr</span></span></td></tr></tbody></table><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;"> </span></span><table border="0" cellpadding="2" cellspacing="0" width="745"> <tbody> <tr> <td valign="top"><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;">Yönetim Merkezi</span></span></td> <td colspan="3"><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;">Mermerciler Sanayi Sitesi 7. Cad. No:12 Beylikdüzü / İstanbul</span></span></td></tr></tbody></table><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;"> </span></span><table border="0" cellpadding="2" cellspacing="0" width="745"> <tbody> <tr> <td valign="top"><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;">IMKB Kodu</span></span></td> <td valign="top"><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;"><strong>IHEVA E</strong></span></span></td></tr></tbody></table><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;"> </span></span><table border="0" cellpadding="2" cellspacing="0" width="745"> <tbody> <tr> <td valign="top"><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;">Sektör</span></span></td> <td valign="top"><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;">Metal Eşya, Makine ve Gereç Yapımı</span></span></td></tr></tbody></table><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;"> </span></span><table border="0" cellpadding="2" cellspacing="0" width="745"> <tbody> <tr> <td valign="top"><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;">Halka Aç. Tarihi</span></span></td> <td valign="top"><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;">26.09.1996</span></span></td></tr></tbody></table><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;"> </span></span><table border="0" cellpadding="2" cellspacing="0" width="745"> <tbody> <tr> <td valign="top"><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;">İlk İşlem Tarihi</span></span></td> <td valign="top"><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;">07.10.1996</span></span></td></tr></tbody></table><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;"> </span></span><table border="0" cellpadding="2" cellspacing="0" width="745"> <tbody> <tr> <td valign="top"><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;">URL</span></span></td> <td valign="top"><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;"><a id="HyperLink1" href="http://www.ihlasevaletleri.com.tr/" target="_blank">www.ihlasevaletleri.com.tr</a></span></span></td></tr></tbody></table></span></span><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;"><span style="font-weight: normal;"><span style="line-height: normal;"> </span></span></span></span></h2> <span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;"> </span></span> <h2><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;"><span style="font-weight: normal;"><span style="line-height: normal;">İhlas Ev Aletlerinin İştirakleri</span></span></span></span></h2> <span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;"> </span></span> <h2><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;"><span style="font-weight: normal;"><span style="line-height: normal;">İhlas Mining Ltd. Şti.</span></span></span></span></h2> <span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;"> </span></span> <h2><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;"><span style="font-weight: normal;"><span style="line-height: normal;">Naturel GmbH</span></span></span></span></h2> <span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;"> </span></span> <h2><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;"><span style="font-weight: normal;"><span style="line-height: normal;">Detes Maden Enerji ve Çevre Tek. Sis. Ltd Şti.</span></span></span></span></h2> <span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;"> </span></span> <h2><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;"><span style="font-weight: normal;"><span style="line-height: normal;">İhlas Gazetecilik A.Ş</span></span></span></span></h2> <span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;"> </span></span> <h2><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;"><span style="font-weight: normal;"><span style="line-height: normal;">Sa</span></span><span style="font-weight: normal;">ygılarımla</span></span></span></h2> <p><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;"></span></span><strong></strong><br /></p> <p><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;"><strong>YASAL UYARI : Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri “Yatırım Danışmanlığı” kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, Aracı Kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.</strong></span></span></p> <span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;"> </span></span> <p><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;"><strong>ALTIN ÖĞÜT:</strong> <strong>okuduğunuz bilgileri fikir vermesi amacıyla ve mantık süzgecinden geçirerek değerlendirin. Hiç kimse sizi tanımadan size para kazandırmak heveslisi değildir. Hayatta karşılaşmadığınız ve adını soyadını dahi bilmediğiniz bir kişinin tavsiyesi ile senet almaya kalkışmayın, sonu %99 hüsran olacaktır.</strong> </span></span></p>Derridahttp://www.blogger.com/profile/11327959125465819104noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6332729537972456464.post-56626762478894634142010-12-05T06:49:00.001-08:002010-12-05T06:49:48.162-08:00Ev Boya Renkleri – Hangi Renge Boyamalı<p><strong>EV BOYAMADA RENK SEÇİMİ</strong><br />Renklerin özellikleri, renk kartelâsına göre size doğru renk seçimi yapmanızda yardımcı olacaktır.</p> <p><strong>RENK KOMBİNASYONU</strong><br />Renklerin kombinasyonu için uyumlu renkleri seçmek sizin ruh halinizi ortaya koyar. Renk uyumunu oluşturan üç temel grup vardır. Bunlar:</p> <p><strong>Birinci renkler </strong><br />Birinci renkler kırmızı, mavi ve sarı, dekorasyonda renk düzenleri içinde, odanıza güçlü bir duygu aksiyonu katar.</p> <p><strong>İkinci Renkler</strong><br />İkinci renkler, yeşil, turuncu ve mor renkler iki temel renklerin kombinasyonu yapılarak kombine edilir.</p> <p><strong>Üçüncü Renkler</strong><br />Üçüncü renkler ana renk kombinasyonudur, dolap ve kapaklarda kullanılır. Bu renkler, Kırmızı ve Turuncudur.</p> <p><strong>Renk Modu</strong><br />Renklerin kişiler üzerindeki etkileri renk seçimine bağlı olup, ruh halizi yansıtmaktadır. Buna göre renkler üç şekilde davranış sergiler. Bunlar :</p> <p>Aktif renkler; kırmızı, turuncu ve sarı tonları sıcak renklerdir. Sıcak renkler kişilerin hakimiyet duygusunu arttırır.<br />Pasif renkler; soğuk renklerdir mavi, yeşil ve mor renklerdir. Soğuk renkler oda atmosferinde yatıştırmayı sağlar.<br />Nötr renkler; kahverengi, gri bej ve beyaz renklerdir. Nötr renkler; oda sakinliğini sağlar. Bu renkler aktif ve pasif renkler arasında bir kombinasyon olarak hareket ederler.</p> <p><strong>Ev Boyası Renk Özellikleri </strong>:<br />Renklerin genel ruh halleri gibi, kullanılan alan içerisinde de etkisi vardır. İnsanlar üzerindeki etkisini düşünerek renkleri doğru seçmelisiniz.</p> <p><strong><em>Kırmızı – Tutkulu, uyarıcı ve güç vericidir.</em></strong></p><p><strong><em><strong><em>Turuncu – İştah uyarısı verir, konuşmanıza odaklar.</em></strong></em></strong></p> <p><strong><em><strong><em><strong><em>Sarı – Enerjinizi artırır, odanızı genişletir.</em></strong></em></strong></em></strong></p> <p><strong><em><strong><em><strong><em><strong><em>Yeşil – Cesaret, duygusal, büyümeyi dengeler ve yeniler.</em></strong></em></strong></em></strong></em></strong></p> <p><strong><em><strong><em><strong><em><strong><em><strong><em>Mavi – Huzurlu ruh halleri üretir ve rahatlatıcıdır.</em></strong></em></strong></em></strong></em></strong></em></strong></p> <p><strong><em><strong><em><strong><em><strong><em><strong><em><strong><em>Mor – Konfor, huzur.</em></strong></em></strong></em></strong></em></strong></em></strong></em></strong></p> <p><strong><em><strong><em><strong><em><strong><em><strong><em><strong><em><strong><em>Pembe – Yatıştırır, sevgi, teşvik ve nezaketi temsil eder.</em></strong></em></strong></em></strong></em></strong></em></strong></em></strong></em></strong></p> <p><strong><em><strong><em><strong><em><strong><em><strong><em><strong><em><strong><em><strong><em>Beyaz – Arındırır, enerji verir.</em></strong></em></strong></em></strong></em></strong></em></strong></em></strong></em></strong></em></strong></p> <p><strong><em><strong><em><strong><em><strong><em><strong><em><strong><em><strong><em><strong><em><strong><em>Siyah – Güçlendirir, bağımsızlığa teşvik eder.</em></strong></em></strong></em></strong></em></strong></em></strong></em></strong></em></strong></em></strong></em></strong> </p>Derridahttp://www.blogger.com/profile/11327959125465819104noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6332729537972456464.post-56416768515620673102010-12-05T06:43:00.000-08:002010-12-05T06:44:07.975-08:00Çevremizi nasıl temiz tutarız?<p><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;">Çevre deyince ne gelir ki insanın aklına ımm bir bakalım insanların ve diğer canlıların yaşamları boyunca ilişkilerini sürdürdükleri fiziki,biyolojik,sosyal ekonomik ve kültürel ortamdır çevre....Yani çevre canlı varlıkları etkileyen dış tesirlerin tümüdür...Çevremizi temiz tutmak yaşadığımız alanı temiz tutmak yaşadığımız alan deyince evimiz geliyor aklımıza evimizi nasıl temiz tutuyorsak çevremizide temiz tutmalıyız hayatımızı sürdürdüğümüz her yerderden sorumlu olduğumuzu unutmayalım....Peki çevremizi nasıl temiz tutarız....<br /><br /> </span></span></span></p> <ul><li><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;">Kimyasal gübre ve kimyasal temizlik malzemeleri kullanmamalıyız. Alternatif: arap sabunu, soda vs. </span></span></span></li><li><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;">Çöpleri, çöp poşetinin ağzını sıkıca bağladıktan sonra çöp kutusuna atmalıyız. </span></span></span></li><li><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;">Evimizin önünü ve bahçemizi her gün en az bir kere temizlemeliyiz. </span></span></span></li><li><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;">Yere tükürmemeliyiz. </span></span></span></li><li><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;">Ormanları korumalıyız. </span></span></span></li><li><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;">Ağaçlara zarar vermemeliyiz. </span></span></span></li><li><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;">Çimlerin üzerinde ateş yakmamalıyız. </span></span></span></li><li><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;">Hayvanlara zarar vermekten kaçınmalıyız. </span></span></span></li><li><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;">Denizleri kirletmemeliyiz. </span></span></span></li><li><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;">Evcil hayvanlarımızın atıklarını temizlemeliyiz. </span></span></span></li><li><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;">Çevremizi sahiplenmeli, değerini ve önemini çocuklarımıza öğretmeli, büyüklerimize de anlatmalıyız. </span></span></span></li><li><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;">Enerji tasarrufu kullanmalıyız. </span></span></span></li><li><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;">Pis suları sokağa dökmemeliyiz. </span></span></span></li><li><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;">Tuvaletimizi(büyük-küçük)dışarıya yapmamalıyız. </span></span></span></li><li><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;">Biten Pilleri pil kutusuna atmalıyız. </span></span></span></li><li><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;">Piknikten sonra ateşimizi söndürmeliyiz ve asla yerde çop bırakmamalıyız. </span></span></span></li><li><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;">Kağıt,teneke,cam,pil gibi geri dönüşümü olan maddeleri geri dönüşüm kutularına atmalıyız. </span></span></span></li></ul>Derridahttp://www.blogger.com/profile/11327959125465819104noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6332729537972456464.post-26530210287962775622010-12-05T05:55:00.000-08:002010-12-05T05:56:11.009-08:00Yeni lisan hareketi nedir,temsilcileri ve özellikleri<b>• yeni lisan hareketi nedir?</b><br /><b>Genç Kalemler dergisi etrafında toplanarak, "Yeni Lisan" hareketini başlatanlar da devrin Türkçülük hareketini yürüten sanat ve fikir adamlarıdır. Türkçe'nin sadeleşmesi konusunda en kalıcı atılımı, “Yeni Lisancılar” başarmıştır 1911'de Selânik'te “Genç Kalemler” dergisi etrafında toplanan Yeni Lisancılar ilk defa “Millî Edebiyat” kavramını da ortaya atmışlardır. </b><br /><b>Ömer Seyfettin, Ziya Gökalp, Ali Canip, Âkil Koyuncu'nun öncülüğündeki Genç Kalemler ve Yeni Lisan hareketi “Milli bir edebiyat milli bir dille yaratılabilir" görüşünü ortaya atıp, Türkçe'nin sadeleşmesi için şu ilkeleri kabul ve ilân etmişlerdir: </b><br /><b>1- Arapça ve Farsça gramer kurallarının kullanılmarnası, bu kurallarla yapılan terkiplerin kaldırılması, </b><br /><b>2- Arapça ve Farsça kelimelerin Türkçe'de söylendikleri gibi yazılması, </b><br /><b>3- Başka Türk Lehçelerinden kelimeler alınmaması, </b><br /><b>4- İstanbul konuşması esas alınarak yeni bir yazı dilinin meydana getirilmesi, </b><br /><b>5- Dil ve edebiyatın doğu-batı taklitçiliğinden kurtarılması, </b><br /><b>Türk şair, yazar ve fikir adamları arasında kısa zamanda yayılan bu yeni lisan ve millî edebiyat anlayışı, bir edebiyat akımı halini almış ve devrin hemen bütün şair ve yazarları bu anlayışla eserler vermişlerdir. Bu dönemde sade dille eser veren şair ve yazarlardan bazıları şunlardır: Ziya Gökalp, Ömer Seyfettin, Faruk Nafiz, Halit Fahri, Orhan Seyfi Yusuf Ziya Enis Behiç, Halide Edip, Yakup Kadri, Refik Halid, Reşat Nuri, Yahya Kemal; Türkçü hareketin içinde bulunmamak beraber Mehmet Akif, Süleyman Nazif ve daha bir çok isim. </b><br /><b>Günümüz Türkçesi’nin sadeleşmesinde ve gelişmesinde Yeni Lisan Hareketi ilk devre, başlangıç devresi olarak düşünülürse, ikinci devresi de 1930'larda başlayan "Dil İnkılâbı" devresidir. Bu devrede Atatürk'ün öncülüğü ile Türkçe'ye devlet elî uzanmış, sadeleşme ve Türkçecilik bir "devlet politikası" haline getirilmiştir. 1928'de Lâtin Alfabesi'nin kabulü ve 1932'de Türk Dil Kurumunun kuruluşu, Türkçe'nin sadeleştirilip zenginleştirilmesi yanında araştırılıp incelenmesini de sağlamıştır.</b>Derridahttp://www.blogger.com/profile/11327959125465819104noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6332729537972456464.post-67069768273696711692010-12-05T02:50:00.000-08:002010-12-05T02:52:30.348-08:00Meryl Streep- Nicole Kidman- Julianne Moore- Saatler filmi<p>80 yıllık bir yelpazede, bir edebiyat eseri çerçevesinde üç kadının hayatını ustaca birleştiren Saatler, 8 dalda Oscar’a aday olmuş ve hiç alışık olmadığımız bir görüntü ile verdiği müthiş performansı ile Nicole Kidman’ın ödülü kucaklamasını sağlamıştır.<span id="more-23139"></span><br />1923 yılında depresyonla mücadele eden Virginia Woolf, bir kadının bir gününü anlattığı ilk romanı Mrs. Dolloway’i yazmaktadır. 1951’de bu romanı okuyan ve sıradan aile hayatından bunalan Laura Brown hayatını kökten değiştirecektir. 2000 yılında ise Clarissa Vaughn modern zamanın Mrs. Dolloway’i olarak karşımıza çıkar.</p> <p>Künye :<br />Y: Stephen Daldry<br />O: Meryl Streep, Nicole Kidman, Julianne Moore<br />Dram<br />2002</p>Derridahttp://www.blogger.com/profile/11327959125465819104noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6332729537972456464.post-26355790574538068242010-12-05T02:02:00.000-08:002010-12-05T02:03:18.846-08:00Serdem’in Mutfağı izle 5 aralık 2010 kanal 7<p>5 Aralık Pazar günü saat 13.30’da yayınlanacak olan programa Akupunktur Uzmanı Dr. Murat Topoğlu ve Aktar Hüseyin Ermiş konuk oluyor. Programda Aşçı Burhan Türkoğlu ise sütlü Naciye ve köbete yapımıyla izleyicilerle birlikte oluyor.<span id="more-23108"></span></p>Derridahttp://www.blogger.com/profile/11327959125465819104noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6332729537972456464.post-48819805061889921322010-12-05T01:42:00.002-08:002010-12-05T01:43:20.892-08:00Şeffaf Oda arka sokaklar izle- 5 aralık 2010 kanal d<p>Güneri Cıvaoğlu’nun bu haftaki konukları; Kanal D’nin uzun soluklu, bol reytingli dizilerinden “Arka Sokaklar” kadrosu…<span id="more-23126"></span><br />Dizide, Polis memuru “Komiser Hüsnü” karakterini canlandıran Özgür Ozan, “Komiser Elif’i canlandıran ”Çağla Kubat ve “Melek Komiser”i canlandıran Zeynep Beşerler ile diziye müzikleriyle hayat veren Murat Evgin, Güneri Cıvaoğlu’nun konukları. </p>Derridahttp://www.blogger.com/profile/11327959125465819104noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6332729537972456464.post-6476161594624405562010-12-05T01:42:00.001-08:002010-12-05T01:42:16.403-08:00Kral Çıplak izle 5 aralık 2010 kanal d<p>“Kral Çıplak”, bu gece yine tüm ülkeyi, gerçeküstü hayatlara ve gerçek masallara şahit olmaya davet ediyor.<span id="more-23124"></span></p>Derridahttp://www.blogger.com/profile/11327959125465819104noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6332729537972456464.post-15038019510028551502010-12-05T01:36:00.000-08:002010-12-05T01:37:24.417-08:00Deryalı Günler izle 5 aralık 2010 show tv<p>Derya Baykal’ın bugünkü konuğu, program sunucusu Berrin Şeker ve şarkıcı Berkay.<span id="more-23133"></span></p> <p>Derya Baykal’ın sımsıcak, eğlenceli sunumu ile “Deryalı Günler” 5 Aralık Pazar günü saat 13.30’da Show Tv’de…</p>Derridahttp://www.blogger.com/profile/11327959125465819104noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6332729537972456464.post-25770143596295045802010-12-05T01:29:00.000-08:002010-12-05T01:30:14.048-08:0010. sınıf İngilizce kitabında uzaylılar ve resimler<p>10. sınıf İngilizce kitabında, köylülerin, ekmek verdiği uzaylılarla halay çekmesi, internette ‘geyik’ konusu oldu. Kitaptaki son karede baba, oğul ve uzaylılar ‘Hooray’ nidalarıyla halay çekiyor.<span id="more-22915"></span></p> <p>Milli Eğitim Bakanlığı’nın 10. sınıflara ücretsiz dağıttığı İngilizce ünite kitabındaki bir alıştırma büyük şaşkınlık yarattı. “New Bridge to Success” adlı kitabın uzaylıları konu alan ünitesinde köylülerle uzaylıların halay çektiği kare espri konusu oldu.</p> <p>Uzaylı var mı?</p> <p>“Hiç UFO gördünüz mü? Gören biri tanıyor musunuz?” diye başlayan ünite boyunca uzaylıların gerçekten var olup olmadığı üzerine kafa yoruluyor. İngilizce kitabında öğrencilerden çizimlere bakarak altta yer alan kelimelerle cümle kurulmasının istendiği alıştırmanın ilk karesinde yolda iki uzaylı ile karşılaşan çocuklar, babalarına “Hey! Baba! Gel şunlara bir bak!” diye sesleniyor. İkinci karede baba uzaylılara ekmek uzatırken ekmeğin lezzetli olduğunu belirtmek için “Yummy!” (Nefis!) diyor.</p> <p>‘Yeniden bekleriz’<br />Son karede ise uzaylıların baba ve başka bir köylüyle “Hooray!” nidaları eşliğinde halay çektiği görülüyor. Son karenin altındaki “promise” (söz vermek) ve “visit” (ziyaret) kelimeleri ile uzaylılara “Yeniden bekleriz!” mesajı veriliyor.</p> <p><img alt="uzayli_goren_turk_koylu_ingilizce_kitabinda_1.jpg" src="http://www.ensonhaber.com/resimler/diger/uzayli_goren_turk_koylu_ingilizce_kitabinda_1.jpg" /></p>Derridahttp://www.blogger.com/profile/11327959125465819104noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6332729537972456464.post-30020136476069843862010-12-03T10:00:00.000-08:002010-12-03T10:01:51.731-08:00Vertigo hastalığı belirtileri ve tedavisi bilgiler<b>Vertigo,</b> (Latince <b>dönmek</b>) baş dönmesi ve hareket duygusunun yitirilmesi demektir. Ancak tansiyon düşmesi ile ilgili baş dönmeleri bu kapsamda değildir. Vertigodan kastedilen labirentit, iç kulak iltihabı, meniere hastalığı gibi durumlarda olan baş dönmesidir. Korkuya bağlı baş dönmesi de vertigo kapsamında yer alır. Baş dönmesi her hasta tarafından farklı anlatılır. Her taraf dönüyor, başımı tutamıyorum , yer ayağımın altından kayıyor, bir yana doğru kayıyorum, kafamın içi boşalıyor, gözlerim kararıyor şeklinde açıklamalar sık duyulur. Bunkarın hepsine birden baş dönmesi denir.<br /><br /><b>(VERTİGO)</b> <blockquote><br />Baş Dönmesi Nedir: Baş dönmesi diyince hastanın dengesini sağlamadaki her türlü problem anlaşılır. Bu durum hastayı yatağa düşürüp gözlerini dahi açamayacağı şiddetten, sadece zaman zaman bir kayma hissine kadar değişebilir. Hatta sadece bir göz kararması şeklinde ortaya çıkabilir. Tıp dilinde genel olarak <i>vertigo </i>adı verilir.<br />Denge Nasıl Sağlanır: Dengenin sağlanması hala tam olarak çözülememiş çok karmaşık ve çok fazla organın rol oynadığı bir durumdur. Bu konuda rol oynayan organ ve sistemler arasında beyin, omurilik, iç kulak (labirent), gözler, eklem ve kaslar sayılabilir. Bu organları etkileyen herhangi bir hastalık baş dönmesi ile birlikte o organa ait diğer belirtilerin ortaya çıkmasına neden olabilir. Bu kadar çok organın rol oynadığı bir belirti olan baş dönmesi doğal olarak sadece bir branş uzmanı tarafından değerlendirilemez. Genellikle başlangıçta KBB ve Nöroloji doktorları muayene etsede göz, dahiliye veya fizik tedavi branşlarında da muayene olmak gerekebilir.<br />Ne Gibi Şikayetler Hissedilir: Baş dönmesi her hasta tarafından farklı anlatılır. Her taraf dönüyor, yer ayağımın altından kayıyor, bir yana doğru kayıyorum, kafamın içi boşalıyor, gözlerim kararıyor şeklinde açıklamalar sık duyulur. Bunkarın hepsine birden baş dönmesi denir. Baş dönmesi olan hastalarda, sebebin ne olduğuna göre başka belirtilerde olur. Kulak hastalıklarına bağlı baş dönmelerinde bereberinde kulak çınlaması, işitme azlığı, kulakta basınç hissi, bulantı-kusma, kulak akıntısı ve gözlerde anormal hareketler ( <i>nistagmus </i>) saptanabilir. Nörolojik hastalıklara bağlı baş dönmelerinde ise baş ağrısı, uyuşmalar, felçler, göz hareketlerinde anormallikler olabilir. Baş dönmesi ile bulunabilecek diğer şikayetler çok değişken olabilir. Ancak birçok hastada da sadece baş dönmesi mevcuttur. <br />Sebepleri Ne Olabilir: Yukarıda anlatıldığı gibi baş dönmesi birçok organa bağlı olabilir. Ancak burada daha çok iç kulaktaki baş dönmesi yapan hastalıklardan bahsedilecektir. İç kulaktaki herhangi bir hastalık diğer kulak şikayetleri ile beraber baş dönmesi yapabilir. Ancak sadece baş dönmeside oluşabilir. Baş dönmesi yapan kulak hastalıkları arasında şunlar sayılabilir: <br />-ÜSYE (üst solunum yolu infeksiyonları) sonrası iç kulak tutulumu <br />-Pozisyona bağlı baş dönmesi (BPPV olarak kısaltılır ve iç kulakta dengemizi sağlayan toza benzer bazı maddelerin fizyolojisinin bozulması)<br />-Meniere Hastalığı (İç kulaktaki sıvıların kimyasal durumlarının değişerek basınç artışı yapması)<br />-Vestibüler Nörinit (İç kulaktaki denge ile ilgili sinyalleri beyine ulaştıran sinirin iltihaplanması)<br />-Kronik orta kulak iltihaplarının iç kulağa yayılması (labirentit)<br />-Menenjit veya diğer ateşli hastalıkların içkulağı etkilemesi<br />-İç kulakta veya iç kulak sinirindeki tümöral hastalıklar<br />Yukarıda belirtilen iç kulak hastalıkları hakkında kendi bölümlerinde daha ayrıntılı bilgi verilecektir.<br />Muayenede Ne Görülür: Baş dönmesi eğer iç kulaktaki bir hastalığa bağlı ise genellikle kulak muayenesinde bir problem görülmez. Sadece orta kulak iltihaplarının iç kulağı etkilemesine bağlı baş dönmesi varsa kulak zarında delik ve orta kulakta iltihaplanma görülür. Hastada anormal göz hareketleri saptanabilir. Bu göz hareketlerinin yönü hangi kulağın hasta olduğuna dair bazı bilgiler verebilir. Baş dönmesi gözle görülen bir problem olmadığı için mümkün olduğunca çok bilgi edinilmelidir. Bu amaçla doktorunuz ayakta yada yatarken hatta yürürken bazı testlere tabi tutacaktır.<br />Ne Gibi Tetkikler Yapılır: Baş dönmesi için ne gibi tetkiklerin yapılacağı muayene sonunda elde edilen bilgilere göre yapılır. Eğer muayene sonucunda kulakla ilgili bir hastalık olmadığı kararına varılırsa doktorunuz sizi diğer branşlara sevkedecektir. Ancak buna karar verirken muayene sonrası bazı tetkikler genellikle yapılır. Bu tetkikler arasında en sık başvurulan <i>odiometri </i>adı verilen ve hem işitme hemde iç kulak fonksiyonları hakkında bize bilgi veren test uygulanır. Ayrıca yine kulakla ilgili normal filmler, bilgisayarlı tomografi veya manyetik resonans (MR) tetkiki yapılabilir. Bu testlere bazı kan tahlilleri de eklenebilir. Ancak birçok kulak hastalığında dahi odiometri, bilgisayarlı tomografi ya da MR' ile bile birşey görülmemektedir. Bu gibi testler genellikle tümör gibi daha ciddi problemleri ekarte etmek için uygulanır.<br />Nasıl Tedavi Edilir: Baş dönmesi kendisi bir hastalık olmayıp başka hastalığın belirtisi olduğu için öncelikle asıl sebebin tedavisi gerekir. Ancak birçok başdönmesi hastasında ortaya net bir sebep konamamaktadır. Bu nedenle asıl amaç baş dönmesini ortadan kaldırmak haline dönmektedir. Kulak hastalıklarına bağlı baş dönmeleri (tümörler hariç) genellikle kısa ya da uzun zamanda kendiliğinden ortadan kalkmaktadır. Çünkü diğer kulak zaman içinde hasta kulağın problemini kompanse etmektedir. Bu bazen 6 ay ya da 1 yıla kadar uzayabilir. Baş dönmesi eğer pozisyonel baş dönmesi (BPPV) ise bunun tedavis Epley manevrası denen ve doktorunuzun size muayene masasında uygulayacağı bazı hareketlerle olmaktadır. Bu hareketler iç kulaktaki bazı partiküllerin yerine oturmasını sağlamaktadır. Diğer sebeplerde ilaç tedavisi kullanmak gerekir. Bu amaçla değişik ilaçlar kullanılsada hemem hemen hepsi belli oranda baş dönmesini azaltırlar. Baş dönmesi şiddetli olan hastalar bazen serum takılıp hastaneye yatırmak gerekebilir. Tümörlere bağlı baş dönmelerinin tedavisi tümörün çıkarılmasıdır yani ameliyattır. İlaç tedavisine cevap vermeyen Meniere hastalığı nda da bazen ameliyat yapılır. <br /></blockquote>Derridahttp://www.blogger.com/profile/11327959125465819104noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6332729537972456464.post-87923462204707179642010-12-03T09:57:00.000-08:002010-12-03T09:58:40.330-08:00Atatürk'ün müzik ilkeleri nedir?<div style="font-family: Georgia; color: rgb(0, 0, 0);" id="post_message_1266110">ATATÜRK’ÜN SANATA VE SANATÇIYA VERDİĞİ ÖNEM <br /><br /><br />Atatürk, sanatı seven, sanatçılara değer veren ve onları destekleyen bir devlet adamıdır. Çocukluğundan itibaren sanata ilgi duymuş ve sanatın bazı dallarıyla çok yakından ilgilenmiştir. Gençliğinde şiir ve edebiyata yakınlık duymuş, Namık Kemal'in şiirlerini okumuş ve ondan etkilenmiştir.<br />Atatürk'ün kaleme aldığı ve 1927 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisinde okuduğu "Nutuk" adlı eseri, Atatürk'ün en büyük edebî eseridir. Yazmış olduğu "Oğuz Oğulları" adlı şiir de Atatürk'ün şiir konusundaki yeteneğini sergileyen ve her Türk'ün okuması gereken bir eserdir.<br />Atatürk, şiir ve edebiyat dışında müziğe de büyük bir ilgi duymuştur. Şarkı ve türküleri dinlemekten büyük bir zevk alan Atatürk, zaman zaman okunan şarkılara eşlik etmiş, oynanan halk oyunlarına katılmıştır. Bazı Rumeli türküleri, onun sesinden notalara dökülmüş ve müzik repertuarımızda yer almıştır.<br />Atatürk, askerî ataşe olarak Sofya'da görevli bulunduğu dönemde çok sesli müziğe ilgi duymaya başlamıştır. Klâsik müzik konserlerine ve operalara giderek bu müzik türlerini tanıma fırsatı bulmuştur. Cumhuriyetin ilânından sonra, ülkemizde bu müzik türlerinin sevilmesini ve müzik kültürümüzde yer almasını sağlamak amacıyla yapılan çalışmalara önderlik etmiştir. Ülkemizde müzik sanatının gelişmesi için bütün olanaktan kullanmıştır. <br />Atatürk'ün zamanında yapılmış bazı binaların güzelliği, ülkemizdeki çağdaşlaşma hareketini ifade edebilecek nitelik taşımaktadır. Ayrıca mimarî eserlerin korunmasına verdiği önem de Atatürk'ün mimarîye olan ilgisinin önemli kanıtlarındandır.<br />Atatürk'ün, tiyatro, bale, edebiyat, heykeltıraşlık, mimarî, resim, müzik gibi sanat dallarıyla ve sanatçılarla ilgilenmesi, onları desteklemesi Atatürk'ün sanatla çok yakın bir ilişki içinde olduğunun göstergesidir.<br />Atatürk,sanatla ilgili düşüncelerini,Türkiye Büyük Millet Meclisindeki konuşmalarında, Çankaya Köşkünde sanatçılarla yaptığı sohbet ve tartışmalarda belirtmiştir. Atatürk'ün bu konuşma ve tartışmalarda dile getirdiği sanatla ilgili düşünceleri, Türk halkına ileti niteliği de taşımaktadır.<br />Atatürk, sanatın tanımını şu sözlerle açıklamıştır: "Sanat güzelliğin ifadesidir. Bu anlatım sözle olursa şiir, ezgi ile olursa müzik, resim ile olursa ressamlık, oyma ile olursa heykeltıraşlık, bina ile olursa mimarlık olur."<br />Sanatın, bir toplumun ilerlemesindeki öneminin ve vazgeçilmezliğinin bilincinde olan Atatürk, bu düşüncesini şu sözlerle ifade ediliştir: "Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir," "Bir millet sanata önem vermedikçe büyük bir felâkete mahkûmdur," "Dünyada medenî, ileri ve gelişmiş olmak isteyen herhangi bir millet, mutlaka heykel yapacak ve heykeltıraş yetiştirecektir." Atatürk'ün bu sözleri, sanalla ilgili temel düşüncelerini ifade etmesi bakımından önemlidir.<br />Atatürk'ün sanatçılarla ilgili düşüncelerini ifade ettiği sözleri ise şunlardır: "Sanatçı, toplumda uzun çalışma ve uğraşlardan sonra alnında ışığı ilk hisseden insandır." "Hepiniz milletvekili olabilirsiniz, bakan olabilirsiniz; hatta Cumhurbaşkanı olabilirsiniz, fakat sanatkâr olamazsınız."<br />"Adımız Andımızdır" adlı şarkıyı öğrenelim. Şarkıyı, sınıfımızda seslendirelim.<br />Büyük bir sanatsever olan Atatürk'ün gönlünde, müziğin ayrı bir yeri vardı. Bu nedenle millî kültürümüzde önemli bir yer tutan güzel sanatlar içinde müziğe ayrı bir önem vermiştir. Müziğin önemiyle ilgili düşüncelerini, şu sözleriyle ifade etmiştir: "Hayatta müzik gerekli değildir. Çünkü hayat müziktir. Müzik ile ilgisi olmayan varlıklar, insan değildirler. Eğer söz konusu olan hayat insan hayatı ise müzik mutlaka vardır. Müziksiz hayat zaten mevcut değildir: Müzik hayatın neşesi, ruhu, sevinci ve her şeyidir."<br />Yapılacak inkılâpların başarıya ulaşmasına, müzik alanındaki gelişmeleri ölçü gösteren Atatürk, bu konudaki düşüncelerini şu sözleriyle ifade etmiştir: "Osmanlı müziği, Türkiye Cumhuriyeti'ndeki büyük devrimleri söyleyecek güçte değildir. Bize yeni müzik gereklidir. Bu müzik, özünü halk müziğinden alan çok sesli bir müzik olacaktır." "Bir ulusun yeni değişikliğinde ölçü, musikide değişikliği alabilmesi, kavrayabilmesidir." <br />Atatürk'ü konu alan aşağıdaki marşı öğrenelim. Marşı, sesimizle ve çalgımızla seslendirelim.<br />Atatürk, müziğin önemle ve öncelikle, modern müzik (çok seslilik) kuralları içinde ele alınmasını istemiştir. Bu konuyla ilgili düşüncelerini şu sözleriyle ifade etmiştir: "Arkadaşlar, güzel sanatların hepsinde, ulus gençliğinin ne türlü ilerletilmesini istediğinizi bilirim. Bu yapılmaktadır. Ancak bunda en çabuk, en önde götürülmesi gerekli olan Türk musikisidir."<br />Atatürk, Türk müziğinin evrensel müzikteki yerini bir an önce alması amacıyla yapılan çalışmalara önderlik etmiştir. Müzik eğitimi görmeleri için çok sayıda öğrenciyi Avrupa'ya göndermiştir. Ankara'da Musiki Muallim Mektebi ile İstanbul'da Sanayi-i Nefise mekteplerinin açılmasını sağlamıştır. Bu konudaki düşüncelerini de şu sözleriyle ifade etmiştir: "Ulusal ince duyguları, düşünceleri anlatan yüksek deyişleri, söyleyişleri toplamak, onları bir gün önce genel son musiki kurallarına göre işlemek gerektir. Ancak bu sayede Türk ulusal musikisi yükselebilir, evrensel musikide yerini alabilir."<br />bu da Atatürk için yazılmış bir şiir biraz uzun ama başka bulamadım canım<br /><br />Atatürk <br /><br /><br /><br />Benim, baş öğretmenim<br />Baş öğretmenimin;<br />Adı: Mustafa Kemal<br />Soyadı: ATATÜRK<br />Mustafa Kemal ATATÜRK<br />Baş öğretmenim<br />En büyük Türk<br />Atatürk,<br />Bir sen, fani Mustafa Kemal<br />Bir de biz, Mustafa Kemal’ler<br />Cumhuriyeti, siz kurdunuz<br />Biz yaşatacağız<br />Baş öğretmenimi gördüm, fikirleriyle<br />Yürüyeceğim, daima<br />Baş öğretmenimin izinde <br />Bitmeyen görevini<br />Biz tamamlayacağız<br />Son nefese kadar, çalışıp <br />Bizden sonrakilere<br />Türk ulusunun<br />Nefesinin, sönmeyeceğini<br />Onun ebedi olduğunu, göstererek<br />Parolanı anlatacağız<br />Türk’üm, bizim için <br />Yüksekliğin hududu yok<br />Çalışmak, çalışmak, çalışmak var<br />Asla, yılmak yok<br />Kurtardın, Türk milletimi<br />Hitap ettin, Türk gençliğine<br />Yürüyor Türk gençliği,<br />Baş öğretmenim, senin ilkelerinle<br />Seni, Dünyaya yazdım, almadı<br />Arşa yazdım,, arşta yer kalmadı<br />Yirmidört kasım öğretmenlerinin günü<br />Kalbimde, gönlümde, her an sen varsın<br />Her yılın,, üçyüz altmışbeş günü<br />Baş öğretmenimsin ATATÜRK<br /><br />insan hakkında şiir:<br /><br />İNSAN <br /><br /><br />İnsan kuş kanadında gelen yazı.<br />İnsan arı su, insan ak süt. <br />İnsan yemyeşil uzanan bahçe.<br />İnsan kum, insan çakıl taşı.<br />İnsan yiğit, insan dost, insan sevdalı.<br />İnsan ******, insan ödlek, insan hergele. <br />İnsan kocaman, dağ gibi.<br />İnsan parmak kadar, küçücük.<br />İnsan alın teri, insan lokma, insan kan.<br />İnsan solucan, insan sülük.<br /><br />İnsan kuş kanadında gelen yazı.<br />İnsan gül fidanında yanan konca.<br />İnsan umutların kapısı. </div>Derridahttp://www.blogger.com/profile/11327959125465819104noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6332729537972456464.post-3147184690034879572010-12-01T23:23:00.000-08:002010-12-01T23:25:13.427-08:00Fatmagül’ün Suçu Ne 11. bölüm 2 aralık izle kanal d<p><img class="alignleft size-full wp-image-28884" title="fatmagül" alt="" src="http://www.aymoli.com/wp-content/uploads/fatmag%C3%BCl.bmp" width="213" height="109" />Kanal D nin yeni dizilerinden Fatmagül’ün Suçu Ne 9.bölüm ile 11 Kasım perşembe ekranlara gelecek.11 .yeni bölümde Kerim Fatmagül’ü ilk kez şaşırtıyor</p> <p>Kerim, pasaportunu almak için gittiği emniyette Mustafa ile karşılaşır. Artık her şeyi göze almışken, Mustafa hayatını darmadağın eden bu adamı tanımaz. Ama bu son karşılaşmaları olmayacaktır. Ebe Nine’nin, Fatmagül’e yakınlaşma çabası, gün geçtikçe karşılık bulmaya başlar. <span id="more-34391"></span>Fatmagül, Meryem’in iyi niyetini anlamış ve bu kadının dostluğundan hoşlanmaya başlamıştır. Ona güvenebileceğini hisseder. Öte yandan Ebe Nine, mahallede yavaş yavaş adını duyurmaya başlar ve ilk müşterilerini kazanır. Bu durum Fatmagül’ü de yüreklendirir. Fatmagül’ün Ebe Nine’yle yakınlaşması Mukaddes’i çileden çıkarır. Hapishanede kaldıkları kısa süre bile, Vural için de Erdoğan için de çok etkili olur.</p>Derridahttp://www.blogger.com/profile/11327959125465819104noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6332729537972456464.post-39390597700562870062010-12-01T23:22:00.001-08:002010-12-01T23:22:52.203-08:00Kıvanç Tatlıtuğ'un çocukluk sevgilisi resimleri<p><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family: comic sans ms,cursive;"><span style="font-size: 14px;">Genç yıldızın çocukkenMersin’de bir yazlık sitede çektirdiği fotoğrafı da yılların kendisini nasıl değiştirdiğini gözler önüne seriyor.<a href="http://im.haberturk.com/2010/11/30/576261_e28f28587cbf24c99c69e3ae5e92cd9a.jpg"><img style="border: 1px solid black; padding: 1px; background-color: white;" alt="" src="http://im.haberturk.com/2010/11/30/576261_e28f28587cbf24c99c69e3ae5e92cd9a.jpg" width="418" height="559" /></a><br /><br /><strong>HT MAGAZİN / ZAFER AKBAŞ</strong><br /><br />Televizyon dünyasının son yıllardaki en popüler isimlerinden biri olan Kıvanç Tatlıtuğ’un tam 14 yıl önce çekilmiş fotoğrafları ortaya çıktı. Büyük bir değişime uğradığı gözlenen genç yıldız fotoğraf karesinde o dönem âşık olduğu ancak karşılık bulamadığı Sibel adlı genç kızın kuzenleriyle birlikte görülüyor. 1996 yılında Mersin’deki Gondol yazlık sitesinin basamaklarında otururken objektife poz veren Tatlıtuğ, o günlerde tam bir çocuk profili sergiliyor. Tatlıtuğ’un “Unutamadığım ilk gençlik aşkım” diye söz ettiği Sibel adlı arkadaşının ise şu anda ABD’de yaşadığı öğrenildi. Tatlıtuğ, Türkiye’ye geldiği zamanlarda Sibel’le arkadaş olarak görüşmeye devam ediyor.<br /><br /></span></span></span></p>Derridahttp://www.blogger.com/profile/11327959125465819104noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6332729537972456464.post-33983187081369011752010-12-01T23:09:00.001-08:002010-12-01T23:09:32.349-08:00Başbakan Erdoğan, Wikileaks iddiaları açıklaması<p> </p> <div class="content"> <div id="news-detail-body" class="body clearfix"><span id="news-detail-body"> <p>Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Wikileaks internet sitesinin dünya gündemini sarsan iddialarıyla ilgili konuştu. "ABD bunun hesabını diplomatlarına sormalı" diyen Erdoğan, muhalefeti ve medyayı çok sert sözlerle eleştirdi. "İsviçre bankalarında bir kuruş param yok" diyen Erdoğan, "İspat ederlerse bu makamda durmam" şeklinde konuştu.</p> <p>Erdoğan, şu açıklamalarda bulundu:</p> <p>"Önemli bir kısmı düşük düzeyli yazışmalar veya kişisel yorumlar olan bu bilgilerin mutlak bir hakikat ve büyük bir gerçek gibi algılanması mantık ve izanı da ortadan kaldırıyor. Pazartesi günü Libya'ya hareketim öncesinde gelişmeleri izlediğimizi, eteklerindeki taşları dökmesini beklediğimizi ifade etmiştim. Ne yazık ki birileri benim kadar sabırlı olamadı ve açıklanan çok az bilgiyi -belge bile demiyorum- bir fırsat olarak görüp buradan hükümete nasıl saldırırız derdine düştü. Muhalefet bu ülke için, bu millet için çözüm politikaları üretmekten aciz olduğu kadar, siyaset üretmek noktasında da aciz. Hakkımızda her türlü ipe sapa gelmez iddiayı gündeme taşıdılar, her seferinde yüzleri kızardı, çünkü söyledikleri yalandı.<br /><br />"Şimdi görüyoruz ki; kendilerine ait cümle kalmadığı için, başka bir devletin diplomatları arasındaki dedikodu niteliğindeki yazışmalardan medet umar hale geldiler. Bu diplomatların yalan yanlış yorumlarıyla yaptıkları iftiralar, birinci derecede ABD'yi bağlar. Bunun hesabını ABD'nin sorması lazım o diplomatlardan. Tüm dünyada yapılan bu yorumlar bir çalkantıya sebep olmuştur. Kendi ürettikleri dedikoduları başkalarından duyunca gerçek sandılar. İsrail medyasında Türkiye'nin Başbakanı'ndan şikayet edenler, en son yabancı diplomatların hezeyanlarına sarılmış durumdalar. Başbakan'ın falanca ülkede şu kadar hesabı varmış. Antalya'daki raylı sistem ihalesine müdahale etmiş. Bunlara sarılacak kadar mı acizsiniz? Bu kadar fırsatçılık olur mu?<br /><br />"Benim abdestimden şüphem yok, dolayısıyla namazımdan da şüphem olmaz. Düne kadar Türkiye'yi sırça köşklerinden izliyorlardı, bugün artık yabancı diplomatların dedikodularından izlemeye başladılar. Sadece magazin basınından takip ediyorlardı, bugün magazin diplomasisinden izlemeye başladılar. İftira ve iddia ithal etmeye başladılar. Yeter ki hükümete yönelik bir saldırı olsun. Nereden geldiğine bakmadan, arkasındaki niyet, hedef, gaye hakkında en küçük bir endişe taşımadan buna sarılmak fırsatçılıktır. Bana, şahsıma, aileme, dünürüme, arkadaşlarıma yönelik -ki benim dünürümün hayatı yazmak çizmekle geçmiştir, yazmaktan başka bir şey bilmez, adamı müteahhit yaptılar- bu tür iftiraları atanlar ne kadar alçaksa, bunları manşet yapanlar, siyaset malzemesi yapanlar da o kadar alçaktır.</p> <p>"İspat görevi bu iddiayı ortaya koyanlarındır, benim değildir. Amerika bu işleri iyi bilir, diplomatlar da bilir. Nerede bunun delilleri? Sadece atılan iftira üzerinden kalkıp da benden bunun ispatını istemek kadar cehalet olur mu? Olmayan şeyi nasıl ispat edeyim? Benim İsviçre bankalarında bir Allah kuruşum yok ki? Nasıl çıkarayım? Böyle bir şey ispat ettiğiniz anda ben bu makamda durmam, milletvekilliğinde durmam. Ama siz o makamlarda duracak mısınız? Bizim iktidara gelirken üç şeyi bitirme sözümüz vardı: Yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar. Bunları çökerttiğimiz için benim halkım bizi buralarda tutuyor.</p> <p>"Sen başbakanı seversin veya sevmezsin, ama ülkene saygın varsa, milletine saygın varsa, bu ülkenin başbakanına yabancıların, hatta ne idüğü belirsiz olanların attığı iddiaya sahip çıkmazsın. Müddei, iddiasını ispatla mükelleftir. Masum olan masumiyetini ispata çalışmaz. Bunu bilmemek ne kadar büyük bir cehaletse, bunu siyaset malzemesi yapmak o kadar büyük seviyesizliktir. Siyaset seviye, nezaket ister. Yalan ve iftiradan medet ummak bir siyaset tarzı olamaz. Malesef son dönem gördüğümüz tablo, Türk siyaseti açısından hiç hoş değildir. Hakaret, iftira, küfür, siyaset dili haline getirilemez.</p> <p>"Buradan medyaya da sesleniyorum. Aynı şekilde bunları sürmanşet veya manşet yapanlar, bunlara sarılarak hükümete saldıranlar da aynı seviyesizliğin içerisindedirler. Bir defa onurlu bir medya kalkar bunu sorar, kime bu iftira yapılıyorsa ona sorar. Eğer başbakanla ilgiliyse sorar. Ama başbakan size bakın ne diyor? "Hayır böyle bir şeyle ilgim yok" diyorsa yazmaman gerekir. Bu ahlaksızlıktır, biz seviyesizliği kendileri için seviye haline getirmeye çalışanların söylemlerini muhatab almıyoruz. <img src="http://im.haberturk.com/2010/12/01/576708_detay.jpg?1291270780" alt="" width="290" height="298" /><br /><br />"Siz hem Türkiye'nin öneminin artmasından dem vuracaksınız, hem de Türkiye'nin Başbakanı kalkacak "ispat et bu tür şeyleri" diyenlerle muhatab olacak. Bu diplomatlar hakkında ulusal, uluslararası bütün yargı süreçlerinde bu süreci devam etireceğiz. ABD hükümetiyle de konuştuk, özür beyanında bulundular. Ama biz bunu yeterli bulmuyoruz, bu diplomatlarla ilgili bütün girişimleri yapmak durumundalar. ABD diplomasisi ne hale gemiştir, bu Amerika'nın sorunudur. Biz rahatız, hiç bir sıkıntımız yok. Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı Kosova'da, Lübnan'da, Libya'da ilgi görüyor diye mutsuz olanlar var. Bu belgelerde olduğu iddia edilen muhalefet partisine yönelik sıfatlar, bana atılan iftiralar kadar rahatsız etmiştir. Hiçbir yabancı, bana olduğu kadar benim ülkemin muhalefetine, insanına saygısızlık yapamaz. Ama malesef onlar iftiralara borazanlık ediyor. <br /><br />"Dedikodu yapmak, asparagas haberler üretmek, fitne çıkarmaya çalışmak diplomatik değildir. Bir dönemin büyükelçilerinin kişisel kininden kaynaklanan yalan ve iftiralarını gerçek kabul edip hükümeti suçlamak büyük bir yanlıştır. ABD'nin dışişlerinin bile ciddiye almadıklarını siyaset malzemesi haline getirenler, ömür boyu bir utanç yaşayacaklardır. Hadise henüz çok sıcaktır. Amacın ne olduğunu bekleyerek göreceğiz. <br /><br />"Şuanda, belediye başkanlığım döneminde "Erdoğan'ın bir milyar doları vardır" diyen, Ergenekon davasından zanlı olarak içeride. 1 milyar dolar. 4,5 yıllık dönemin bütçesi o kadar değildir. Buna o zaman önemli bir işadamı da sahip çıktı sonra özür diledi. Şimdi Ergenekon sanığı olarak bu efendi içeride. Aynı şekilde devam eden bir medya hala var, köşe yazarları hala var!<br /><br />"Bizim hakkımızda ifitralarla dolu bir çok kitaplar yazılıyor. Çünkü Başbakan'a iftira atmak prim yapıyor birileri için. Türkiye muhalefetin muhayyilesine sığmayacak kadar büyük bir ülkedir. Biz gerektiği zaman da gerekli zeminde gerekeni söyler gerekeni yaparız."</p></span></div></div>Derridahttp://www.blogger.com/profile/11327959125465819104noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6332729537972456464.post-17837129672675854202010-12-01T11:19:00.000-08:002010-12-01T11:20:14.317-08:00Elma, muz, çay, fındık ve üzüm nerelerde yetiştirilir?<div style="font-family: Georgia;" id="post_message_1300428">Elma akdeniz Bölgesi<br />Muz Türkiye’de yetiştigi yerler: Akdeniz bölgesi (Bilhassa Anamur, Alanya)<br />Çay ve fındık Karadeniz Bölgesi<br />Üzüm Trakya Bölgesi <table id="post1691125" class="tborder" align="center" border="0" cellpadding="6" cellspacing="0" width="100%"><tbody> <tr valign="top"> <td id="td_post_1691125" class="alt1"><div id="post_message_1691125">muzun nerde üretilir<br />elme nerde üretilir<br />cay nerde üretilir<br />fındık nerde üretilir<br />üzem nerde üretilir </div></td></tr> <tr> <td class="xmale" width="155"><br /></td></tr></tbody></table></div>Derridahttp://www.blogger.com/profile/11327959125465819104noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6332729537972456464.post-27776675487029666522010-12-01T11:18:00.000-08:002010-12-01T11:19:04.716-08:00televızyonun olumlu yonleri<h2 class="ptitle shade"><br /></h2> <div id="post_message_1508376">televızyon hayatımızda olumludur cunku bır mısafırlıge gıttıgımızde konusacak bır sey bulamayız ve hemen televızyonu acabılırız televızyon bızım dunya ıle ılgılı haberlerı ogrenmemıze yardımcı olur. butun haberlerı televızyon ıle ogrenebılırız.sıkıldıgımızda kanallardan bırınde bir fılm bulup onu ızleyebılırız.dogru fılmı ızlersek bılgıler de ogrene bılırız . bazı belgesel kanallarındada bilgıler ogrene bılırız. </div>Derridahttp://www.blogger.com/profile/11327959125465819104noreply@blogger.com0